Adamın işleri bozulmuş. Maddi sıkıntıya girmiş. Hem de büyük borçlar altında kalmış. Evde de bir huzursuzluk başlamış ki düşman başına gelsin istemez insan.
Zaten pek tatları yokmuş evvelden beri.
Üstüne bir de bunlar eklenince, dayak mayak faslı başlamış.
Ekonomik kriz dedikleri, afaki bir şey değil ki.
Kaç kişinin başına büyük dertler açıyor, kaç yuvayı temelinden sarsıyor.
İnsanların düzeni bozuluyor, aile huzuru kalmıyor, borçlar üst üste biniyor…
Gazete haberinden ibaret bir durum değil o yok olası krizler.
*
Sonunda aile zoruyla, şiddetli geçimsizlikten boşanmışlar.
Fakat adam bir türlü hazmedememiş.
Aklı fikri ayrıldığı eski karısında.
Onun sokağa çıkmasından bile rahatsız.
Çarşı pazarda dolaşmasından huylanıyor.
Kimseyle görüşmesin istiyor.
Hâlbuki kendi gitmiş hemen başkasıyla evlenmiş.
*
Bir ara kadın için de evlilik ihtimali belirmiş.
Duyar duymaz çılgına dönmüş adam.
Çeker vururum demiş.
Sokak ortasında hem seni hem evleneceğin kişiyi yere sererim diye haber göndermiş.
Kadın çaresiz vazgeçmiş.
Benzer olayları çok görmüş vaktiyle.
Gün aşırı gazetelerde televizyonlarda rastladığı haberleri hatırlamış.
Oturmuş, gözleri kan çanağına dönene kadar ağlamış.
Çaresizliğini elbise gibi giyinmiş.
*
Annesi, babası, ağabeyi destek olduklarını söylemişler.
Hayatını mahvetme demişler.
Özellikle ağabeyi çok ısrar etmiş.
Fakat o dinlememiş.
Haklısınız ama diyor, sonra yine bildiği yoldan gidiyormuş.
Ümitsizliğin yolundan.
Karamsarlığın yolundan.
Yeni denizlere yelken açmaktan korkmuş.
*
Günlerden bir gün, eski eşi ile ağabeyi arasında bir tartışma çıkmış.
Bir yerde karşılaşmışlar, birbirlerine girmek üzereyken etrafta bulunanlar güç bela ayırmış.
İki horoz gibi davranmışlar.
Sonra o mesele eve yansıyınca, gölgesi pek uzun olmuş hadisenin.
Günlerce sürmüş.
Didik didik her ayrıntısı ele alınmış.
*
İşin garip tarafı, kadın ağabeyinden yana çıkacağına, eski kocasının tarafını tutmuş.
Ağabeyinin haklı olduğunu biliyor, ondan gayet emin; fakat yine de desteklediği taraf eski kocası.
Hatta, ağabeyinin özür dilemesi gerektiğini bile söylemiş.
Ağabey nasıl yıkılmıştır, tahmin yürütmek zor.
Kadının durumu hak hukukla ilgili değil, çaresizlikle ilgili.
*
Bu hikâye aslında bir kalıp sayılır.
Sık sık benzer olaylar karşımıza çıkıyor.
Dolayısıyla size de mutlaka tanıdık gelmiştir.
Etrafınızda rastlamış olabilirsiniz.
En azından haber olarak görmüşsünüzdür.
Durup dururken olmuyor hiç biri.
Şahısların kimliği olmayınca, çok çok uzaklarda gibi gelebiliyor.
Tıpkı trafik kazaları gibi…
Kötü hadiselerin bizden uzak olmasını isteriz ve kendimize yakıştıramayız.
*
Şimdi burada kimlerden bahsettiğimizi zikretsek, tanıyanlar hah diyecek.
O halde söyleyelim.
Kadının soyadı Atambayev.
Ağabeyinin adı Erdoğan.
Eski kocanın adı da Vladimir.