25-29 Ocak tarihleri arasında Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi kış dönemi oturumunda Türkiye delegasyonu olarak Strasbourg'taydık. Türkiye hem Konsey'in kurucularından, hem de ona siyasi ve maddi en çok katkı sağlayan ülkelerden. 18 kişi ile AKPM'nin en büyük gruplarından birisini oluşturuyoruz. Senede dört kez toplanan, arada da komisyonların biraraya geldiği toplantılar tertip eden Konsey önemli ve etkili kararlar alan bir merci.
Grubumuz oldukça aktif ve etkili bir şekilde oturumlarda görev aldı, etkili sunumlarda bulunuldu. Delegasyon Başkanı Talip Küçükcan'ın şahsında, bu imkanı sağlayan herkese teşekkür ederim. Bu arada bir teşekkürü de CHP ve MHP'li vekillere etmek borcumuz. Gerçekten sorumlu ve aktif tutumlarıyla delegasyona çok şey kattılar.
HDP'li vekiller ise bildiğiniz gibiydi.
Bu arada AKPM Türkiye Delegasyonu Sekreterliği, Strasbourg Daimi Temsilciliğimiz, Strasbourg Başkonsolosluğumuz ve UETD Strasbourg ekibine de teşekkür etmek isterim. Sıcak karşılamalarıyla, sağladıkları lojistikle sorunsuz ve etkili çalışmamız için gerekli altyapıyı oluşturdular.
Bu çalışmamızın oldukça anlamlı bir yönü daha vardı. Çok iyi hatırlayacaksınız.
Böylelikle, AKPM, AİHM, AP ve AB'nin diğer önemli kurumlarının, ülkemizde bir kısım insanın atfettiği “kutsallığa ve yanılmazlığa” sahip olmadığını, dün de bugün de doğru tavırların yanında, oldukça yanlı, siyasi veya yanlış kararlar alabildiğini, alabileceğini bir kez daha görmüş olduk. Demek ki, bu mecralarda Türkiye kendisini çok daha etkili, doğru ve istikrarlı şekilde temsil etmeye devam etmeli.
Eski Meclis Başkanı Anne Brasseur ve halefi Pedro Agramund ile görüşmelerimiz oldu. Bu arada uzun bir aradan sonra AKPM'de temsil edilen beş büyük gruptan biri olan ALDE'ye (Avrupa Liberal Demokratlar İttifakı) delegasyonumuzun tavsiyesi üzerine Türkiye'yi temsilen üye oldum.
AKPM'de en önemli başlıca konular Suriye içsavaşı, mültecilerin durumu ve Rusya/Ukrayna kriziydi. Gündemde başka konular tabii ki vardı ama herkesin merak ettiği, ilgi gösterdiği konu başlıkları bunlar oldu.
Meclis görüşmelerinde şu birkaç cümle sarf edildi. Bu ilginin temelinde de sanırım bu cümlenin ifade ettiği endişe, korku ve merak vardı.
“Schengen fiilen bitmiş durumda.”
Evet, artık Schengen üyesi ülke vatandaşları kıta Avrupası'nı baştan sona eskisi gibi hiçbir engel ve kontrole takılmadan kat edemiyorlar. Her yerde ağır silahlı askerler, kontrol noktaları ve çok sıkı bir güvenlik söz konusu.
Fransa AB İşleri Bakanı Desir, AKPM'de yaptığı konuşmada ülkede uygulanan olağanüstü hal uygulamasını üç ay daha uzatacaklarını ifade etti.
Kimsenin onu protesto ettiğine veya ona soru soran vekillerin bir tanesinin bile bu konuya değindiğine şahit olmadım. Paris saldırılarından sonra herkes bunun en doğal önlem/hak olduğunu düşünüyordu.
Avrupa Parlamentosu'nun aldığı DAEŞ'in katliamlarını soykırım olarak tanımlayan karara benzer, AKPM'de de DAEŞ'in soykırım uyguladığı ifade edildi.
Bunda hiçbir sorun yok. Ancak AKPM'de de Esed'in 400 bine yakın vatandaşını öldürmesinin hangi tanıma girdiği konusunda bir merak, ilgi yoktu. Esed vahşetini gündeme getiren yine bizim delegasyonumuz oldu.
Süremiz bitti, gözlemlerimizi aktarmaya yarın devam edelim.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.