Şu kardeşlik meselesi

04:005/11/2016, Cumartesi
G: 16/09/2019, Pazartesi
İsmail Kılıçarslan

Biliyorum. Bugün, HDP göz altılarından ve Diyarbakır patlamasından gayrı ne yazsam 'şu günde bu yazılır mı kardeşim?' diyeceksiniz bana. Bu sebeple önce derdimi bu konu üzerinden anlatmaya çalışayım. Sonra kalem başka yere gitsin.



Hatırlayacak mısınız bilmem. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bundan bir süre önce şöyle demişti: “Hiçbir arkadaşımız ifade vermek üzere mahkeme ve savcılıkların davetine gönüllü gitmeyecekler. İfademizi almak isteyenler bizi zorla götürecekler. Şimdiden hâkim ve savcılara söylüyorum şimdiden hazırlık yapsınlar. Biz hazırız. Bunlar artık siyasi krizdir. Tıpış tıpış kendi ayağımızla gitmeyeceğiz. Ya tutuklama ya yakalama ya da zorla getirilme.”



Görünen o ki, hâkim ve savcılar Demirtaş'ın sözlerinin gereğini yaptılar. Ben yazımı yazarken bazı HDP'li vekiller salıverilmiş, bazıları da tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilmişti. Yani hukuk -beğenir ya da beğenmezsiniz, bu ayrı bir tartışmanın konusudur- işlemekteydi.



Görünen bir başka şey daha var. PKK ile ilişkisi yapısal hale gelmiş -ki bu, bence tek ve mecburi istikametleri bu olmayabilirdi- HDP'nin artık toplum nezdinde çok büyük bir meşruiyet sorunu vardır. 'Diyarbakır'da bombayı PKK patlattı, bunun HDP ile ne ilgisi var' önermesine artık kimse ikna olmamaktadır. Minibüsünden terörist, arabasından bomba çıkan; 'sokakları karıştırırız' emrinden sonra insanların öldüğü bir HDP kadrosuna da…



Ne diyorduk bu durumlarda: Yaşayalım, görelim.



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin görüşmelerinden hemen önce Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeydim. Kültür Bakanlığı'nın 'Yaşayan İnsan Hazineleri' ödül törenine katıldım. 9 ustaya ve 1 topluluğa 'Yaşayan İnsan Hazinesi' ödülü verildi.



Ne demek yaşayan insan hazinesi? 'Somut olmayan kültürel miras' envanterine dâhil edebileceğimiz insan kaynağı demek. Kültürün ya da sanatın herhangi bir alanında ustalık eden, sanatını usta-çırak ilişkisi ile öğrenmiş, çırak da yetiştiren insan demek.



Doğrusu bu ya, törende dikkatimi en çok çeken husus, müzik alanında ödül alan isimler oldu. Kısas Alevilerinin büyük saz ve söz ustası Aşık Sefai (Mehmet Acet), yine Alevi-Bektaşi geleneğinin büyük icracısı İsmail Nar, bir Sünni geleneği olarak Kerbela mersiyesi icralarıyla ünlü gazelhan Celal Yılmaz, Karadeniz atma türkü geleneğinin büyük ustası Osman Efendioğlu ve Gürcülerin çok sesli müzik geleneğini icra eden Macahel Yaşlılar Korosu ödüle layık görülmüştü bu yıl.



Her biri büyük, köklü, kocaman bir geleneğin parçası olan bu isimleri sahnede yan yana görünce zihnimde oluşan harita çok güzeldi.



Bir yandan bu sahneyi izlerken bir yandan da bizi 'büyük, köklü, kocaman bir ülke'nin 'hür, eşit, huzurlu yurttaşları' olarak yaşamaktan alıkoyan kim varsa hepsine saydırdım içimden.



Hukuka meydan okuyan, bomba patlatılmasına ses çıkarmayan, kendi halkının üzerine ateş açmaktan çekinmeyen, batılı emperyalist efendilere uşaklık etmekten memnun, Türkiye'nin büyümesini ve güçlenmesini içine sindiremeyen kim varsa… Liste uzun.



Türkiye bence o sahnedir. Celal Yılmaz'ın okuduğu Kerbela mersiyesi, Aşık Sefai'nin icra ettiği Alevi deyişi, yaşlı Gürcü amcaların okuduğu Gürcüce şarkılar, Osman Efendioğlu'nun attığı türküdür.



Doğrudur. Günün sonunda ayakta ve hayatta kalmak istiyorsak bu kardeşlikten başka sarılacak, tutunacak hiçbir şeyimiz yoktur. Topyekûn bir saldırıya topyekûn bir huruçla cevap verme derdinde olan Türkiye'nin kimseyi dışlama, ötekileştirme, yabancılaştırma lüksü yoktur, olmamalıdır. Lakin kimsenin de Türkiye'ye çekilen o büyük operasyonun bir parçası olma hakkı yoktur.



Böylece diyorum ki, operasyon çekene sert, geri kalan herkese munis bir devlet arzu etmek hakkımızdır. 'Bu Kürtler, bu Aleviler, bu solcular, bu Ülkücüler, bu İslamcılar, bu muhafazakârlar' toptancılığı yapmak şu günlerde ihtiyacımız olan son, en son şeydir.



Aynı sahnede buluşup farklı şarkıları söyleyerek bir arada yaşamanın yolu vardır ve mümkündür.



Ne diyordu Aşık Sefai: 'Ağlaram ağlar gibi / derdim çok dağlar gibi / yüz yerden yara aldım / gezerim sağlar gibi'




#HDP
#Diyarbakır Patlaması
#PKK
#Yaşayan İnsan Hazineleri