Kan ve kin stratejilerinin özel temsilcileri!

04:002/02/2016, Salı
G: 13/09/2019, Cuma
Leyla İpekçi

"ABD'nin Işid'le mücadele özel temsilcisi Kobani'de YPG ve Arap müttefikleri ile görüşmüş” şeklinde savaş gündemiyle yatıp kalktığımız bu topraklarda olağan bir haber okuyordum. Birden gözlerim iki satır arasındaki boşluğa takıldı. Bu devletin kendimi bildim bileli küresel bir aktör olması hasebiyle dünyanın her yerine atadığı birtakım özel temsilcileri vardır. Neden Işid'le mücadele için de olmasındı!



Stratejik olsun olmasın, Amerika tarafından dünyanın her yanına bölgesel düzeyde, ülke, kıta ya da belde düzeyinde... Hatta bazen semt düzeyinde bile özel temsilcilerin atanması rutin olsa gerektir.



Öte yandan Işid'le mücadelede nasıl bir yol katetti Amerika, bunu bilmiyoruz. Şunu biliyoruz ama: Amerika Rusya gibi küresel hırsları olan aktörlerin menfaatlerine uygun olacak şekilde canlı bombalarını dünyanın farklı yerlerinde göreve yollayan küresel bir oluşum Işid. Saldırgan kendisi olmasına rağmen, durmadan bu dev aktörlerin işine yaramayı da becerebiliyor.



Özellikle Amerika'nın Irak işgali öncesi Türkiye'ye yapılan diplomatik baskıları hatırladım haberi okurken. Yeni kinlerin eşbaşkanları, yeni çatıştırmaların özel temsilcileri diyordum, kravatlı ceketli bu bürokratların ellerindeki dosyalardan sundukları raporlara göre dünyayı tasnif etme hınçlarını gördükçe. Tahakküm, işgal ve sömürünün masumların kanı üzerinden gerçekleşmesi dışında bir başka yol yoktur maalesef.



O dönem bizim gibi içeriden ve etrafından karıştırılacak olan, halihazırda karıştırılmakta olan stratejik açıdan çok önemli ülkelere atanan bürokratları sömürge valilerine benzetirdim. Savaş çığırtkanlığı ile görevlendirilmiş iken kibar bir dil ve nazik bir üslup ile kan dökme stratejilerini projeksiyonla sunum yaparak anlatışlarını kayda geçirirdim bir yandan.



***


Kuşkusuz burada Amerika'yı tek aktör olarak günah keçisi ilan edecek değilim. Dünya döndüğü sürece olmakta olan bir şey bu. Kan dökmenin bir menfaatler stratejisi olarak kimi zaman daha diplomatik gerekçeleri bulunabiliyor, bazen ise daha ilkel! Nihayetinde özel temsilciler de diğer yüksek merciler gibi işgal, ele geçirme, aba altından sopa göstererek hükümetleri yönetme taktikleri geliştirme gibi 'üst düzey mevzular'da çok maharetli olmak zorundalar.



Tehdit ve şantajlarla, işkence ve istihbarat oyunlarıyla insanlığın en ilkel, en barbar niteliklerini icra etseler de, tebessümle, prezantabl olmakla, mühim otoritelere özel sunumlarla, pazarlama ve tanıtım faaliyetleriyle en kanlı kıyımları süsleme konusunda ince bir zevk geliştirmek zorundalar.



Koskoca bir Ortadoğu coğrafyasını, binlerce kültürü, inancı, geleneği, çeşit çeşit meşrebi, kökeni, topluluğu diplomasinin kaba genellemeci diliyle kuşatabildiğini sanan devletlerin stratejistleri bazen de tarihe geçecek denli talihsiz açıklamalarla anılmaya mahkum oluyorlar.



Sözgelimi Ortadoğu özel temsilcilerinin, bilmemne şeflerinin ilgili beldedeki tek yanlı muhalif seslerle konuşarak düzenlediği raporlara yaslanan kanlı kansız kıyımlar ortadayken... İnsan hakikatini bu tarz raporlarla tanıyan, konumlayan, strateji geliştiren, dolayısıyla da “halk bizi çiçeklerle karşılayacak” diyerek ordusunu Irak'a yollayan dünya aktörleri de elbet var olacak. Ardında bıraktığı milyonlarca ölümle...



***


Şimdi Suriye'de yıllardır kan dökülmesine seyirci kalan küresel aktörler, barış görüşmeleri adı altında kanlı ittifaklar kurarak, kanlı pazarlıklar yapıyor. Bir kez daha. 90'larda Balkan coğrafyasındaki çatışmaları körükleyip, uzun süre seyirci kaldıktan sonra müdahale edeler de onlardı.



Özerk yönetim adı altında sokak savaşı çıkaran, pusu kurarak savunmasız kişileri katleden bir terör örgütünün militan kız çocuklarını eğitmesine ses çıkarmayıp kadına aile içi şiddetten dem vuranların barış diye bildiri imzaladığı bir ülkede... Küresel dünyanın özel temsilcileri elbet kolayca görür işlerini. Yeni kinlerin kadim masa şefleri!



Bugün Irak'da öldürülen sivillerin sayısı milyonlarla ifade edilirken insan hikayeleri toprağa gömüldü, kitapların, romanların, dünya çapında filmlerin konusu asla olamadan. Ortadoğu'da çatışmaya teslim olmuş ülkelerin sayısı her geçen gün artarken: Türklerin Kürtleri katletmesi olarak küresel diplomasi diliyle pazarlanan çatışmalarda ise otuz yıldır orduda şehit düşmekte olan Kürtlerin on binlerle ifade edilen sayısı nedense raporaltı edilmekte ısrarla!



Barış yoktur, adı barış olan savaşlar vardır, bunu er geç anlar insan. Özel temsilciler ne yapsın ki, barış ve adalet gibi evrensel kavramlar bugün resmi ya da gayrı resmi aygıtların pek çoğunun menfaatini karşılayamıyorsa! Görevini bitirirken yeni atanan özel temsilciye eski kin stratejilerini devredebiliyorsa, başarılı olmuştur zaten.




#Kan ve kin stratejileri
#ışid
#küresel aktörler
#ortadoğu
#kobani
#ypg