Halep oradaysa, arşın buradaydı. Öyle bilirdik. Atalar yanılmazdı.
Şimdi vaziyet değişti.
Halep hâlâ orada, lâkin arşın kayıp.
Nerede olduğu belli değil; bilen de yok.
Halep yanıyor, Halep yıkılıyor.
Halep'ten gelen görüntülere bakmak bile zor.
Kan gölü.
Sokaklarda parçalanmış insanlar.
Bombalar altında inliyor Halep.
Kuşatılmış halde ve çember gittikçe daralıyor.
Ateşkes kararı havada.
Havadan bombalar yağıyor ve çocukmuş, yaşlıymış ayırmadan ölüm saçıyor.
Bombaların öyle bir ayrım yapma yeteneği yok.
Onları atanların da öyle bir isteği yok zaten.
Bütün siviller ölsün istiyorlar.
Kimse sağ kalmasın diye bütün gayretleri.
İnsanlarla beraber insanlık da ölüyor Halep'te.
Bizse çaresizlik içinde kıvranıyoruz.
*
Bir darbe girişimini milletçe önlemiş olmanın heyecanı içindeyken, işgal planını bozduk diye iftihar ederken, düşmanın yeni oyunlarıyla karşı karşıya kalıyoruz.
İşgalcilerin maşası terör örgütleri bombalarla saldırmaya devam ediyor.
Ateş çemberi içindeyiz.
Bizi akrep sanıyorlar.
Son kişiye kadar, kanımızın son damlasına kadar vatanımızı savunmaya kararlı olduğumuzu görüyor ve daha fazla kuduruyorlar.
*
Müttefiklerimiz artık iki yüzlü davranmayı da bıraktı.
Avrupası, Amerikası görünüşü de önemsemez hale geldi.
Alenen silah yardımı yapıyorlar teröristlere.
Cephane gönderiyor, ellerine bomba veriyorlar.
Türkiye'nin bütün şehirlerinin Halep gibi olmasını planladıkları aşikâr…
Haçlı saldırısı var gücüyle sürerken, yedeğinde İran'ın yer alması hiç şaşırtıcı değil.
*
Nihayet Halep'ten sivillerin tahliyesi başladı.
İnşallah yarısındayken vazgeçmezler.
“Bu kadar yeter” deyip yolu kapatmazlarsa, buna da şükretmek zorundayız.
Tahliye kazasız belasız tamamlanırsa, bizim 'güzide' basınımız, “Halep teröristlerden temizlendi” manşeti atabilir.
Sakın şaşırmayın.
*
Saldırılar tek yönlü değil, malûm.
Ekonomik boyutu da var.
“Elinizde döviz tutmayın” çağrısına kulak verenler, ağzıyla su taşıyan karınca misali, kenarda köşede tuttukları dövizleri bozdurdu.
Kısa sürede ciddi bir miktara ulaşıldı.
Dövizini bozduran biri, yapılan çağrıyı yanlış anlamış, “Şimdi ne yapmam gerekiyor? Hangi adrese götüreceğim?” diye soruyordu.
Böyle bir millete birileri darbe yapmaya kalkıyor, birileri de saygısızlık yapma peşinde.
*
Dolar bozdurma kampanyası sırasında Zeki'sini kaybetmiş Metin, kendine yakışan bir mesaj attı.
“Madem o kadar cömertsin, fakirleri doyur da görelim adamlığını” yazmış.
Dolar bozduranlara bedava yemek veren bir lokantacıya söylüyor bunu.
Metin Bey, her şeyi birbirine karıştırmış.
O başka bir konu Metin Bey, anlayamamışsın.
*
Senin bu isteğin neye benziyor biliyor musun?
Sen tiyatro sahnesinde rolünü oynarken, seyircilerden birinin çıkıp “İyi yüzücü olduğunu söylüyorsun. Haydi, şimdi yüz de görelim” diye bağırması gibi.
Sahnede yüzebilir misin Metin Bey?
Deniz lazım, göl lazım değil mi? Hiç değilse bir havuz…
Ne kadar iyi bir yüzücü olduğun, sahnedeyken anlaşılabilir mi?
Senin o lokantacıya söylediğin, yanlış bir mantığa sahip olduğundan başka, aynı zamanda kötü bir niyet taşıdığının da işareti.
Bu kafayla şimdi sen Halep'teki sivillerin hayatının kurtulması için açılan koridorun da ne olduğunu anlamazsın. İstersen bu konuda da bir mesaj yaz, adamlığını görelim.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.