‘Anavatan’ dedikleri, analarının vatanı değil

04:0029/07/2016, Cuma
G: 13/09/2019, Cuma
Mehmet Şeker

Canlı yayında darbe teşebbüsü izledik. Böylesi, ilk defa görüldü. Tarihin en rezil, en kanlı kalkışması…



Acemilik, telaş, beceriksizlik hepsi bir arada.



Gaflet, hıyanet ve dalalet, ne ararsak var.



'Dalalet' deyince bunu bir tekerleme unsuru anlayabileceklerin olduğunu hesap edelim ve ne anlama geldiğini belirtelim: Sapkınlık, doğru yoldan ayrılma.



Darbe geç vakit yapılır, kimse sesini çıkaramaz, herkes evlerine kapanır, radyo ve televizyondan anons yayınlanır…



Sonra da listeye kimleri yazdıysan, olmuş armut gibi toplarsın.



Bu defa öyle olmadı.



*


Öğreniyoruz ki teknik sebepler yüzünden erken başlatılmış.



Sokağa çıkma yasağını kimse dinlemedi.



Her kesimden insanlar dışarı fırladı.



Darbecilerin karşısına dikildi.



Tanklara, uçaklara, helikopterlere, silahlara meydan okudu.



Kurşunlara ve bombalara göğsünü siper edenler şehit düştü ancak diğerleri canını kurtarmak için kaçmadı.



Onlar da üzerine yürüdü; tıpkı Çanakkale savaşı sırasında olduğu gibi.



Düşmanın aklını başından alan da buydu işte.



Bir millet, vatanına ihanet edenlerin karşısına çıplak elleriyle dikildi ve bir darbeyi bastırdı.



Dünya ilk defa gördü böylesini.



*


“Yedirmeyiz” diyenlerin bol keseden attığını zannedenler, nasıl da şapşallaştı.



“Kefenimizi giydik” diyenlerin boş konuşmadığı, gerçeği söyledikleri ortaya çıktı.



Bu aziz millet, çıplak ellerle püskürttü rezil darbecileri.



Canını vererek, kolunu bacağını vererek def etti.



Darbeciler, ne kadar salaklar ki eski alışkanlıkla TRT'yi basmanın yeterli olacağını düşünmüşler.



Planı detaylı yapmışlar ama milleti hesaba katmamışlar.



*


Gözü dönmüş darbeciler, tereddütsüz emir vermişler.



Tanklar önüne ne çıkarsa eze eze ilerleyecek, elinde silah olanlar ateş açarak…



Öyle de yaptılar.



Bir savaşta bile düşman askeri sivil halka kolay kolay ateş açmaz.



Hele bu milletin askeri kesinlikle öyle bir işe yeltenmez.



Bunların bizim askerimiz olmadığı, en başta oradan belli.



*


Yalnız, hakkını vermek lazım, evvelce çok alametler belirdi. Onu geç, açık açık yazdılar.



Darbe kokusunu duyanlar bir yanda yazdı, darbe olacağını bilenler öbür yanda. Daha ne olsun?



*


Bugünlerde gözaltına alınanlar arasında eski Zaman yazarları da bulunuyor. Aşırı küstahlaşmışlardı ve eski çizgilerini değiştirdikleri için bizi fena üzmüşlerdi.



Onlardan biri Ahmet Turan Alkan. O kadar ileri gitmişti ki ABD'yi 'Anavatan' ilan etmişlerdi.



Anasının babasının vatanını değil, çete liderinin bulunduğu yeri seçiyor ve bunu ekranda dillendiriyorlardı.



Uyardık, dinlemedi. Darbenin kesin başarılı olacağına inanıyorlardı ki onlar da bizi uyarıyordu.



*


İki yıl önce bu sütunda şunları yazmıştım:



“Ne şirin komşumuzdun sen Ahmet Turan Abi



Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar,



Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.



Biz senin yazılarını okurduk keyifle



Sonra ne oldu, nasıl değişti eksenin?



Yüzün değişti, bakışın değişti, fikrin bile



Eskisi gibi değil sen de bal gibi farkındasın...



*


Farkındasın ki seçimden önce Sivas ve Şanlıurfa hakkında yaptığın tahminlerin, seçimden sonra ''halkı yanıltmak'' olduğunu söylüyor ve özür diliyorsun.



Halk ne diyor Ahmet Abi? Kabul ediyor mu özrünü?



Sen ne yaptın Ahmet Abi? Allah aşkına söyle, vicdanında inceden bir sızlama olmadı mı?



Bir önemli noktaya dikkat çekeyim: Vicdanın sesini seçimden sonra değil, öncesinde dinlemek gerekir; tam sızladığı zamanda.



Önümüzde fazla uzak olmayan iki seçim daha var. Yine aynı şeyi yapacak mısın Ahmet Abi?



Yine sonradan mı duyacaksın vicdanının sesini?”



Alkan, ciddiye almak yerine “Canın sağ olsun Mehmetçiğim” diye cevap vermişti.



Bunun ne anlama geldiğini, ancak bugünlerde anladım. O sıradan bir söz değilmiş.



Canın sağ olsun derken, “sağ kalmayabilirsin hatta kalmayacaksın” demek istiyormuş.



İlk 24 saat içinde öldürülecekler listesinde adımı görünce çözdüm.


#Anavatan
#ABD
#Ahmet Turan