Mandela, siyahlar için ne kadar özgürlük kahramanıysa, Mursi de Müslümanlar için o kadar kahramandır.
.../...
Robbeneiland, Capetown açıklarında bir ada. İki yüz yıldan uzun zamandır mahkumların tutulduğu, içinde korkunç hikayelerin yaşandığı bir hapishane. İki metreden az olan hücreleri, taş kırma meydanı ve tecrit odaları...
Mandela burada 27 yıl tutuldu. Hücresinin kapısında, taş kırdığı avluda dolaşırken,
Mursi'nin, tutuklandıktan sonra, hep Mandela gibi bir özgürlük kahramanı olması gerektiğini düşündüm. İhvan yöneticileri, Mursi için neler yapılacağını istişare ederken söylediğim şey hep buydu.
#FreeMursi kampanyası bir grup gazeteci arkadaşım tarafından Türkiye'de böyle başladı ama dünyaya yayılmadı. Hem İhvan'ın böyle bir gücü, hem de bizim dünya çapında etkili medyamız yoktu.
O zamanlar Mandela için yapılan kampanyayı merak etmiştim. Aslında en çok merak ettiğim şey, 27 yıl hapiste kaldığı sırada neden dünya uzun süre ses çıkarmamış ve 1980'lerin ortasında bir kampanya başlatmıştı.
G. Afrika'da bunun cevabını aradım. Tahmin ettiğim şeyi de buldum.
Mandela'yı hapse atan ve ülkeyi ırkçı bir cehenneme çeviren Apartheid rejimi, Hollanda kökenli beyazların (Afrikans) eseriydi. Hollandalılar aslında iki yüzyıldan beridir İngilizlerle, G. Afrika'yı kimin sömüreceğine dair kavgalıydı. Çok sayıda savaş yapmışlardı aralarında.
Bu madenlerin işletmesi çoğu kez İngilizlerin elinde oldu. Hollandalılar bu madenlerin işletmesini İngilizlere 50 yıllığına vererek, 1948 yılında iktidarı aldı ve İngilizlerin karışmamasını sağladı.
Dünyanın en ırkçı ve acımasız rejimi, İngilizlerin de yaşadığı G. Afrika'yı uzun yıllar demir yumrukla yönetti. Mandela ve arkadaşları (içlerinde çok sayıda Müslüman da vardı), ülkeleri için çok çetin mücadeleler verdi ancak başarılı olamadı. Robbeneiland bu mücadeleyi veren insanlarla doldu. Ancak dünya ses çıkarmadı.
1980'lerin ortasında Mandela birden dünya medyasının dikkatini çekmeye başladı. Tüm dünyada onun için kampanyalar başlatıldı. Gıyabında ödüller verildi. Mandela da hapisteyken haklı davasını anlatmak için her yere heyetler gönderdi. Türkiye'ye de heyet geldi ama Demirel Hükümeti heyeti havaalanından geri çevirdi ve reddetti.
Türkiye ve İsrail.
Sonunda Güney Afrika'da toplumsal olaylar oldu, çok insan yaşamını yitirdi ve ülkenin devlet Başkanı De Klerk tarafından Mandela serbest bırakılmak zorunda kaldı (1990). Çünkü dünyanın her yanından baskı gördü ve yaptırımlar uygulandı. 1994 yılında yapılan seçimlerde Mandela Devlet Başkanı oldu ve ülkenin kaderi değişti.
Merak ettiğim, İngiltere neden Mandela'nın son dönem mücadelesinde aktif rol oynadı? Öyle başka ülkelerdeki özgürlük mücadelesine hayran insanlar değildi çünkü. Sorunun cevabını burada öğrendim:
İngilizler sahip oldukları medya, diplomasi ve sermaye gücünü kullanarak Mandela'yı 5-6 yılda bir özgürlük kahramanına dönüştürmüştü. Oysa Mandela 30 yıldan beri ülkesi ve özgürlüğü için kavga veriyordu ve İngilizler parmağını kımıldatmamıştı.
İngiltere'nin elmas ve altın madenlerini
işletme
Mandela'nın İngilizlerle daha hapisteyken bu konuda anlaştığını ve mücadelesine böyle destek aldığını eleştiren çok kişi vardır.
Buradaki ilişkiyi, Cape Town Üniversitesi Öğretim Üyesi Halim Gençoğlu çok güzel formüle etti bana:
özgürlük
İslam dünyasında bugüne kadar bağımsızlık, özgürlük ve adalet savaşı vermiş hiçbir lider Batı tarafından özgürlük kahramanı gibi görülmedi
İşin kötü yanı, Müslüman ülkeler de bu insanları dünya çapında bir kahramana dönüştürmeyi başaramadı, hatta bir kısmına engel bile oldu.
İhvan'ın
İşte bu yüzden Mursi, bir Mandela'ya dönüşemiyor.