Ağzından yel alsın diyeceksiniz şimdi.
Evet ağzımdan yel alsın.
Ama en başta fikrimi söyleyeyim, zaten her ikisini de başarabileceklerini düşünmüyorum.
Bu defa, ne yeni bir darbe, ne de bir iç savaş.
Ama böyle bir hedef ile hareket ettiklerini bilmek zorundayız.
Bilirsek, farkında olursak, karanlık bir odaya kapanmış olan adamın gözünün içine fener tutup paniklemesini sağlamış oluruz.
Karanlık odada senaryo yazan adamın en çok korktuğu şey budur.
Gizlice yürüttüğü işin zamanı gelmeden, iş işten geçmemişken deşifre olması.
Önce bir hatırlatma yapayım.
Washington'da 2016/Mart ayından itibaren Türkiye ile alakalı darbe yazıları çıkmıştı.
Bugün
diye soranlar, 15 Temmuz'dan 4 ay önce, 2 ay önce
başlığı ve kurgusu taşıyan makaleler kaleme almışlardı.
Bunlar özünde temenni yazılarıydı aslında.
diye sorarken aslında Türkiye'de bir an evvel bir darbe olsun demek istiyorlardı.
Şimdi de aynı meşum adamlar, yine soru kipi ile kamufle ederek
temennisinde bulunuyorlar.
İhkak-ı hak,
için kullanılan bir tabir.
Buna, kendini devlet yerine koyma eylemi de diyebiliriz.
İç savaş dediğimiz şey, devlet otoritesinin kaybolduğu, vatandaşın devletten ümidi keserek kendi başına hak aramaya yöneldiği durumlarda kendini gösterir.
Yani bu işin birinci şartı, devlet/kamu otoritesinin ortadan kalkmasıdır.
Kayseri'deki alçak saldırı sonrası, bazı kentlerde HDP binalarına yönelik saldırılar oldu.
İnsanlar, terör nedeniyle duydukları öfkeyi buralardan çıkarmaya yöneldiler.
Bu,
diye soru soranlara malzeme vermekten başka bir işe yaramazdı.
Allah'tan İçişleri Bakanlığı doğru zamanda doğru bir hamle yaparak, bu tür eylemlere prim verilmeyeceğini açıklamış/göstermiş oldu.
PKK'nın Dolmabahçe'de başlatıp, bir hafta sonra Kayseri'den sürdürdüğü yeni terör dalgasının birden çok hedefi var elbette.
Bu hedeflerden biri de şu:
Örgüt,
diye hesap ediyor.
Özerklik çağrıları, devrimci halk savaşı çağrıları, birlikte hendek kazma çağrıları, serhildan çağrıları…
Kürtler, bunların hiçbirine prim vermedi.
Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, bu çağrıların hepsine destek verdi, defalarca, kendileri
çağrıları yaptılar, ama sonuç çıkmadı.
En son her ikisi de cezaevini boyladı, Kürt mahallesinde bu gelişme de derin bir sessizlik ile karşılık buldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe saldırısı sonrası muhtarlar toplantısında,
demişti.
Önüne arkasına baktığınızda burada Erdoğan'ın ne kastettiği ortadaydı.
Güvenlik güçleri yetkilerini çekinmeden kullanacak, vatandaş da terör örgütlerinin faaliyetleri ile ilgili gördüklerini, bildiklerini güvenlik güçlerine aktaracaktı.
Ancak art niyetli bazı çevreler seferberlik çağrısını topluma başka türlü göstermeye çalıştı.
Cumhurbaşkanı'nın seferberlik çağrısından
yorumunu çıkardılar.
Ki, Erdoğan, bu art niyetli çabaları fark ettiği için olsa gerek, seferberlik çağrısı yaparken birinci amacının
olduğunu vurgulama ihtiyacı hissetti.
Milli dayanışma ile hareket etmenin en güzel örneği dün, Diyarbakır başta olmak üzere birçok yerleşim biriminde yapılan yürüyüşlerle ortaya konmuş oldu.
Birleştirici sembollerden biri olan ay yıldızlı bayrak ile yapılan yürüyüşleri kast ediyorum.
PKK'nın en fazla ihtiyaç duyduğu zaman 300 kişiyi toplayamadığı Diyarbakır'da teröre karşı 5 bin kişinin yürümesi böyle bir ortamda ilâç gibi geldi.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.