Öyle partiye, böyle vekil…
Hasbinallah ve nimel vekil.
Yine en son söylenmesi gerekeni en başta söyledik ve uzun açıklamalar gereksiz hale geldi.
Sümeyye Erdoğan için çirkin sözler sarf eden CHP milletvekili Mahmut Tanal hakkında fazla söz, israfa girer zaten.
*
Yalnız, önemli bir husus daha var.
CHP'li Mahmut Tanal, şehit Astsubay Kenan Ceylan'ın Tokat'ta cemevindeki cenaze törenine AK Parti'den katılım olmadığını söylemişti.
O sözlerin yalan olduğu belgelendi.
Fotoğraflar yayınlandı.
Adapazarı kabağı gibi herşey ortada.
Cenazeye AK Partili Celil Göçer'in katıldığı, CHP'li vekillerin ise ortada görülmedikleri anlaşıldı.
İftira, yalan, terbiyesizlik, edepsizlik hepsi bir arada.
Böyle olunca, vekillikten daha çok provokatörlük yakışıyor.
Neredeyse mecburiyet.
*
Nasreddin Hoca, bir dana bostana girince danayı değil, gidip ineği dövmüş ve kabahatin anasında olduğunu söylemiş mâlûm…
Vekil Tanal bu örnekteki dana olsun, partisi CHP de anası.
Asıl eleştirilmesi gereken CHP zihniyeti.
Genel Başkan Cenapları dâhil, parti yöneticilerinden hiçbir eleştiri gelmemesi, o iftiraların ve yalanların sahiplenildiğinin de işareti.
En azından o tür çirkinliklerden en ufak rahatsızlık duyulmadığının…
*
Bir de bu adamlarla koalisyon kurmak için gayret sarf edildi ya ben ona yanıyorum.
Geçen zamana.
Geçen ne demek, harcanan zamana.
Neylersiniz, kara kaplı kitap öyle emrediyor.
Kanuna uymadan, onun gereklerini yerine getirmeden yeni hamleler yapamazsınız.
ÖZ YÖNETİMCİLER ÖDLEK ÇIKTI
Haberi görünce gülesim geldi, “şimdi git, sonra gel” dedim.
Şöyle:
Diyarbakır'da 'öz yönetim' açıklaması yaptıkları gerekçesiyle belediye başkanları verdikleri ifadelerde öz yönetim açıklamasından haberdar olmadıklarını, yaşanan olaylar sebebiyle bir açıklama yapıldığını sandıklarını belirterek, basın açıklamasına katıldıklarını söylediler.
Bakın şu haylazlara…
Hiç birinin adı Yaşar değil ama tıpkı onun gibi “karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar” durumundalar.
Bir de Temel var, bizim Temel.
Borç verdiği arkadaşıyla mahkemeye düşerler.
Arkadaş borcunu inkâr etmekle yetinmeyip Temel'i tanımadığını söyleyince, çok fena sinirlenmiş bizimki.
“Sen beni tanımayisen, ben seni hiç tanımayrum” diyerek borcundan bile vazgeçmiş.
Şimdi bu öz yönetimciler "Öz yönetimden haberimiz yoktu" diye ifade verince, “Bizim de sizden hiç haberimiz yok” desek yeridir.
TÜRKEŞ BÜYÜK BİR OYUNU BOZDU
Tuğrul Türkeş'in bakanlık teklifine olumlu cevap vermesi, bir değil birçok planı aynı anda bozmuş oldu.
O planlar ki içlerinden birinin dahi iyi niyetli olduğunu kabullenemeyiz.
Her teklife, her ihtimale hayır diyen bir liderin yönetimindeki partiden birinin üstelik Türkeş soyadı taşıyan vekilin ülke için hizmetten yana olması son derece manidar.
Partiden ihraç konusu ise ayrı komedi.
Bu ülkenin gördüğü en değerli siyasetçilerden Sadi Somuncuoğlu, yıllar önce cumhurbaşkanlığına aday olunca dayak atmışlardı.
Bugün Türkeş'i disiplin kuruluna sevk ediyorlar.
MHP adına ilerleme sayılır.
Malazgirt, Otlukbeli, Çaldıran, Mercidabık, Mohaç, Kocatepe ve Dumlupınar zaferleri...
Hepsi Ağustos içinde. Çünkü kışın savaşılmıyor.
Yaz gelince başlayan savaşlar da çok şükür, zaferle sonuçlanıyor.
Bu ay bitmek üzere. Kıymetini bilelim.
Ağustos ayının ismini de değiştirsek bir ara. İmparator Augustus'tan bize ne? Zafer/ler olsun, Alpaslan olsun…
Ayrıca, önümüzdeki Nisan'da Kut'ül Ammare zaferini kutlamayı unutmayalım. Başbakan'a iletilmesini rica ederim.