Bir efsane insan: Fethi Bey

Cumartesi günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı tarafından rahmetli Fethi Gemuhluoğlu için bir anma programı düzenlendi.

Vefatının üzerinden kırk yıl geçmiş.

Ali Emiri Kültür Merkezi Salonu'nda boş yer yoktu.

Gelenlerin çoğunluğu gençlerdi.

Hayatını gençlerin yetişmesine harcayan Fethi Bey için düzenlenen toplantıya, onun vefatından sonra dünyaya gelenlerin katılması, son derece anlamlı.

Demek ki hiçbir emek boşa gitmiyor.

Halis niyetle yapılanların etkisi çok zaman sonra da devam ediyor.

Bazı kimseler, vefatından kısa süre sonra unutulur.

Hatta eşini kaybedenlerden bazıları, daha kırkı çıkmadan yenisini bulmak niyetiyle etrafa nazar eder.

Fethi Bey’in destansı hayatı, asırlar sonra da unutulmayacağını bize gösteriyor.

Anlıyoruz ki ne kadar yaşadığımız değil, nasıl yaşadığımız önemli.

*

İki oturum halinde yapılan anma programında Serdar Tuncer’in yönettiği ilk bölümün konuşmacıları Emin Işık, Mehmet Genç, M. Emin Karahan, Kemal Sayar’dı.

Öğleden sonraki ikinci bölüm Mahmut Bıyıklı yönetiminde gerçekleşti ve Turan Koç, Hüseyin Su, Bilal Kemikli’yi dinledik.

Fethi Bey, hayatını gençlere vakfetmişti.

Gençleri keşfederdi. Herkesin bir yeteneği olduğuna inanır, o yolda ilerlemesi için yardımcı olurdu.

Bir fert değil, adeta bir kurumdu. Hasbî gayret içindeydi. Karşılıksız yardımda bulunurdu.

Mehmet Genç hocanın dikkat çektiği önemli bir noktayı belirtmek isterim.

Biz düşene yardım ederiz de yükselene karşı bakışımız pek olumlu değildir. Fethi Bey, hasede karşı cihat ederdi. Onun kabul etmediği tek şey, kalitesizlikti.

*

Mehmet Emin Karahan hoca, Fethi Bey’in gençlere sorduğu o meşhur soruya temas etti.

“Hiç âşık oldun mu?”

Çünkü aşkı bilmeyenlerinden elinden çıkan işler, hep noksandır.

Bir iftarda 250 öğrenciyi tek tek takdim etti.

Her birinin ailevi durumunu, okulunu, düşüncelerini, eğilimlerini, yeteneklerini bilirdi.

Hepsini nasıl hatırladığı sorulunca, “Evladım, ben rüyamda bile sizlerle meşgulüm” cevabını vermişti.

*

Üç tane alnı secdeli genç (evet sadece üç) ülkenin geleceği için ümitli olmamıza vesiledir ona göre.

Büyük rüyalar görebilenlere gönülden inanır. “Memleketi sen mi kurtaracaksın?” sorusuna muhatap olduğunda, “Ya kim?” cevabını verecek üç genç yeter…

*

“Para değil, dost biriktirin” diyen Fethi Bey, vefatından sonra geriye bir kibrit çöpü bile bırakmamıştı.

Yalnızca hayatını değil, varını yoğunu gençlerin yetişmesi uğruna harcayan biriydi.

Şu tespitini duyup da yüreği burkulmayan var mıdır, bilmem…

“Eskiden vali gönderdiğimiz yerlere, şimdi sefir gönderiyoruz.”

*

Kemal Sayar, Fethi Bey’in insanların ruhlarındaki iyiyi ortaya çıkardığına vurgu yaptı. Bugünleri mayaladığını söyledi.

Onun anahtar kelimelerinden birinin ‘gönül’ olduğunu hatırlattı.

Gayb erenleriyle irtibatına vurgu yaparak, kendinin de onlardan biri olduğunu belirtti.

“Onun sesi içimizde yankılanmaya devam ediyor. Sadakat, ülkeye, vatana, yaradana… İç bütünlük dediğimiz bir kavram vardır. Fethi bey, ona sahip biriydi.

Yazdığı bir formalık ‘Dostluk Üzerine’, mükemmel bir reçete.

‘Bunalım’ın batılı bir kavram olduğunu iyi bilen Fethi Bey, dostluğu öne çıkarmıştır hep.

Asıl saltanat, malik olduklarını terk etmektir der.

Aklı olan, aşkı seçsin diye öğüt verir.

*

Fethi Bey’in çağımızın Dede Korkut’u olduğuna inanan Emin Işık hoca, “Ben Türkiye’nin muhtarıyım” sözünü hatırlattı ve “Bu iftar sofrasından iki üç tane kabine kurulur” sözünü hiç unutmadığını söyledi.

Fethi Bey’i yakından tanıyanlardan olan Emin Işık, hatıralarını her zamanki tatlı üslubuyla anlattı.

Borçtan ne kadar korktuğunu, taksi parasını ödünç aldığı matbaacı dostunu ertesi gün erkenden kapıda beklediğini duymak, bugünün nesli için son derece önemli.

Çünkü gece gözüne uyku girmemiş Fethi Bey’in.

Oğulları Ali ve Selman Gemuhluoğlu’nun da aynı yolda yürüdüklerini görüyoruz.

Programın sonunda Ali Bey, babasının ona yazdığı son mektubu okudu ve Rahman Suresi ile kapanışı yaptık.

Allah rahmet eylesin. Fethi Bey’e bugün de yarın da ihtiyacımız var.