ABD’yi Suriye anlaşmasına Türkiye dahil etti

04:007/09/2016, Çarşamba
G: 13/09/2019, Cuma
Nedret Ersanel

G-20 zirvesinin liderler fotoğrafı çekilirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Putin'e yaptığı, 'her şey yolunda' işareti, Başkan Obama ile yapılan görüşmenin 'ardından'dır...



Öncesinde ise Rus heyetiyle gerçekleştirilen toplantı var..



“Rabıtalıdır”...



Hürriyet gazetesi, Türkiye-ABD görüşmesini, 'Obama'dan destek sözü' başlığının altına yerleştirmiş. Ahmet Hakan bey de yazı işleri ile uyumlu olarak mealen şöyle diyor; “Darbenin arkasında Amerika var, ABD bu kez başaramadı, Amerikancı darbe önlendi' diyenler... Dün şöyle bir şey oldu, 'Reis' Obama ile buluştu.” (Hürriyet, 05/09.)



Dış politika okumaları bu denli naif yapıldığında, mesleklerini tutan şirazeler 'şüphe etmeye' bağlı köşe yazarlarında kasıt ararım...



Tehlikesi şu; 'ABD Türkiye'de darbe girişiminde bile bulunsa, küresel şartlar ve bağlantılar nedeniyle Ankara'nın ses çıkaramayacağını' düşündürtürsünüz okurlarınıza.



ERDOĞAN-OBAMA GÖRÜŞMESİ GERÇEKTE NE DEMEK?


Madem sadece “görüştü” kelimesi üzerinden gidilebiliyor, biz de şekil şartlara bakalım...



Erdoğan-Obama görüşmesi 45 dakika sürdü. Selam-sabah faslı artı çeviri payı, kemiksiz 30 dakika.



Oysa iki başkentin “acil” konuşması gereken konuların başlıklarını yazsanız gün sürer.



Kaldı ki ne konuşulduğu da biliniyor; Suriye ve FETÖ...



Suriye için Obama, “YPG/PYD çekildi” dedi, Erdoğan da, “öyleyse daha rahat ilerler ÖSO” dedi. Obama donup kaldı.



İki, “FETÖ'yü verin” dendi, ABD bildik cevabı verdi.



Peki Rusya-Türkiye görüşmesi ne kadar sürdü? 3x45! Yetişmedi, farklı başlıklar için ayrı oturumlar düzenlenmesi düşünüldü.



Bunun için “görüştü” demeyecek miyiz?



Veya Putin'in, 'Türk harekâtı bizim için beklenmedik değildi' cümlesiyle Sayın İbrahim Kalın'ın, 'Rusya bize tam destek verdi' açıklamasını yapıştırmayacak mıyız?



Hadi Çin lideri ev sahibiydi, haksızlık olacak ama onunla görüşmeyi saymayalım.



Çin-ABD ilişkisi?..



Amerikan Başkanı'nı “adam yerine” koymadılar. Uçaklara arka kapılardan indirip bindirdiler. “Protokol neden uygulanmıyor” itirazına da, “burası bizim toprağımız, bizin hava-alanımız” lafını kaydedip, dünyaya servis ettiler.



Ya iki gündür sosyal medyada dönen resimler?



Uzun anlatmayalım; önceki zirvenin liderler fotoğrafı ile bu zirvenin fotoğrafındaki liderlerin 'dağılımına' bakın kâfidir.



BİZ SURİYE'DEYİZ, ABD NEREDE?


Türkiye'nin ABD ile ilişkilerinin

“yerleşik ve çözülmez” olduğuna ilişkin klişenin

elbette bir gerçekliği var.



Ama şu an aktif değil!



Obama siyaseten ölü ve 8 haftalık ömrü bulunuyor. Kendisi de farkında. Veda ziyaretleri yapıyor. Bu yüzden topa sert giremiyor.



Ancak Ankara bu savunmasızlıktan faydalanmıyor.



ABD'nin zayıflığı sadece Başkan'ın 'topallığından' değil. Suriye ve darbede milyonların kanına mal olan umursamazlığından,

Brzezinski'ye göre 'darbeyi desteklediği için'

elleri de kelepçeli...



Rusya ve Amerika Suriye konusunda seri görüşmeler yapıyor. Başta Kerry ve Lavrov sık bir araya geliyor.



Tarafların tüm açıklamaları uzlaşıya bir adım mesafede oldukları yönünde(ydi).



Obama: “

”. ('04/09, Sputnik.)



Buna rağmen, Suriye'de uzlaşı geliyor. Fakat

eski şartlarla değil

. Yeni şartlar ise

Türkiye'nin 'Fırat Kalkanı' operasyonu ve yaklaşık 5000 Km2'lik sathı “terörden temizleme” hedefidir.


Aynı zamanda “güvenli bölge”dir.



ABD'nin başından reddettiği, oyaladığı, dikenli tellere takılan nineleri, bebekleri görmezden geldiği sürecin ta kendisidir.



Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderler zirvesindeki işte o “her şey yolunda” işaretidir.



TÜRKİYE AĞUSTOS 2013'ÜN İNTİKAMINI ALIYOR…


Yani, Rusya ve nispeten İran'ın da işin içinde bulunduğu, petrol fiyatları üzerinden Suudi Arabistan'ı da artık kapsadığı bir parmaktır!



Moskova ve Tahran'ın harekât için sık tekrarladığı

ikazlar sadece 'Şam'la diyalogu' teşvik

adınadır.



Nihayet, ABD'nin içinde bulunduğu bir Suriye anlaşması yapılabilir. Ama bu artık kesinlikle Amerikan anlaşması olamaz.


Washington şu an Suriye'nin geleceğindeki pazarlık masasına ilişmeye çalışıyor.



Elbette tüm gözler ABD'nin müstakbel Başkanı'nın kim olacağında. Ama Obama uzlaşının 'şimdi' bağlanması için sıkıştırıyor.



Amerikan beklentilerinin karşılanması diye bir şey yok artık ama en yakın forma ulaşıldığında, bölgeyi asıl oyuncularına-askeri operasyonlara destek de vererek-bırakacak!



Bu halde pazarlık masasındaki geniş koltuklardan birinde Türkiye oturuyor olacak.



Esasen, göbeğinde Ukrayna olan küresel ABD-Rus savaşının, Suriye özelinde

güç birliği imkânına dönüşmesine de yine Türk hamlesi vesile olmuş

görünüyor!



Sormayalım mı yani; vakt-i zamanında Obama, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güvenli bölge teklifini kabul etmiş olsaydı, Suriye savaşının gidişatı hem de Washington'ın lehine bugün bambaşka bir hale ulaşmış olmayacak mıydı?



Bugün ise

Obama uzun süreli bir Suriye anlaşmasını ancak Türkiye'nin işbirliğiyle sağlayabiliyor

.



Kaç kere yazmadık mı, “Türkiye'nin oyun kuruculuğunu kırarsanız, oyun bozuculuğu sizi 'kırdığınız yerden kırar' diye!



Hasılı, Hangzhou'da ABD ile gerçekleşen toplantı önemsizdi.




#FETÖ
#YPG
#G-20 zirvesi