Araba alacaklara önemli bir tavsiye

04:0025/03/2017, Cumartesi
G: 17/09/2019, Salı
Mehmet Şeker

Arabanızı yenileyeceksiniz veya ilk defa araba alacaksınız.



Heyecan var mı? Var tabii ki. Olmaz mı?



Hazırlık? Eh, o da var.



Markalara bakıyorsunuz, modelleri inceliyor, karşılaştırıyorsunuz.



Daha iyi bilenlere danıştığınız oluyor.



Karar vermekte zorlandığınız anlar da yaşıyorsunuz, kesin bu, dediğiniz zamanlar da…



Nasip neyse o olacak da, ben buradan naçizane bir tavsiyede bulunayım.



Hangi arabayı alırsanız alın, mutlaka daha iyisi bulunacaktır.



Üç daha ver, şunu al…



Beş daha ekle bunu al…



Böyle tavsiyelerin sonu yoktur; uzar gider.



En iyisinden ziyade, en uygun olanı bulmak önemli.



Hangisidir en uygun?



Fiyat ile kalitenin dengelendiği noktada bulunan araç.



Aynı zamanda ihtiyaçlarla beklentilerin buluştuğu yer demektir.



*


İnsan hayatta kaç defa araba alır ki?



Gençken, önümde çok zaman var sanılır.



Yüzlerce değilse bile onlarca araba alınabilecekmiş gibi düşünülür.



Halbuki onun da bir sınırı bulunur.



Ayakkabıdan bahsetmiyoruz nitekim.



*


Gençlik döneminde “Ayağım yerden kesilsin” diye başlarsınız, “Bu beni götürür” dersiniz.



“İleride yenilerim” dersiniz.



Biraz daha biriktirip daha iyisini almayı hedeflersiniz.



Yaş ilerledikçe durum değişir.



O zaman da “Bu beni götürür” sözünü söylemek mümkün.



Fakat iki cümle aynı olsa da anlamı başkadır.



Hem de çok başka.



Bambaşka.



Yeterince açık söyledim sanırım.



Doğru cevap, “Nereye?” sorusunun karşılığı.



Yaşlı biri arabasını yenilerken “Bu beni götürür” dediğinde, son arabasını aldığını ima etmektedir.



Her nereye götürürse, hayırlı olsun yolculuklarınız, yolunuz açık olsun.



*


Yollardaki kalabalıktan şikâyet etmek, trafik yoğunluğunu olmadık yerlere bağlamaya varmasın.



Televizyon programına konuk gelen bir doktor, yoldaki trafiği görünce, kanalın şoförüne neler söylemişti bir defasında.



“Bütün bunlar Tayyip yüzünden. Herkes araba alıyor kardeşim! Olmaz ki bu kadarı! Sonra da böyle trafik tıkanıyor işte. Git gidebilirsen. Programa geç kalacağız neredeyse…”



Şaka gibi ama düz anlamıyla söylüyordu.



Ve dümdüz gidiyordu.



Burada yazılmayacak cümleler kuruyordu.



“…bir defasında” dedim, bir defa daha olmadı.



*


Kendi için gayet sıradan olan bir şeyi, başkalarına lâyık görmeyen bir kafayı bir defa daha programa çağırmak yakışmaz zaten.



Herkes araba almayacakmış.



Bu kadar da olmazmış.



Kimin araba alıp kimin alamayacağına karar vermekte kendini yetkili sanıyor belli ki.



Hangi kafada olduğunu, yirmi gün sonra sandık başına gittiğinde hangi yönde tercih yapacağını tahmin edebiliriz.



*


Tavsiyeye gelelim.



Derim ki atını itini bizim üstümüze sürenlerin arabalarından uzak durun.



Evvelce yapılan tank anlaşmalarını, keyfî biçimde bozanların arabalarını aklınızdan bile geçirmeyin.



Parasını ödediğimiz halde silahları teslim etmeyenlerin kasalarını doldurmaktan vazgeçin.



Ne kadar kaliteli araçlar olursa olsun.



Kimler onlar?



Batıdakilerin hepsi.



Doğudakilerin arabaları da gayet güzel; Japon'u, Kore'si…



*


Yahut az sabredin, iki yıl sonra yerli araba yollara çıkacak aslanlar gibi.



Eğer acilse, kendi arabamızı gördükten sonra değiştirmenin hesabını yaparak karar verin.



Çamurdan da olsa, ağaçtan da olsa ben yerli arabayı tercih edeceğim.



Karşılaştığımızda korna çalmayı unutmayın.


#Araba
#Fiyat
#Trafik