Son yıllarda, ama özellikle de 2013 başından beri, siyaseti etkilemenin en merkezi kaldıracı dezenformasyon oldu. Eskiden de öyleydi diyeceksiniz, ama öyle değil. Öyle böyle değil, hepiniz şahitsiniz. Kara propaganda, psikolojik harp ve karakter suikastı yöntemleri bir yan unsur değil, merkezi strateji haline geldi. Böyle bir ahlaksızlık 28 Şubat'ta bile yaşanmamış, evet pespayelikler diz boyu olmuştu ama, mesela merhum Erbakan'ın ailesi en azından lincin dışında tutulmuştu.
2013'ün başında, daha önce kurulan ittifaklar ve masa altı tekmeler Çözüm Süreci'nin engellenmesi ve ilan edilmesiyle sarih hal aldı. Çünkü herkes, ama özellikle Yeni Türkiye düşmanları çok iyi biliyorlardı ki, bin yıl sonra yapılacak ikinci bir Türk/Kürt ittifakı, sadece Türkiye'yi uçurmayacak, Ortadoğu'da Sykes-Picot sömürge paradigmasını çökertecek, Birinci Dünya Savaşı resmen son erdirilmiş olacaktı. Haliyle sadece Türkiye'yi paralel örgüt üzerinden yeni ve daha tehlikeli bir vesayete almak isteyen lobiler değil, kendi Kürtlerini memnun edemeyen İran, Irak ve Suriye'deki mahfiller de telaşlandı.
Tabii bu arada Türkiye on üç yılda ihracatını beş kat arttırıyordu. Savunma sanayiinde yerli üretim hızla yükseliyor, faizler düşüyor, Türkiye dünya piyasasından daha fazla pay alıyordu.
İşte tüm bu siyasi, ekonomik unsurlar yan yana gelince Yeni Türkiye hedefi, o hedefin siyasi mimarları pek çok benzemezlerin ortak hedefi oldu. Bu hedefi, yani Sayın Erdoğan, Sayın Davutoğlu ve AK Parti alaşağı etmek için devlete 40 yıldır sızmakta olan paralel örgüt harekete geçirildi. Siyaseten çok başarılı ve güçlü olan bu hareketi ve liderini düşürmek için, siyasi olmayan ve herkesin kafasını karıştıracak bir kumpas tasarlandı. O kumpas yolsuzluk susturucusu takılmış bir darbe girişimi olarak 17/25 Aralık'ta sergilendi. Tabii bu arada 7 Şubat Mit Darbe girişimini de hatırda tutmakta fayda var. Yani düğmeye aşağı yukarı One Minute sürecinde basılmış, “bilet o zamandan kesilmiş” gözüküyor.
Hesapta olmayan ise, bu tarihin görülmemiş darbe girişimlerinin başarısız olacağıydı. MİT darbesi, Gezi, İmralı tutanaklarının sızdırılması, 17/25 Aralık olayı, 6-8 Ekim ayaklanması ve daha birçok ayakoyunu tutmadı.
Böyle olunca, PKK ve HDP'yi son paralel örgüt olarak devreye aldılar. Demirtaş'ı parlatıp İmralı'nın etkisini azalttılar. Kobani milliyetçiliği üzerinden, ama tehdit ama Erdoğan'a dönük nefret operasyonuyla Kürt vatandaşların gönül bağını seyreltmeye çalıştılar.
Bu son darbe girişiminde, medyanın rolü merkezi oldu. HDP'nin PKK'laşması, PKK'nın cinayetlerinin ise meşrulaştırılması malum medya eliyle yapıldı. Medya ise bu açık ahlaksızlığı yalan, iftira ve dezenformasyonla meşrulaştırdı ve halka satmaya çalıştı.
En azından benim hayatımda daha önce hiç şahit olmadığım kara propaganda örneklerini bu kısa sürede gördük. Mesele Erdoğan değildi, hedef barış ve Yeni Türkiye'ydi. Ancak bu kötücül amacın gerçekleşmesi, siyasi aktörün düşmesine ve tabanının dağıtılmasına bağlı olduğundan, tabii ki saldırı bunlara olacaktı. Medya bu cinayeti işlemek üzere teyakkuza geçti.
Burada yöntem yalan üzerine yalan konuşmak ve düşmanı ne pahasına olursa olsun yok etmekti. Geçen gün Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın dediği üzere, bir organizatörün kontrolünde yalan söylemek üzere kurulmuşlardı. Söylemin tek merkezde üretildiği, aynı anda beş benzemezlerin ağzından aynı cümlelerin dökülmesinden belliydi.
Son günlerde de bu beş benzemezlerin “İç savaş çıkacak” çığlıklarını duyuyoruz. Başbakan Davutoğlu kendilerine güzel cevabı verdi. “Bir ülkede eğer o ülkeye aidiyet hissini az bir nisbette bile taşıyan varsa, en son sarf edeceği söz iç savaştır.”
Bu ağır kara propaganda karşısında 13 yıldır, ama özellikle Gezi'den beri insanüstü bir şekilde milli medyada mücadele veriyoruz. Bu sayede etkisi istenenden çok az oluyor. Bu arada milli sivil toplum da oluşuyor ve güzel şeyler de oluyor.
Bunlardan birisini bugün sizlerle tanıştırmak istiyor ve sizden sosyal medyada onlara destek olmanızı bekliyorum. Kendilerine twitter.com/kesinbilgiekibi diyen anonim ve idealist gençlerden oluşan bir grup hayatımıza www.gununyalanlari.com , www.tazemazi.com , www.hdpile100gun.com ve www.demokrasigunlugu.com adında internet sitelerini kazandırdılar. Bu hesaplar, her gün hayatımıza sökün eden yalanları doğru bilgi ile çürütüyor. Böylelikle kara propagandaları en etkili yolla, yani doğru bilgiyle etkisiz hale getiriyorlar.
Maalesef artık kavga bilginin çarpıtılmasıyla ve medya ve internet üzerinden yaratılan algı operasyonları ile veriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi, biz yapılan edepsizliklere edebimiz yüzünden edepsizlikle karşılık vermiyoruz. Ancak meydanı da boş bırakacağımız anlamına gelmiyor bu. Bunun en etkili, en ahlaki yolu ise, ahlaksızlıklara ortak olmadan ortaya emek koyarak çalışmaktan geçiyor.
Bu idealist gençleri gönülden tebrik ediyorum. Bizlere de onların yaptığı işi layıkıyla değerlendirmek düşüyor.
Şimdi sıra sizde.
Yayalım...