Kalp ilmi ve kültür sanat etkinlikleri

04:007/07/2015, Salı
G: 13/09/2019, Cuma
Leyla İpekçi

Kasım el Mansur hazretlerinin bir sözünü aktararak başlayalım: “Hak Teala'nın kulundan yüz çevirmesinin alameti odur ki, o kulunu kendisine faydalı olmayan işlerle meşgul eder.” Ne kadar tanıdık geliyor değil mi... Haz ve hız dünyası insana kalbindeki nuru unutturuyor. Bir hatırlatabilse, hızla aşk ve irfan denizine atılabilme fırsatı da verecek.Peki kendisine faydalı olmayan ilmi nedir kişinin? En kestirmeden şöyle denilebilir: Kendisini bilmesine engel olacak her şey. Kendisini bilmeyen de Rabbini

Kasım el Mansur hazretlerinin bir sözünü aktararak başlayalım: “Hak Teala'nın kulundan yüz çevirmesinin alameti odur ki, o kulunu kendisine faydalı olmayan işlerle meşgul eder.” Ne kadar tanıdık geliyor değil mi... Haz ve hız dünyası insana kalbindeki nuru unutturuyor. Bir hatırlatabilse, hızla aşk ve irfan denizine atılabilme fırsatı da verecek.

Peki kendisine faydalı olmayan ilmi nedir kişinin? En kestirmeden şöyle denilebilir: Kendisini bilmesine engel olacak her şey. Kendisini bilmeyen de Rabbini bilemez, bulamaz elbette. İşte tam da bize kendimizi bilme konusunda, yani kalp ilminde rehberlik edecek olanı, öncelikle gündelik hayatın akışında bulmak zorundayız. Sözgelimi bir medeniyetin temelini yansıtan kültür ve sanat etkinliklerinin niteliğinde.

Hayat kabına sığmıyor. Bir yanda kapitalizmin getirdiği imkanlar, tüketim çılgınlığı, tembellik, umursamazlık, belirsizlik. Bir yandan katliam ve savaşlar, iç çekişler, mülteciler, oluk oluk akan kan... Bunların içinden geçerken insanlığın evrensel dilinde ifade etmeye, kayda geçirmeye, şahitlik etmeye ihtiyaç duyanların sayısı da artıyor ister istemez. Çünkü gündelik hayatın dirilen ruhu, bu kuşatıcılıkla besleniyor. Bize bir şey diyor.

Diyor ki, asıl siyaset budur. Kalp ilmini arttıran, kişiyi kendin hakikat nuruyla buluşturacak olan yaklaşımlardır. Medeniyetin ruhu buradan dirilir. O halde salt popülarite kriterlerine ve reyting oranlarına terk edilemeyecek kadar ciddi, geniş zamanlı ve halis bir niyet gerekiyor kültür sanat dünyasına. Gerek belediye ve derneklerdeki, sivil hayattaki sorumlular açısından, gerekse de devletin resmi kurumları açısından...

Sonra da gerek içerde gerek dışarıda bunları hakkıyla yansıtacak, temsil edecek kişilere, kurumlara ihtiyaç var. Doğudan batıya hemen her yerdeki gönül buluşmalarının insanlık medeniyetine bugünün dilindeki evrensel katkısının ne olduğunu aktarabilecek kalemlere ihtiyaç var.

Bugün en az büyükşehirler kadar, küçük şehirlerde, kasabalarda düzenlenen kültürel etkinlikler de hayatın anlamını çoğaltmaya ve paylaşmaya yöneldi, yöneliyor. Artık doğadan giderek uzaklaştığımızdan olsa gerek, neredeyse doğada yapılan her şeyin, sözgelimi bir zeytin hasadının bile, çay toplama faaliyetinin bile küresel çağdaş kültürümüzde bir yeri, bir haber değeri var ne zamandır.

Bir de tabii Anadolu'nun hemen her beldesinde farklı iklim ve geleneklerin, yiyeceklerin, sporların, yemeklerin festivali yapılmaya başlandı. Siyaset, medeniyet tartışmaları, şiir etkinlikleri vs. de her adımda karşınıza çıkıyor. Hal böyleyken, bu faaliyetlerin gerçek anlamda o beldelerdeki değerini fark edecek, daha geniş çaplı işler için halkın ufkunu genişletecek, zevk ve keşif duygusunu önemseyen medya yetkililerine ihtiyaç da saat başı artıyor.

Medeniyetin ruhunu diriltecek olan hakkıyla eda edilmiş kültür ve sanat etkinlikleriyle kemale erecek zevkimizdir. Gelenekle beslenmiş, evrensel ölçeklerde süzülmüş, bugünün dilinde olgunlaşmış bir zevke kavuşmamızın kıymetinden bahsediyorum. Zira bu zevk ruhumuza sinmediği sürece, geçtiğimiz günlerde Star gazetesi kültür sanat editörünün serzenişte bulunduğu gibi, gazetelerde bile ilk feda edilen sanat sayfaları olmaya devam edecek hep.

Sanat ve kültür alanında yazılı veya görsel medyada sadece eşit göz seyirliğine uygun ortalama haberler vermekten ziyade, etkinlik haberleri belli bir elemeye tabi tutularak, anlamlı olanlara daha geniş yer ayrılabilse. En çok izlenilen saatlerde sanat ve kültür üzerine tartışmalar, oturumlar da gerçekleştirilse... Etkinlikleri / eserleri tanıtım mantığından ziyade, yorum yapabilecek donanımda, mevzunun künhüne inebilen, derinlemesine işleyebilen, takibe devam edebilen yorumcular yetiştirilse. (Onlar aslında mevcut, keşke biraz daha geniş imkan tanınabilse!)

Bunlar başarıldığı oranda sadece siyasete değil, hayatın her alanına belli bir düzey, şuur ve estetik hakim olacaktır. Bu şekilde inanıyorum ki, memleketin politik gündemini işgal eden bazı çok vasat polemiklere belli bir düzey kazandırılabilir ve şişirilmiş kutuplaşmalara karşı da belli bir mesafe alınır.

Hepimiz kendi dünyamızın yorgunuyuz ve başkalarının ne yapıp ettiğini izlemekten, keşfetmekten ziyade, sadece kendi meselelerimizle ilgilenecek vakti bulabiliyoruz. Hayat insana hakkıyla yaşayacak bir an bırakmıyor. Memleketin bugününde, bir yandan koalisyon görüşmeleri, bir yandan yakıcı gündem, sınırımızda sarsıcı savaşlar derken...

Ramazan boyunca Beyazıt'ta devam eden kitap fuarı ve onu organize eden gönül insanı Mehmet Nuri Yardım beyefendi başta olmak üzere diğer yetkilileri ve kurumları selamla ihtiyacı duyuyorum bu vesileyle. Birbirinden değerli eserleri ve yazarları şehrin kalbinde bir araya getiren, bir tür kültürel platforma dönüşen bu fuar kendimize faydalı olan işlerle iştigal edebilmenin ne büyük bir nimet olduğunu bize yeniden hatırlatan bir etkinlik oldu zira.
#Kasım el Mansur
#siyaset
#Mehmet Nuri Yardım