İlk raundu biz kazandık diye maç bitti zannedemeyiz

04:0027/09/2016, Salı
G: 16/09/2019, Pazartesi
Mehmet Şeker

Yok canım artık bu kadar da olmaz dediğimiz olaylar yaşadık.



Aklımıza gelen gelmeyen ne varsa başımıza geldi.



Asker kılıklı hainlerin halka ateş açacağını düşünmemiştik mesela.



Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bomba atacağına, tankların arabaları ezerek ilerleyeceğine ihtimal vermemiştik.



“Erdoğan kaçarken yanında bu altınlar vardı” diye yalan haber yapmak için, kilolarca altının bir kenara ayrılacağını kim hesap etmişti ki?



*


Şimdi darbenin ikinci aşamasına geçileceğine dair ciddi uyarılar yapılıyor.



“Yok canım, artık bu kadar da olmaz” mı diyeceğiz yine?



Nereden belli?



Tedbirli olmak gerektiğini söyleyenleri karamsarlıkla suçlamak, kargaşa ve panik havası oluşturmakla itham etmekle bir yere varamayız.



Biz işimizi kış tutalım, yaz çıkarsa bahtımıza.



*


15 Temmuz gecesi yaşananlar, basit ve ufak bir örgütün kalkışmasından ibaret olsaydı, ya da bir grup darbe heveslisi subayın macera arayışından ibaret olsaydı, geçti gitti diye bakar, şükrederdik.



Arkasında “büyük akıl” bulunduğunu, hazırlıkların çok uzun zamana yayıldığını, hedefin basit bir şekilde iktidarı ele geçirmek olduğunu, cümle âlem biliyor.



Asıl hedefin ülkeyi işgal etmek olduğunu da…



Darbe kalkışmasının ardından iç savaş çıkarmak için büyük planlar yapıldığını da…



O halde tedbirsiz davranamayız.



*


15 Temmuz romantizmi güzel de bir yere kadar devam ettirebiliriz.



İleri maçlar var önümüzde.



İşgal planı varsa, iç savaş hazırlığı varsa, ilk raundu biz kazandık diye maç bitti zannedemeyiz.



Büyük gaflet olur.



*


Su uyur, düşman uyumaz anlayışını terk etmek, felakete yol açar.



Arabasının lastiği patladığı zaman, olduğu yerde terk eden birine rastladık mı hiç?



Yahut kırk yıl boyunca yaptığı birikim sonucu aldığı evin iki tuğlası düştüğü, bir duvarı yıkıldığı için orayı bırakıp giden biri var mıdır yeryüzünde?



Bütün dünyayı hizaya sokmak isteyenlerin, Ortadoğu dedikleri bölgeyi yeniden tanzim etmek amacıyla giriştikleri büyük plan işlerken, bütün işler rayında yürürken, bir yerde ufak bir aksaklık çıktı, Türk halkı darbeye karşı direndi ve başarılı oldu diye bütün hedeflerinden vazgeçmeleri beklenebilir mi?



*


15 Temmuz gecesinden itibaren bir ay boyunca bu millet sokaklarda gece boyunca nöbet tuttu.



Hep birlikte dünyaya örnek teşkil edecek bir destan yazdık.



O bilinci bize nasip eden Rabbimize şükürler olsun.



Ne var ki, bir aylık nöbetle rahata ereceğimize kanaat getirmek, saflık sayılır.



Aradan geçen zaman içinde, düşmanın sonraki hamleleri için ne gibi tedbirler aldık ve durumda ne tür değişiklikler oldu ki bugün yeni bir darbe girişimi olmayacağına inanalım?



*


Şehitlerimizin arkasından gözyaşı döktük.



Onlara gıpta ettik.



Kahramanlıklarına hayran olduk.



Eğer tedbirli davranmayı gereksiz görürsek, bir çoğumuz o yiğitlerin yolundan yürüyerek, aynı şerbetten içecektir.



15 Temmuzda 241 şehit verdik…



Daha kanlı olacağı tahmin edilen ikinci aşamada bu sayıyı belki yüzle, belki binle çarpmak zorunda kalırız.



*


Psikolojimiz bozulmasın, moralimiz sarsılmasın, bu tür karamsar söylentilere kulak asmayalım, huzurumuz bozulmasın, yaşayıp gidelim şu üç günlük dünyada…



İyi ama adamların niyeti bozuk.



Bırakmıyorlar ki.



Keşke bizim keyfimize kalsaydı.



O zaman ne savaş isterdik, ne kargaşa.



Hem daha bu maçın kaç rauntta biteceğini dahi bilmiyoruz.


#15 Temmuz gecesi
#Darbe girişimi