Gâvur tekrar saldırırsa ne olur?

04:0012/08/2016, جمعہ
G: 13/09/2019, جمعہ
Mehmet Şeker

Plan iyi, uygulama kötüydü. Darbe o yüzden teşebbüs halinde kaldı, sonuca ulaşamadı.



Ellerine yüzlerine bulaştırdılar.



Patronlarını çok kızdırdılar.



Yaptıkları plan ne kadar ayrıntılı olursa olsun, “Ben ölmeye hazırım, sen beni öldürmeye hazır mısın?” sorusuyla karşılaşacaklarını hiç hesap etmemişlerdi.



Tankların karşısına vatansever yiğitlerin çıplak elle çıkacaklarını, milletin mermilere göğsünü siper edeceğini bilemediler.



*


Dünya, tankların karşısına dikilenleri gördü daha önce.



Üstüne çıkanları da gördü.



Fakat tankların önüne yatanı ilk defa 15 Temmuz'da İstanbul'da gördü.



Ve o manzara karşısında, darbeye kalkışanların, plan yapanların tebdili şaştı.



Pek çok cep telefonu yaşanan rezilliği ve o rezillik karşısında gösterilen kahramanlığı kayda aldı.



O gece yaşananların görüntüleri toplanıyor.



Hepsi bir araya gelse, milyon saati geçer toplam süre.



Tamamını seyretmek için kimsenin ömrü yetmez.



Yine de herkes görebileceği kadarını ibretle seyretti.



Kayda alınmayan kısımlar daha çok şüphesiz.



*


Yakalanan asker kıyafetli teröristler tek sıra halinde emniyetin kapısından içeri sokulurken, biri içindeki öfkeyi belli eden şekilde soruyor:



“Siz ne biçim insanlarsınız? Siz nasıl Türk askerisiniz?”



Elleri kelepçeli halde yürüyenlerden biri utanmadan şöyle cevap veriyor:



“Biz Türk askeri değiliz.”



Artık şaşırtıcı değil bu soruyla cevap.



Fakat o gün için, olayın sıcaklığı içinde çok çarpıcıydı.



*


Bizde “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışı vardır malûm.



Her fırsatta buna vurgu yapılır.



Yaklaşık üç yıl önce bir yolculuk sırasında bu konu açılmıştı.



Şehidimiz Mustafa Cambaz'ın oğlu Alpaslan, teröristlerin mantığını şöyle açıklamıştı:



“Bunların anlayışı tam zıddı. İnsanı öldür ki devlet yaşasın diyenler var.”



Çok kolay insan öldürmelerini bundan iyi izah edemeyiz.



O gün, “Bunu yazmak lazım” demişti Mustafa.



*


Üç beş arkadaş bir süre sohbet ettiğinde, söz bir saati aşarsa, mutlaka askerlik hatıralarına sıra gelir.



Bizde böyledir.



“Her Türk asker doğar” sözü asla boş bir kalıp değildir.



Evet, her Türk asker doğar, bazıları sonradan hain olur.



Askerlik hatıraları bazen “Hiç unutmam, bizim bir başçavuş vardı” diye başlar, bazen yüzbaşı ile.



Mustafa'nın askerlik hatırası yoktu.



Hayatta bir gün askerlik yaptı, o gün de şehit düştü.



*


Bakın, söz yine aynı yere geldi.



Mustafa'yı anmak, onu anlatmak, aslında bütün şehitlerimizi anmaktır.



Mesele bir kişi değil.



Bütün Mustafalar, bütün Mehmetler bu yolda feda olsun.



*


Şimdi tutturdular bir 14 Ağustos hikâyesi…



Korkmayacağımızı gördükleri halde, korkutmaya çalışıyorlar.



Hiçbir şey anlamamışlar.



Kafaları çok kalın, betondan bile sağlam.



Yeni bilgilere kapatmışlar.



Bir işe kalkışacak olsalar, günler öncesinden tarihini bu şekilde ilan ederler mi?



Hem ne yapsalar boş…



Cümle âlem gördü artık. Bir tek hainler idrak edemedi.



Gâvur tekrar saldırırsa ne olur?



En kötü ihtimal ölürüz.



En iyi ihtimal, şehit oluruz.


#Darbe planı
#14 Ağustos