Şahsıma ve MHP'li bakanlara kumpası, Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopter kazası olaylarına adı karışan Bayındır'ın ABD'ye kaçtığı öğrenildi.
Bu bir twitter mesajı.
Deniz Baykal adını kullanan birinden.
Profil fotoğrafında CHP'nin önceki Genel Başkanı Baykal var ama kendi hesabı mı, yoksa onun adına yazan biri mi bilmiyoruz.
Cümle yapısının bozuk olması da yeterli bir işaret sayılmaz.
Deniz Baykal düzgün cümle kurar diyemeyiz.
Daha önce tuhaf imla hataları yaptığını gördük.
***
Yakın zaman önce rastladığım bir önceki mesajı da epeyce ilginçti.
“Biz ATATÜRKCÜ'ler, yenilirsek kalkar yine deneriz ama siz Diktatörler ve Komplocular yenilirse hepinizin sonları olur. Olacakta, göreceksiniz.”
Tam olarak böyle yazmıştı.
Biz de Olacakta'nın bir ilçe olabileceğini düşünmüştük.
Pek bilinmeyen, adı sanı nadiren duyulan, kıyıda köşede kalmış, hangi il'e ait olduğunu kimsenin hatırlamadığı bazı ilçeler vardır. Onlardan biriymiş gibi duruyor.
Aslında “Olacak da” demek istediğini anlıyoruz elbette.
Fakat biraz cahil görünelim, ne kaybederiz?
Bilmiyor olalım, kıyamet kopmaz ya.
***
Baykal'ın şahsına ve MHP'li bakanlara kumpas kuranların kimliği hakkında ilk defa net konuştuğunu sanıyorum.
Daha önce böyle bir ifadesine rastlamadım.
Yazıcıoğlu'nun helikopter kazasının da aynı kişiler tarafından yapıldığını da söylemesi ayrı bir güzellik.
Çünkü çok iyi hatırlıyoruz ki Baykal o kaset komplosundan sonra çıkıp kürsüde açıklama yapmıştı.
Okyanus ötesinden telefon geldiğini, F. Gülen'in “Bizimkilerin işi değil” diye konuştuğunu ve kendinin de inandığını söylemişti.
***
Aslında bu kısa açıklama bile çok büyük bir hadisedir.
Neden F. Gülen arıyor?
PTT yetkilisi aramıyor.
İstihbarat yetkilisi aramıyor.
Karayolları aramıyor.
Pek çok kamerası bulunan TRT yöneticileri de aramıyor.
Arayan bir kişi var, o da F. Gülen.
Ne alaka?
Yani siz bu tür işlerle meşgul olduğunuzu da kabul etmiş olmuyor musunuz bu şekilde?
Alüftelerle buluşacak olanları falan hepsini biliyorsunuz.
Nasıl bir yapıdır bu?
O zaman için kafa karıştırıcıydı, artık değil.
Bugünkü bilgiler ışığında, böyle bir ifade hiç kimse için sürpriz olmuyor.
Artık, kasetlerin de yapımcısını biliyoruz, suikastların da, darbe girişimlerinin de.
***
Evde değerli bir vazo kırıldığında, suçlu olan çocuğun durup dururken öne atılıp “Ben kırmadım” demesinden bir farkı yoktu F. Gülen'in telefonla Baykal'ı aramasının.
O derece çocukçaydı.
Peki, Baykal'ın ona inanmasının gerekçesi neydi?
Zaten kaset piyasaya çıkmış, istifa etmiş, bunca yıllık partinin yönetimini bırakmışsın.
Başına gelen, pişmiş tavuğunkinden az değil.
Daha ne olacak?
***
Belki de bilmediğimiz daha farklı yönleri var o kaset komplosunun.
Yakın zamana kadar böyle düşündük.
Bugün ne değişti de Baykal komplocuların kimliğini kabulleniyor?
Üstüne Yazıcıoğlu suikastını da ekleyerek.
Anlaşılan, gündemi meşgul eden olayların kamuoyuna açıklanan kısmı, hep söylendiği gibi buzdağının görünen kısmı.
Altta kalan kısmı görmek için suya dalmak gerek herhalde.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.