Beylikdüzü'nde Eczacıbaşı helikopterinin düşmesi, kaza gibi görünüyor da… Gerçeğin ne olduğu tetkikler tamamlandıktan sonra anlaşılacak.
Ne zaman, içinde helikopter ve kaza kelimeleri geçen bir cümleye rastlasam, aklıma hiç iyi şeyler gelmez.
Yoğun sisten daha fazla bir şüphe bulutu görürüm hep.
Can kaybı da varsa, daha ciddi yaklaşmak gerekir.
*
Son on gün içinde normalden fazla yangın haberine rastlamamız da dikkat çekici.
Bilhassa fabrikalar, atölyeler, depolar gibi yerlerde yangın çıkması, şüphe uyandırıyor.
Şu günlerde benzer yangınlar olabilir.
Her biri daha titiz incelenmeli ve tedbirler artırılmalı.
Darbeci kumrular, baharı bekliyormuş.
Bu defa işi çok ciddiye alacaklarmış.
16 Nisan'da milletin önüne sandığın konulmaması için ellerinden geleni yapacaklarmış.
Bekliyoruz… İstediğiniz zaman harekete geçin.
Sakarya'da bir vatandaşın Kılıçdaroğlu'nun karşısına dikilip Atatürk ilkelerini saymasını talep etmesi, şık durmadı.
Son derece nazik cümleler kurmasına rağmen, böyle bir istekte bulunmak nezaket dışı geldi.
Kemal Bey, Atatürk ilkelerini sayabilir veya sayamaz, o ayrı konu.
Tıpkı soruyu soran kişinin CHP'li olup olmaması gibi, esasın dışında değerlendirilmesi gerekir.
*
Herhangi birinin, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin karşısına çıkıp “Dokuz Işık”ı saymasını istemesi, ne derece mantıklıdır?
Bahçeli, sakince karşılayıp “Tabii kardeşim” diyerek birden dokuza sayar mı?
Hiç mümkün değil.
“Alın götürün bunu” der, yoluna devam eder.
Artık esnaf lokantalarındaki garsonlar bile yemekleri tek tek saymıyor.
Menüyü masa üstüne bırakıp gidiyorlar.
*
Bir parti genel başkanını ayaküstü imtihana çekmek, kimsenin haddi değil.
Cümleler ne kadar kibarca olursa olsun, son derece kaba bir hareket.
Çok merak ediyorsan, sakin bir köşede tek başına yakalamaya çalış ve yavaşça kulağına doğru eğilerek sor.
O da cevabını senin kulağına söylesin.
İster tek tek saysın, ister bilmiyorum desin.
Fakat böyle, kalabalık içinde ve kameraların önünde olmaz.
Geçelim Aksaray'a… Bir arkadaşımla beraber Zinciriye Medresesi'ne doğru yürürken, yan tarafta bir otomobilin arkasında Ömer Halis'in fotoğrafına rastladık.
Büyük poster, arka camı tamamen kaplıyordu.
15 Temmuz'dan sonra doğan bebeklerin pek çoğuna o ismin verildiğini konuştuk.
“Bizim de yakında torunumuz olacak kısmetse. Gelinimiz, Ömer ismini vermek istiyor” dedi.
Oğlu ise çok uzun zamandır Ebubekir ismini düşünüyormuş ve gençliğinden itibaren bunu hep dile getiriyormuş.
“Hanımla biz de Ali olsun istiyoruz” dedikten sonra, dünürlerinin Osman'a sıcak baktıklarını söyledi.
*
Aile içinde bu gibi isim problemleri, fazla ısrarcı davranmak yüzünden bazen tatsızlıklara sebep olabilir.
Ben de tatlıya bağlanması adına, bir çözüm yolu önermek durumunda hissettim kendimi.
Ve aklıma gelen ilk teklifi arz ettim.
“O zaman 'Dört Halife' olsun çocuğun ismi…”
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.