Müslüman Türkiye

04:0010/02/2016, Çarşamba
G: 13/09/2019, Cuma
Mustafa Kutlu

Yeni Anayasa yapılırken
(inşallah yapılır)
aşağıdaki tabloyu göz önünde bulundurmak lazımdır.
Bir toprağa fidan dikerken tutup tutmayacağını düşünmeli. Toprakla fidan uyum sağlamaz ise o fidan fazla dayanmaz kurur.


“Yerli ve millî”yi bu çerçevede anlamak lazımdır.

“Müslüman Türkiye” diyoruz ama Türkiye ne kadar Müslüman?

Bazıları çoğunluğun azameti karşısında söyleyecek söz bulamayıp; “Canım çoğunluk kadar azınlık da önemlidir” diye tuhaf bir mantık yürütse de.



Diyanet İşleri Başkanlığı'nın TÜİK'e yaptırdığı bir araştırma vardı hatırsanız. Anket 21.632 kişiye uygulanmıştı.

Katılım oranı çok yüksek bir anket (2014).



Katılımcıların yüzde 99.2'si İslâm dinine mensup olduklarını belirtmiş. Sadece 0.4'ü diğer dinlere mensup olduğunu veya dinsiz olduğunu söylemiş.


“Allah'ın var ve bir olduğuna inananların, bundan şüphe duymayanların” oranı yüzde 99.7.



Müslümanlar içinde bazılarının ötekileri pek beğenmemeleri “gerçek Müslümanlık” tarifleri yapmaları, İslâm tarihi boyunca görülen fırkacılık geleneğine bağlanır ki üstünde durmak gerekmez. Çünkü ankete katılanlar “Kur'an'da anlatılanların hepsi doğru ve gerçek olup bütün zamanlarda geçerlidir” demektedirler. Oranı yüzde 96.5.



Vakit namazlarını her zaman kılanların oranı yüzde 42.5.

Vakit namazlarını kılmayanların oranı yüzde 16.9. Kırsalda yaşayanların vakit namazlarını kılma oranı 50.5, kentte yaşayanların ise 39.4. Demek ki kent hayatı Müslümanların günlük ibadetlerini olumsuz etkiliyor.



Eğitim seviyesi arttıkça vakit namazlarını her zaman kılanların sayısı azalıyor. Demek ki ülkede verilen eğitim namazı teşvik etmiyor. Veya vakit namazı öncelikler sıralamasında geriye düşüyor.



Oysa tahsili olmayanlarda bu oran yüzde 69.3.



Ülke genelinde erkeklerin yarıdan fazlası cuma namazını her zaman kılıyor.


Hiç kılmayanların oranı 7.2.


Ara sıra kılanlar yüzde 12.7.



Oruç bahsine gelince namaza nazaran oruç ibadetinin daha çok yerine getirildiği gözüküyor. “

Sağlığım elverdikçe Ramazan orucunu tutarım” diyenler 83.4.


Bir disiplin ve alışkanlık haline getirilse bu kişiler vakit namazını da kılarlar.



“Hiç oruç tutmam” diyenler yüzde 2.5.


Başka bir araştırmada kurban kesenlerin oranı yüzde 84 çıkmıştı.

Şartların kolaylaşması sonucu Hacca ve Umre'ye gidenlerin sayısı da artmaktadır.



Bu tabloya bakarak karşımızda “dindar” bir toplumun olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.


Yeni Anayasa ve kanunların halktaki bu hassasiyeti göz önünde bulundurması şarttır.



Çözümü gereken en önemli nokta laik söylem ile dinî söylemin “birarada yaşama” bağlamında kırıp dökmeden anlaşmasıdır.

#Yeni Anayasa
#Anket
#birarada yaşama