Hendek teröründen beri gözüm kulağım bölgede. Gidiyorum, görüyorum, sürekli bölgeyi iyi bilen kişilerle konuşuyorum.
7 Haziran 2015'ten beri HDP'den uzaklaşma, PKK'dan kopma yaşandığını yazıyorum ve söylüyorum. Hendek terörü, HDP'nin teröre destek vermesi ve bölge halkının örgütten çektiği sıkıntılar, bu uzaklaşmayı ve kopuşu o günden bu yana hızlandırdı.
Son referandum bu yüzden çok önemliydi. Acaba bu uzaklaşma devam ediyor mu, bunu merak ediyorduk. Sonuçlar açıklandığında ilk baktığım yer de burası oldu.
7 Haziran'dan bu yana, bazı illerde HDP'den uzaklaşan oylarda yüzde yüzlük artışlar var. Bu uzaklaşma bir şeyi daha test ediyor aslında. O da, HDP ve PKK'ya karşı devletin uyguladığı politikaların halk tarafından desteklenip desteklenmemesini.
Durum şuydu:
PKK çözüm sürecini bitirdikten ve hendek terörünü başlattıktan sonra, HDP milletvekilleri ve HDP'li belediyeler bu duruma tepki göstermedikleri gibi, bir de teröre destek verdiler. Bir de “sırtımızı YPG'ye dayıyoruz" dediler ve PKK'lı teröristlerin cenazesine gittiler.
Bunun üzerine açılan soruşturmalarda HDP eş genel başkanları ve milletvekillerinin tutuklanması istendi. Diğer yandan da, teröre destek veren belediyelere tek tek kayyum atandı. 34 HDP'li belediyeye kayyum atandı, buralara vaziyet eden 37 eş başkan tutuklandı. HDP eş başkanları, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dahil, 13 milletvekili de hapse atıldı.
Güvenlik kuvvetleri de bir yandan çok sıkı bir terörle mücadele süreci başlattı. Darbe sonrası ilan edilen olağanüstü hal de bu operasyonlara eklendi.
Tüm bunlar olduğunda, doksanlı yıllara geri dönüldü, güvenlik politikası bölgeye hakim oldu dendi ve Kürtlerin buna tepki göstereceği söylendi.
Ancak durumun böyle olmadığını, Kürtlerin yaşananlara tepki değil, destek verdiğini söyleyen az kişiden biriydim.
Hem de neredeyse tüm illerde görüldü bu. Mesela kayyum atanan Van, Mardin, Diyarbakır, Batman, Hakkari gibi illerde 'evet' oylarında hatırı sayılır bir artış vardı. Demek ki halk, eski belediye başkanlarının yerine kayyum atanmasından memnun olmuştu.
Star Gazetesi Açık Görüş'te yazdığı analizlerde önemli bir cümle vardır:
." Son derece dikkat çekici bir tespittir. Ayrılıkçı Kürtlere rağmen, asıl ana gövdenin gönlünde yatan şeyin, Türkiye'de yaşamak olduğunu belirtiyor Ekici.
Ayrıca Suriye gibi bir bilinmeze sürüklenme korkusu, Kürtleri HDP ve PKK'dan kopartmıştır. Ancak hala devletle olan kucaklaşması tam anlamıyla gerçekleşmedi. Bu nedenle Erdoğan'ın Diyarbakır ziyareti öncesi, orada güçlü mesajlar vermesini, Kürtlerle devleti kucaklaştıracak bir süreç başlatması gerektiğini yazmıştım (17.03.2017), hatta ekibine de iletmiştim.
Kürt oyları seçimin kaderini etkiledi, bu kesin. AK Parti'nin kalesi kabul edilen, İstanbul ve Ankara'nın esirgediği oyları, Kürtler cömertçe vermiş oldu.
Israrla ve üzerine basa basa tekrar yazıyorum:
Bunu referandum sonucundan daha çok önemsiyorum. Bu yüzden devleti yönetenlerin, hükümet edenlerin ve Kürtlerin en çok güvendiği isim olan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, bu teveccühe ilgi göstermesi, cevap vermesi gerekir. Bir tülü gelmeyen milliyetçi oylara gösterilen hassasiyet kadar olması yeterli.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.