Bir elde Mesnevi bir elde Mukaddime

04:001/09/2015, Salı
G: 13/09/2019, Cuma
Nazif Gürdoğan

Aydınlanma döneminden bu yana, dünyanın her ülkesinde, kutsal kültürle, seküler kültür arasındaki ilişkiler sorgulanıyor.Aydınlanma rüzgarlarının yol açtığı dalgalanmalar karşısında, bütün dünyada kutsal kültür, seküler kültüre bütünüyle teslim oldu. Türkiye'nin tek parti yönetimi yıllarında olduğu gibi, bütün ülkelerde kutsal kültürün değerleri, ekonomik, siyasal ve kültürel yapıdan, bir bir sökülüp atıldı.Sosyal bilimlerde normatif değerler unutuldu, pozitif değerler kutsandı.*Bilginin hiyerarşisinde

Aydınlanma döneminden bu yana, dünyanın her ülkesinde, kutsal kültürle, seküler kültür arasındaki ilişkiler sorgulanıyor.
Aydınlanma rüzgarlarının yol açtığı dalgalanmalar karşısında, bütün dünyada kutsal kültür, seküler kültüre bütünüyle teslim oldu. Türkiye'nin tek parti yönetimi yıllarında olduğu gibi, bütün ülkelerde kutsal kültürün değerleri, ekonomik, siyasal ve kültürel yapıdan, bir bir sökülüp atıldı.
Sosyal bilimlerde normatif değerler unutuldu, pozitif değerler kutsandı.

*

Bilginin hiyerarşisinde ilk sırada yer alan kutsal değerlerin, daha sonra gelen seküler değerleri yönlendirmesi ve sınırlandırması gerekirken, aydınlanma dönemiyle, yönlendirme ve sınırlandırma süreci altüst oldu.
Bütün bilimlerin normatif alanları, pozitif alanların işgaline uğradı. Her alanda ekonomik ilkeler, etik ilkelerin önüne geçti.
Bütün kurum ve kuruluşlar, iktidar alanlarını genişletmek, daha çok kazanmak, daha çok tüketmek için, kutsal değerlere savaş açmayı, onları yok saymayı, en doğal hak olarak gördü.

*

Aydınlanma döneminin mimarları, seküler kültürün saldırıları karşısnda, kutsal kültürün hayat kaynaklarının, tamamen kuruyacağı öngörüsünde bulundu.
Bu bağlamda, dünyanın her yanında kutsal değerlerin, uygulanabilir olmadıkları ileri sürülerek, seküler değerler kutsallaştırılmaya çalışıldı. Yirminci yüzyılın sonunda, dünya kutsal değerleri öldüren dönemin sona erdiğini, yeniden kutsal değerlere dönülen bir dönemin başladığını gördü. Aydınlanma döneminin seküler kültürü öldü. Kutsal kültüre dönüş hız kazandı.

*

İnsan aklının dışında bir kaynak tanımayan seküler değerler, zaman içinde geçerliliklerini yitirir ve ölür.
İnsan aklının üstünde, ancak dışında olmayan kutsal değerler, zaman içinde geçerliliklerini hiç yitirmedikleri gibi, hiçbir zaman da ölmezler. Kutsal kültürün güneşi batmaz, ışığı sönmez.
Yeniden kutsal kültüre dönen dünyanın mimarları, bir elinde
Mukaddime
, bir elinde
Mesnevi
olan aydınlar olacaktır. Ana akımını kitaplı dinlerin oluşturduğu kutsal kültür, hem fizik hem de metafizik, iki dünyayı birden kucaklayan, iki dünya kültürüdür.

*

Batı'da
Max Weber, Daniel Bell, Peter Berger
gibi sosyal bilimciler, Aydınlanma dönemiyle başlayan sekülerleşme sürecinin mezar kazıcıları oldular. Dünyada onları izleyen aydınlar, sonu
Mesnevi
ve
İbn Haldun
'a çıkan yolu, büyük ölçüde genişletti. Mesnevi ve Mukaddime, kutsal kültürle seküler kültürü altın oranda harmanlar ve bütünleştirir.
Nasıl insan akıl ve gönül dünyasıyla bir bütünse, kültür de görünen ve görünmeyen dünyasıyla, birbirinden ayrılmaz bir bütündür.

*

Kutsal kültürle seküler kültür arasına, aydınlanma döneminde inşa edilen duvarlar yıkılırsa, iki alanın yasalarının birbirlerini dışlamadıkları gibi, birbirleriyle çatışmadıkları da görülecektir.
Bütüncü bir gözle bakıldığında, Mesnevi ile Mukaddime arasında eşsiz bir uyum, eşsiz bir denge, eşsiz bir düzen olduğu açıkca gözlenecektir
.

*

Bilginin kaynağındaki hiyerarşiye özen gösterilirse, seküler alanın bilgisi, kutsal alanda bilgeliğe dönüşür.
Aydınlatıcı ve bütünleştirici olan, seküler alanın bilgisinden önce, kutsal alanın bilgeliğidir.

Kutsal kültür ölümlü dünya, ölümsüz dünyanın sırlarını taşıyan, bilgelik kaynağıdır.

*

Kutsal kültür aklı keskinleştirir, gönlü derinleştirir, ruhu zenginleştirir.

*

Kutsal kültürün yerini seküler kültür dolduramaz.

*

Kutsal kültür kutsal kitaplardan kaynaklanır.

*

Kur'an kutsal kitapların anasıdır.
#mukaddime
#mesnevi
#Max Weber
#Daniel Bell
#Peter Berger
#sekülerizm