Teröristlere destek verenleri gördük.
Manşetler attılar, köşelerde methiyeler dizdiler, şirin göstermeye çalıştılar…
Yeri geldi, övgülerle göklere çıkardılar, kahramanlaştılar.
Hapse atılması gerekenlere paye verdiler, temsilcilik adıyla büro açmalarına da izin verdiler.
Terörün destekçileri, içeride de dışarıda da aynı kafayı taşıyan tipler.
*
Silah göndereni, cephane taşıyanı gördük.
Erzak ve ilaç temin edene de rastladık.
Koruyan, kollayanları da biliyoruz.
Eşek cennetini boylayan teröristin evine taziyeye gidenleri de, cenazesini omuzlayanları da not ettik.
Sözcülüğünü gönüllü olarak yapanları da biliyoruz.
Avukat olmadığı halde, terör örgütünün avukatlığını üstlenenleri de…
*
Artık, bundan ötesi olmaz diye düşünürken, daha ileri gidenler bizi yanılttı.
Ne güzel akıl verenler çıktı.
“Ben olsam, Ramazan'da saldırırım” diye yol gösterdi herifin biri.
Terörist kardeşleri hemen sözünü dinledi.
Ramazan başlar başlamaz saldırıya geçtiler.
Hem de İstanbul'un göbeği Vezneciler'de.
*
Normal bir hukuk devletinde olsa, o bol akıllıyı öttürürler.
Yazdığı gün değilse, bugün.
Saldırıdan sonra.
Ya İzmir Marşı eşliğinde yahut Mehter Marşı eşliğinde…
*
Fakat bizde böyle bir şey olmaz.
Bizdeki hukuk, kötüleri korumak için icat edilmiş sanki.
Nerede hırsız uğursuz var, hukuka sığınıyor, hukuk sayesinde elini kolunu sallayıp dolaşıyor.
Nerede densiz, izansız, edepsiz var, nerede terörist var, onlar da hukuk sayesinde rahat.
Bu nasıl hukuk?
Teröristle beraber, teröriste akıl verenlere de hesap sormayacaksak, ortada bir hukukun varlığından söz edebilir miyiz?
*
O bol akıllıya hesap sorulsa, “Vay, basın özgürlüğü…” diye feryada başlar hepsi koro halinde.
Fetöcüsü bir yandan bağırır, totocusu bir yandan.
Avrupası ayrı ayağa kalkar, Amerikası ayrı.
Polislerimiz şehit olmuş, kimin umurunda?
On beş şehit bile, bir eğri suratlı kadar değerli değil.
Böyle hukuk anlayışının, böyle basın özgürlüğü anlayışının içine tükürmeyip de ne yapacaksın?
*
Bu çarpık anlayışlara artık son verme zamanı geldi.
Hatta geçiyor.
Bakın…
Daha dikkatli bakın, geçtiğini görürsünüz.
Cenazeler var karşımızda.
Sıra sıra ay yıldızlı bayrağa sarılmış tabutlar.
O zamanın da geçtiğini ortaya seriyor ve vicdanlarımıza sesleniyor her biri.
Artık o mesajı duymak, görmek, anlamak gerekir.
*
Dokunulmazlıkların onaylanması var aynı zamanda.
Aynı kare içinde değilse de aynı zamanda olması önemli.
Teröre destek verenlere bir dokunulsun…
Terörün sözcülerine bir dokunulsun…
Edepsizce akıl verenlerine bir dokunulsun diye millet haykırıyor.
Yoksa hâlimiz duman.
*
Devlet dokunmazsa, millet dokunmak için kolları sıvar…
Çok daha kötü olur.
Bu işi millete bırakmayın.
Milletin elinin insafı yoktur…
Dokunulması gerekenin yanında, dokunmayana da dokunur, dokunmaya karşı çıkana da…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.