Yeni bir darbe ya da iç savaş! Şimdi de bunun peşindeler

04:0019/12/2016, Pazartesi
G: 17/09/2019, Salı
Mehmet Acet

Ağzından yel alsın diyeceksiniz şimdi.



Evet ağzımdan yel alsın.



Ama en başta fikrimi söyleyeyim, zaten her ikisini de başarabileceklerini düşünmüyorum.



Bu defa, ne yeni bir darbe, ne de bir iç savaş.



Ama böyle bir hedef ile hareket ettiklerini bilmek zorundayız.



Bilirsek, farkında olursak, karanlık bir odaya kapanmış olan adamın gözünün içine fener tutup paniklemesini sağlamış oluruz.



Karanlık odada senaryo yazan adamın en çok korktuğu şey budur.



Gizlice yürüttüğü işin zamanı gelmeden, iş işten geçmemişken deşifre olması.



Önce bir hatırlatma yapayım.



Washington'da 2016/Mart ayından itibaren Türkiye ile alakalı darbe yazıları çıkmıştı.



Bugün

“Türkiye iç savaşa mı sürükleniyor?”

diye soranlar, 15 Temmuz'dan 4 ay önce, 2 ay önce

“Türkiye'de bir dahaki darbe ne zaman?”, “Güçlenen generaller Erdoğan'a karşı harekete geçebilir”

başlığı ve kurgusu taşıyan makaleler kaleme almışlardı.



Bunlar özünde temenni yazılarıydı aslında.



''Türkiye'de darbe ne zaman?''

diye sorarken aslında Türkiye'de bir an evvel bir darbe olsun demek istiyorlardı.



Şimdi de aynı meşum adamlar, yine soru kipi ile kamufle ederek

'Türkiye'de iç savaş çıksın'

temennisinde bulunuyorlar.



EN TEHLİKELİSİ İHKAK-I HAKKA YÖNELMEK


İhkak-ı hak,

'kanun nizam tanımadan hakkını zor kullanarak alma eylemi'

için kullanılan bir tabir.



Buna, kendini devlet yerine koyma eylemi de diyebiliriz.



İç savaş dediğimiz şey, devlet otoritesinin kaybolduğu, vatandaşın devletten ümidi keserek kendi başına hak aramaya yöneldiği durumlarda kendini gösterir.



Yani bu işin birinci şartı, devlet/kamu otoritesinin ortadan kalkmasıdır.



Kayseri'deki alçak saldırı sonrası, bazı kentlerde HDP binalarına yönelik saldırılar oldu.



İnsanlar, terör nedeniyle duydukları öfkeyi buralardan çıkarmaya yöneldiler.



Bu,

''Türkiye iç savaşa mı sürükleniyor?''

diye soru soranlara malzeme vermekten başka bir işe yaramazdı.



Allah'tan İçişleri Bakanlığı doğru zamanda doğru bir hamle yaparak, bu tür eylemlere prim verilmeyeceğini açıklamış/göstermiş oldu.



PKK'NIN HESABI: TÜRKLER KÜRTLERE SALDIRIRSA, KÜRTLER BELKİ PEŞİME TAKILIR


PKK'nın Dolmabahçe'de başlatıp, bir hafta sonra Kayseri'den sürdürdüğü yeni terör dalgasının birden çok hedefi var elbette.



Bu hedeflerden biri de şu:



Örgüt,

“Öfkeli Türkler Kürtlere saldırırsa, Kürtler bu defa belki peşime takılır”

diye hesap ediyor.



Özerklik çağrıları, devrimci halk savaşı çağrıları, birlikte hendek kazma çağrıları, serhildan çağrıları…



Kürtler, bunların hiçbirine prim vermedi.



Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, bu çağrıların hepsine destek verdi, defalarca, kendileri

“sokağa çıkın”

çağrıları yaptılar, ama sonuç çıkmadı.



En son her ikisi de cezaevini boyladı, Kürt mahallesinde bu gelişme de derin bir sessizlik ile karşılık buldu.



SEFERBERLİK ÇAĞRISINI DOĞRU ANLAMAK GEREKİR


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe saldırısı sonrası muhtarlar toplantısında,

“Milli seferberlik ilan ediyorum”

demişti.



Önüne arkasına baktığınızda burada Erdoğan'ın ne kastettiği ortadaydı.



Güvenlik güçleri yetkilerini çekinmeden kullanacak, vatandaş da terör örgütlerinin faaliyetleri ile ilgili gördüklerini, bildiklerini güvenlik güçlerine aktaracaktı.



Ancak art niyetli bazı çevreler seferberlik çağrısını topluma başka türlü göstermeye çalıştı.



Cumhurbaşkanı'nın seferberlik çağrısından

'vatandaşın, sadece güvenlik güçlerine ait olan kimi yetkileri de kullanabileceği'

yorumunu çıkardılar.



Ki, Erdoğan, bu art niyetli çabaları fark ettiği için olsa gerek, seferberlik çağrısı yaparken birinci amacının

'milli dayanışma içinde hareket etmek'

olduğunu vurgulama ihtiyacı hissetti.



Milli dayanışma ile hareket etmenin en güzel örneği dün, Diyarbakır başta olmak üzere birçok yerleşim biriminde yapılan yürüyüşlerle ortaya konmuş oldu.



Birleştirici sembollerden biri olan ay yıldızlı bayrak ile yapılan yürüyüşleri kast ediyorum.



PKK'nın en fazla ihtiyaç duyduğu zaman 300 kişiyi toplayamadığı Diyarbakır'da teröre karşı 5 bin kişinin yürümesi böyle bir ortamda ilâç gibi geldi.


#Beşiktaş
#Kayseri
#PKK