Bunlardan dost olmaz, müttefik olmaz

04:0014/03/2017, Salı
G: 17/09/2019, Salı
Mehmet Şeker

Kış ortasında kar yağdığını görünce, hayret eder miyiz? Dalından kopan elma, yere düştüğü zaman, şaşkınlık yaşar mıyız?



Kış kışlığını yapar.



Elma, yer çekimi kanunundan habersiz olsa bile göğe doğru uçmaz.



O halde, Avrupalıların atıyla itiyle bize saldırması niye sürpriz olsun?



“E ama hani dosttuk, müttefiktik?”



Bu kadar saflığın âlemi yok.



Hiçbir zaman dost olmadık, olamayız.



Batılı devletlerin en iyisinin dibine turp suyu.



En az bin yıllık bir hesap var aramızda.



Kendimizi kandırmayalım.



*


Elin Hollanda'sını bizim anayasa değişikliğimiz ne ilgilendirir?



Artık, bu sorunun saçma olduğunu “dağdaki çoban” bile biliyor.



Bir Gezi kalkışması yaşadık.



Batı, uşakları aracılığıyla bize mesajlarını iletti.



Köprüye hayır, havalimanına hayır diye yeri göğü inlettiler.



O günden beri herkes farkında.



Esas mesele ağaç falan değil.



*


Almanya, Hollanda, İsviçre, Belçika, Avusturya…



Say sayabildiğin kadar, isimlerini hatırlayabildiğin kadar.



Sandıktan 'hayır' oyları çıksın diye adamlar gazetelerinde Türkçe manşetler atıyor, televizyonlarında Türkçe program yapıyorlar.



Daha ne yapabilirler diye bakarken, dünyanın gözü önünde insanlık değerlerine ihanet ediyorlar.



Uluslararası anlaşmalara aykırı davranıyorlar.



Bakanlarımızı geri çeviriyorlar.



“Hani elçiliklerimiz, konsolosluklarımız bizim toprağımızdı?”



Geç kardeşim, geç anam babam, geç bunları.



*


Bizim o kadar çok düşmanımız var ki, dünyada başkasına bu kadarı nasip olmaz.



Bizim o kadar çok dostumuz var ki, dünyada başka bir ülkeye böylesi nasip olmaz.



Bu iki tespiti ispat için çaba gerekmez.



ÇOK YAŞA ERZURUM


Bostancı Gösteri Merkezi'nde Erzurumlular Vakfı bir program düzenledi.



Şarkılar, türküler, barlar…



Beni en çok kısa temsiller etkiledi.



Nene Hatun, bebeğini beşiğine bırakıp düşman üstüne elindeki ufak baltayla bir yürüdü ki…



Hey ninem dedim…



Rahmetli ninemin baltayla Yunan askerini kovalaması geldi aklıma.



Ardından, 15 Temmuz konulu temsilleri seyrettik, Bekçi Bekir'imizi bağrımıza bastık.



Yine boğazım düğüm düğüm.



Sahne birden flu oluverdi.



İyi ki gelirken yol kenarında oturan yaşlı yaşmaklı kadına bir lira vermiş, uzattığı mendili almışım.



*


Halk kültürünü araştıran Hikmet Çığlık, Erzurum'un zenginliklerinden bahsetti arada sohbet ederken.



Erzurum'un bir köyünde adamın biri, iki koyunu almış pazara doğru gidiyor.



Komşusu sorunca, koyunların birer gözleri kör olduğu için, satmaya götürdüğünü söylemiş.



“Süt veriyorlar mı?”



“Veriyorlar…”



“O zaman derdin ne? Koyunlara gazete mi okutacaksın?”



*


Lakaplar söz konusu olunca, memleketin her köşesi ayrı bir hazine.



Erzurum'da adamın birine 'eşek' lakabı takmışlar.



Adam bundan hoşnut değil; çoluk çocuğu daha fazla rahatsız.



İtiraz etmiş, “Gözünüzü seveyim, değiştirin” demiş.



“Madem öyle, 'sıpa' olsun” demişler.



Eve döndüğünde, karısı kızmış: “Sıpa'yı niye kabul ettin ki? İki sene sonra yine eşek olursun.”


#15 Temmuz
#Erzurum
#Hollanda
#Batı