Adamın epeyce bir arazisi var, ortasından su geçiyor. Ancak köylü köyü terketmiş, kimse tarımla uğraşmıyor, “zor” diyorlar “zor”, masrafını kurtarmıyor.
Adamın akrabaları, kendi çocukları şehre göçmüş, bir gecekonduda oturuyorlar, kadın temizliğe gidiyor, oğlan bir daireye müstahdem olmuş, köyle alakalarını kesmişler.
Adam küçük oğlunu okutmuş, devlet kapısında bir iyi iş bulsun cümlemizi kurtarsın diye düşünüyormuş.
Oysa hektar hektar arazi ortasından geçen su ile onu bekliyor.
“Baba ben memuriyete girmeyeceğim, kendi arazimizi ekeceğim, bir yandan da süt sığırcılığı yapacağım” deyince başta babası-anası olmak üzere tüm akrabaları şunu söylüyor:
– Biz seni boşuna mı okuttuk?
– Ne için okuttunuz?
– Devlette memur ol, sonra müdür ol, yeğenlerini, akrabalarını işe al. Şanın yürüsün.
– Devlette iş yok baba, hele müdürlük hiç yok.
– Adamını bulacaksın oğlum adamını.
– Ya bu arazi.
– Biz seni ırgat olasın diye mi okuttuk.
Köydeki hayatın değişmesi için genç ziraat mühendisine yardım gerekiyor. Para-âlet-bilgi-çalışacak adam-ürünü pazarlaması, köyünde çoluk-çocuğunu okutacak ve onları da kendi kadrosuna katacak imkânları yakalaması; zorlukları yenmesi “iyi tarım” yapması ve köylüye parmak ısırtacak bir gelir elde etmesi lazımdır.
Bizim köylü gözüyle görmediği başarıya inanmaz. Yılların kökleşmiş zihniyeti kolay değişmez.
Çiftçilik çokluk hava şartlarına da bağlı olduğundan “Hele bakalım üç-beş yıl sonra bu çiftlik kuruyacak mı, yoksa gelişecek mi” diye işi sağlama alırlar.
Genç mühendise gelince. “Durmak yok, yola devam” demesi lazım, tüm itirazlara göğüs germesi, başarısızlık karşısında moralini bozmaması lazımdır.
Eğer o ziraat mühendisi başarılı olursa hinterlandındaki tüm köylüler toprağa döner.
Bilemeyiz.
Belki asırlardır buğday-arpa ekilen tarlalarda lavanta veya çiçek yetişecek.
Bir yanda ihracata dönük kiraz, öte yanda evladiyelik ceviz ormanları olacak.
Irmağın karşı kıyısında otomasyon-modernizasyon çerçevesinde her unsuru yerinde olan bir süt sığırcılığı tesisi var. Onun ilerisinde çiftliğe yetecek kadar yem üreten bir fabrika vesaire.
Eğer çiftliği daha görkemli hale getirmek istiyorsanız. O pırıl pırıl suyun yanına bir çiftlik evi kurar, bahçesinde sebze yetiştirirsiniz.
Bu bir ham hayal midir?
Ne demiş adam “Hulyası olmayınca hayatın ne mânası var”.
Bunun paralelinde pamukçuların tekstil, madencilerin çıkardıkları madeni en azından yarı-mamul hâle getirip öyle satması, en önemlisi de yurt içi veya yurt dışında ince iş sayılan (elektronik-bilgisayar vb.) alanlarda tahsil görenlerin bir yenilik, bir buluş, bir verimli üretim biçimi geliştirmeleridir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.