Terör örgütü zorda kalınca, ateşkes istemeye başladı. Dağdakilerle beraber Ankara'dakiler de operasyonların durdurulması için feryat ediyorlar.
“
” açıklamalarıyla kafa karıştırıyorlar.
En başta, bu bir savaş değil... Temizlik operasyonu.
Biz '
' diyene kadar devam eder.
Terör örgütü büyük sıkıntıya düştü diye operasyonlar durdurulmaz.
Demek ki iyi gidiyor.
Terörle mücadeleyi 'savaş' olarak tanımlamak ve '
' istemek temelden aldatmaca.
Kimse yutmaz onu. Gargara bile yapmaz.
Doğrudan tükürür. Hem de söyleyenin yüzüne.
*
Ortada iki devlet olur. Çarpışırlar. Ona savaş denir.
Terör örgütüyle yapılan mücadeleye 'savaş' demek, birçok şeyi bir arada barındırır: Çarpıtma, art niyet, herkesi aptal sanıp kendini uyanık bilme…
*
Öyle bir noktaya geldik ki devlet açıkça söylüyor: “
Silahları susturmak yetmez
.”
Artık,
da kâfi değil.
Ya?
“
!”
Terör örgütünün yaklaşımı ise çok 'sempatik'.
Anlamamış görünerek bir önceki aşamadan, 'bırakma' üzerinden konuşuyorlar.
“Biz silah bırakmayız, devlet bıraksın.”
Bu kadar net.
CHP Genel Başkanı KK da “
” dedi ya zaten. İşi biliyor da ondan.
Peki gömmek?
Ne mümkün!
Adamlar ölülerinin bile hepsini gömmeye fırsat bulamıyor.
Telsiz konuşmaları itiraf niteliğinde.
“Yandık, bittik, mahvolduk… Adamlarımızın çoğu öldü.”
İçimizden geçen: “
.”
*
Pazar günü millet İstanbul Yenikapı'daydı.
Devlet kürsüden seslendi.
Yine “
” denildi.
Silahları susturmaya bile yanaşmayan, bırakmayı ihtimal olarak bile görmeyen terör örgütünün silahları gömmeyi bir şekilde kabul ettiğini varsayalım.
Olmaz ya diyelim ki oldu.
Tamam dediler…
Nasıl gömerler silahları?
Önce bir güzel yağlar, ardından büyük bir beze sararlar.
Sonra da sağlamca naylon ile kundak yaparlar.
Ancak o şekilde gömerler.
Bununla da kalmaz, her birine “mezar taşı” misali işaret koyar ve bir de kroki
çizer, liste yaparlar.
*
Şimdi bu gömmek sayılır mı?
Bir süre sonra yerinden çıkarıp kullanabilmek varsa hesapta, niyet bozuk demektir.
Terör örgütüyle alakası olmayan biri de bulup çıkarabilir.
Bir çoban, bir kaçakçı veya bir çocuk…
Diyeceğim o ki, gömülmesini istemek de mantıklı değil.
Dağdaki:
“Kürt silah bırakmaz. Devlet bıraksın.”
Bağdaki:
“Türk deyince akla silah gelir. 3 silahım vardı, seçilince 10 silah daha aldım, 12 tane daha alacağım!”
Dağdaki, terör örgütü yöneticisi.
Bağdaki ise bir MHP milletvekili.
Bu defa aday gösterilmedi.
Silahla ilgili konuşmasının aday yapılmamasıyla alakası var mıdır, bilemeyiz.
Silah önemlidir elbette. Fakat Türk deyince, silahtan önce akla gelecek
pek çok şey olmalı.