Yeni kabine belli oldu. Sosyal medyadaki tartışmalara, yorumlara bakarsak, Sayın Kurtulmuş’un Kültür ve Turizm Bakanı olması tenzil-i rütbe olarak görüldü, anlaşıldı. Gerçekten böyle mi?
AK Parti hükümetlerinde bu bakanlığı yapmış isimlerin akıbetlerini göz önüne alırsak, genel havayı normal karşılayabiliriz. Erkan Mumcu, Ertuğrul Günay, Atilla Koç, Yalçın Topçu, Ömer Çelik, Mahir Ünal, Nabi Avcı… Liste bize çok şey söylüyor. Bu bakanlığın ilk feda edilecek yer olduğunu mesela. Gazetelerimizin kültür sanat sayfaları da öyle değil midir?
Kültür ve Turizm Bakanlığı yapıp da ayakta kalan, hâlâ aynı çatı altında bulunan birkaç isim ancak var. Tenzil-i rütbe görüşünü pekiştiren evvela bu hakikattir.
Yeni öğrendim. Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Genel Koordinatörü, uzun zamandan beri Orhan Karakurt imiş. Mitinglerde Sayın Erdoğan’ı anons ve takdim eden beyefendi. Konuştuğu, danıştığı, görüştüğü bir edebiyatçı var mıdır, merak ediyorum.
***
Hiç kuşku yok ki mühim işler yapıldı, yapılıyor. Birçok ilk yaşandı. Kurslar, sergiler, yeni müzeler vs. Bazı sanat dallarında ciddi canlanma oldu. Sayısız dernek ve vakıf kuruldu, onlara kıymetli yerler ve imkânlar tahsis edildi. Neredeyse her gün adresimize maliyeti yüksek birkaç albüm / kitap geliyor. Bütün bunlar, Sayın Erdoğan’ın da dile getirdiği ‘kültürel iktidar’ bahsine yeterli geliyor mu? Sorumuz ve sorunumuz budur.
İlaveten şunu söylememiz gerekiyor: Kültür sanat meselesi, belediyeler değil; eserler, meziyetler, fedakârlıklar ve duruşlar üzerinden ilerler. Bu konuyu ve dolayısıyla belediyeleri kazanç kapısı olarak görenlerden değiliz. Buralardan bir şeyin çıkacağına inanmıyoruz. Yirmi yıllık belediyecilik tecrübesinin sonuçları zaten ortadadır. Özetle: Kaynak israfı.
***
Her seferinde aynısı oluyor. Bakan değişiyor, başbakan değişiyor, tablo değişmiyor. “Başbakan yahut cumhurbaşkanı sanat camiasıyla buluştu” haberlerinin içinde geçen davetli listesine dikkat edelim. Diğer sağ ve sol partilerin iktidarında da masada benzer isimler oturuyordu. Fark nedir? Onca insan neyin mücadelesini vermiştir, veriyor?
Bu satırları etkinlik ve davetlerden uzak duran biri olarak yazıyorum. Görülen lüzum üzerine kurulmuş cümleler bunlar.
Öyle anlaşılıyor ki, mevcut kültür sanat politikalarını, son yılları bilmeyen, gelişmeleri takip etmeyen veya edemeyen, iklim değişikliğinin manasını kavrayamayan, yani gidişatı okuyamayan isimler şekillendiriyor. Yaşananların başka türlü izahı olamaz.
Unutmayalım; kültür, sanat ve edebiyat, ağırlıklı olarak gençler üzerinden hayatını, varlığını devam ettirir. Kitap fuarlarına, edebiyat dergilerine ve etkinliklere bakmak bize bir fikir verecektir. Gençleri dikkate almadan atılan adımların, yapılan işlerin karşılıksız kalma ihtimali yüksektir.
Yazdığımız olumsuzlukların yeni dönemle birlikte değişeceğini umut ediyoruz. Değişmesini istediğimiz bir diğer şey de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın artık tenzil-i rütbe olarak görülmemesidir.
Bu konuya devam etmek isterim.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.