Ah be kedi

04:0024/03/2017, Cuma
G: 17/09/2019, Salı
Mehmet Şeker

Londra'da bir terör saldırısı… Dört ölü.



Abartılacak yanı yok.



Bir batı başkentinde olduğu için bunca telaş.



Terör saldırısını o ülkelere yakıştırmakta zorlananlar, dört kişiyi dört yüz kişiye denk görebilir.



Belki daha fazlası.



Patlamadır, canlı bombadır Suriye'de, Irak'ta, Afganistan'da olunca sıradan bir hadise.



Ankara, İstanbul için sıradan.



Paris'te Londra'da çeyreği yaşansa panik.



Saatlerce canlı yayın, havada alıcı kuş gibi dönüp duran helikopterler, sirenleri her yanı inleten ambulanslara bakınca, çok büyük bir saldırı var sanılabilir.



Halbuki aynı gün dünyanın pek çok yerinde yüzlerce insan teröre kurban gitti.



Kedi poposunu görmüş, yara sanmış.



Biz neler yaşadık…



15 Temmuz'daki işgal amaçlı darbe girişiminde yaşananlarla denk tutacaklar neredeyse.



*


Londra'dan gelen seslere kulak verelim…



“Nerede olmuş? Westminster köprüsünde mi?”



“Yes minister.”



“Kaç kişi öldü?”



“Dört kişi.”



“Desene dört kıta gitti.”



“Nasıl?”



“Bir İngiliz, bir kıtaya bedeldir.”



“Aman efendim, çok abartmış olmaz mıyız?”



“O da bir şey mi? Az bile söyledim. Bir Türk cihana bedel diyenler var, duymadın mı?”



AMAN GÜL ALİ


Darbeyi destekleyen, İslam'a hakaretler yağdıran, masa başında esip gürleyen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a küfürler eden biri tutuklandı.



Rezillik diz boyu…



Nefret boğazına kadar…



Edepsizlik boyunu aşmış.



Kılıçdaroğlu'nun adamları, o teröriste sahip çıkıyor şimdi.



'Hayır' kampanyasını desteklediği için tutuklandığı şeklinde bir pazarlamaya giriştiler.



Allah çarşı pazar verir mi böylesine?



Yabancı bir isimle yazıp çiziyor ama gerçek adı Ali Gül imiş o elemanın.



*


Gül Ali'nin saçları pırıl pırıl parlıyor mudur?



Gül Ali'yi görenler için için ağlıyor mudur?



Doğrusu nasıldır bilemeyiz de yerden alıp keseri, vurmak lazım enseri.



Hayırcı kumpanya, küfürbaz bir teröriste bile sahip çıkacak kadar ipin ucunu kaçırdıysa, işleri zor demektir.



DÜNYA ÇAPINDA OLMAK


Ülkemizden iki üniversite, dünyanın en iyi 50 üniversitesi arasında yer aldı.



İTÜ Maden Mühendisliği dalında 31. sıraya, ODTÜ Maden Mühendisliği ise 45. sıraya yükseldi.



Yeni cihaz geliştirme noktasında da İTÜ Maden Fakültesi'nin yeterliğini kanıtladığını belirten Prof. Dr. Orhan Kural bu konuda şöyle konuştu:



“Okyanus tabanındaki madenleri kazıyıp ayırmak için hazırlanan bir çalışma kapsamında yurt dışından gelen bir ekip bizden destek talep etti. Proje için 1600 metre derinlikte ve 160 bar basınç altında çalışan bir makine gerekiyordu. İTÜ Maden Fakültesi olarak bu donanımda bir makine geliştirdik ve cihazın ana tasarım parametrelerini biz belirledik.”



*


Yeraltı zenginlikleri bakımından oldukça önemli bir yere sahip Endonezya'ya bağlı Açe Sultanlığı'ndan Kanada'ya kadar uzanan geniş bir coğrafyaya yayılan birçok ülkeyle anlaşmalar yaptı.



Fakülte laboratuvarları sadece uluslararası projeler için iyi bir altyapı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda yeni cihaz geliştirme noktasında da yeterliğini kanıtlıyor.



*


İTÜ Maden Fakültesi'nin


yapılan çalışmalarla son dönemde başarısını daha da artırmasında; öğrencilerle sıkça yapılan teknik geziler, staj süreçlerinin takibine getirilen yenilikler sayesinde daha verimli bir staj dönemi geçirilmesi ve bitirme ödevlerinin değerlendirilmesi konusunda Türkiye'de özel komite kuran tek fakülte olması önemli bir rol oynuyor.



#15 Temmuz
#Londra
#Paris
#İslam