diyeceği zaman 'cerah'…
diyeceği zaman 'Hürem'…
diyeceği zaman 'Haran'…
diyeceği zaman 'zere'…
Sarraf diyeceği zaman 'saraf'…
diyeceği zaman 'Peran'…
diyeceği zaman 'Zerin'…
diyeceği zaman 'Berin'…
Serra diyeceği zaman 'Sera'…
diyeceği zaman 'mıra'…
diyeceği zaman 'hura'…
Şirret diyeceği zaman 'şiret'…
diyeceği zaman 'Terano'…
diyeceği zaman “Ya hero, ya mero” diyen biriyle karşılaşsanız ne yaparsınız?
Ya yanlış biliyor, ya da dili dönmüyor, telaffuz edemiyor diye düşünürsünüz.
*
Peki, böyle birinin televizyonlarda “
” olarak görev yaptığını söylesem, nasıl karşılarsınız?
İnanmak zor gelir.
Zor gelse de inanın, size yalan söyleyecek değilim.
Zaten elimde belge var; arz edeyim.
Her zaman iddialı iftar programları hazırlayan TRT 1 televizyonunda ben diyeyim otuz yıl, siz deyin kırk yıldır bu ustanın duasıyla karşılaşıyoruz.
Ankara ezanı okunuyor, ardından iftar duası başlıyor.
Çoğumuzun kulaklarında yer etmiş bulunan uhrevi bir ses…
“
Allah'ım… Senin rızan için oruç tuttum, sana inandım, sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım
” diye başlayan ve “Âmin” ile biten dua sırasında, Besmeleyi nasıl söylüyor?
“
” demesi gerekirken, şöyle bir ses duyuyoruz: “Bismillahirahmanirahim”.
*
Senelerdir kendimi zorluyor ve tutuyorum.
Adam ne güzel, hayırlı bir iş yapıyor.
Hepimiz adına duada bulunuyor.
Sabret. Takılma.
Görmezden gel. İlişme…
Yok… Olmadı... Buraya kadarmış sabrımın sınırı.
Otuz kırk yıldır iftar duası okuyan birinin, hiç değilse Besmeleyi hatasız söyleyebilmesi gerekir.
*
İftar duasını okuyan adamın sesi son derece güzel. (Birinci sınıf.)
Dedik ya uhrevi.
Her hecede ayrı bir derinlik var.
Sadece r'leri tek söylüyor.
İki tanesi peş peşe gelince, -İngilizler gibi- birinden tasarruf ediyor.
Olabilir, insanlık hali diyelim.
Belki söylemek istiyor da dili dönmüyordur.
İyi ama programı hazırlayanlar, yönetenler, sunanlar, bunun farkında değil mi?
Onları da geçelim…
Denetim mekanizması yok mu?
Ya hocalar ne yapıyor?
Daha önemlisi, TRT idarecileri iftar programında dua sırasındaki o Besmeleyi duymuyorlar mı?
Hatim indirmesini beklemiyoruz, sadece Besmeleyi düzgün okusun.
*
Yapılacak iş gayet basit.
Önce iki tam sayfalık ödev verilecek. Her satıra noksansız üçer tane “Bismillahirrahmanirrahim” yazmalı ve sonra onu okumaya çalışmalı.
Başarırsa ne âlâ…
Başaramazsa, başka birini bulmak TRT gibi anlı şanlı bir kurum için on saniyelik iş.
*
Senelerdir, aynı hatayı devam ettirebilmek de büyük başarı sayılabilir ama olması gereken bu değil ki.
Otuz ramazan hatalı Besmeleyi dinletmek, bu millete karşı yapılmış büyük bir saygısızlıktır.
Ramazan-ı şerifin bazı seneler 29 gün olması da durumu 'zerre' kadar hafifletmez.
Bir tek R için bu kadar patırtıyı fazla görmeyin.
Bir harf için kırk yıl köle
olmaya razı gelenlerin kültüründe, R'nin sadece kuyruğu bile çok önemlidir.