Aslında bu öncelikli olarak Sayın Erdoğan'ı kendisi ile eşitleyerek itibarsızlaştırma girişimi. Aklınca, “Pijama ile karşılatmadın ama, ben de gazetemden seni böyle muhatap alırım, her türlü bulaşırım" diyor.
Cumhurbaşkanı'nı seçim öncesi yine tartışmanın merkezine koyarak, buradan bir sinerji yaratma niyetinde.
“Sen Kasımpaşalıysan, Ben de Kelkitliyim" diyerek, gerçekte arkasında sağlam bir desteğin olduğunu fark ettirmek istiyor. Burada Kasımpaşa, “yerli ve özgünlüğü" ima ederken, Aydın Doğan'ın gücünü aldığı yöre, Cumhurbaşkanı'na yüzde 80 destek veren Kelkitliler olmadığına göre, burada ima edilen, “Arkam sağlam ve sen onların kim olduğunu biliyorsun" demek olmalı.
Korku... Bu tür siyasi kavgaya girişen gazete patronları bunu her zaman yapar. Gazetelerini ya saldırı, ya da savunma aracı olarak kullanırlar. İşin savunma kısmında, başarısız olunması halinde, “Bakın, ben zamanında böyle böyle demişim" şeklinde kanıt bırakmaya çalışılır.
Meselenin bir iktidar kavgası değil, Sayın Erdoğan'ın kişisel husumeti olduğuna dönük propagandaya gazetesini kullanarak malzeme üretiyor. Aklınca tarihi kendisi oluşturuyor.
Aydın Doğan, evlatlarını şehit veren bir halkı, “100 bin lira alabilmek için çocuklarını gözden çıkarmakla" itham edenlerin yazdığı bir gazetenin patronu.
Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir pespayelik, ahlaki çürümüşlük sergilenmemiştir.
Milli ve yerli hiçbir gazetede, 120 şehidin verildiği ve verilmeye devam edildiği günlerde acılı ana ve babaları bu kadar iğrenç bir şekilde itham edemezsiniz.
Aydın Doğan, Sayın Erdoğan ve AK Parti karşısında her türlü çılgınlığı göze alıp yapacak bir panik durumuna sürüklenmiş halde. Bunun bir ölüm kalım savaşı olduğunu ve paçayı ancak bu şekilde sıyırabileceğini düşünüyor.
Türkiye artık 28 Şubat günlerinde değil. Aydın Doğan efendi, sanırım hala o günlerdeki gücünün varolduğunu zannediyor. Oysa o günlerde, “gerçekliği" istedikleri gibi oluştururlar, en pespaye manşetleri atarlar ve bunun hem sonuç getireceğini, hem de cezasız kalacağını bilirlerdi.
Ortalık sahipsizdi, meydan boştu.
Aydın Doğan'la görüşmesinde, RTÜK yasası ile ilgili kendisine yapılan teklifi Muhsin Yazıcıoğlu'nun kendi ağzından dinlemiş olmalısınız.
veya dava arkadaşı Sayın Selçuk Özdağ (şu an AK Parti Genel Başkan Yardımcısı)