İnsanların ihtiyaçları zamana, mekâna ve şartlara göre değişir. Çocukluğumuzun ihtiyaçları ile çocuklarımızın ihtiyaçları birbirini tutuyor mu? Milletler de böyledir. Yeni ihtiyaçlar, öncelikler hasıl olur. Önem sıralaması değişebilir.
Bizde 'yarın ne yapacaksın' diye sorulmaz. Soru bellidir: Bugün Allah için ne yaptın?
Yarından değil, evvela bugünden sorumluyuz. Tedbir almalıyız elbette.
İnsanın yeryüzü macerasıyla elde ettiği tecrübeler saymakla bitmez. Şöyle anlatalım, soralım: Nasıl olsa toprak dolacak diye baraj yapmaktan vazgeçiyor muyuz? Bir gün yıkılacak diye ev kurmamak olur mu?
***
Hesap sorma yetkisi sadece onda, onlardadır.
Kendi hayatı ve hakları kutsaldır, kimse dokunamaz, karışamaz. Fakat o başkalarının hayatına dilediği gibi karışabilir. Haklarını elinden alabilir yahut kısıtlayabilir. Demokrasiden en iyi o anlar.
Güya tek adam yönetimine karşıdır. Başka bir tek adamı savunmakta yahut onun arkasına saklanmakta ise sakınca görmez. Bizim açımızdan çelişki, ona göre tutarlılık.
Kemal Sayar'ın Güven başlıklı kıymetli yazısından kısa bir iktibas yapalım:
(İtibar, 65)
Burada durarak söyleyelim: Biz evetten ziyade hayır diyoruz. Milleti hor gören zümrenin kibrine, hırsına ve şımarıklığına hayır. 'Siz anlamazsınız' diyenlere hayır. Hassasiyetlerimizi dikkate almayanlara hayır.
Öte yandan, 'evet - hayır cephesi' gibi kamplaşmayı keskinleştirecek tuhaf sınıflandırmalara da karşıyız. Hayır diyecek olanların terör örgütleriyle yan yana getirilmeye çalışılmasını hakkaniyetli bulmuyoruz. Bazıları bu minvalde sözler söylüyor maalesef.
Ülkemizde ilk defa seçim olmuyor, karar verilmiyor. Ayrışmayı derinleştirecek, öfkeyi kalıcı hale getirecek söylem ve davranışlardan uzak durmamız gerekiyor.
***
Mutlu azınlık niçin mutsuz görünüyor? Bu ülkede millete rağmen bir şey yapılamayacağı iyice anlaşılmıştır. Son on yılda iklim değişmiştir.
Halk Partisi bile artık marjinal sayılır. 'İlerde neler yaşanır' kaygısına küçük bir ipucu olsun bu.
Anadolu Ajansı'nın hazırladığı yıllığa bakıyorum. (Yıllık 2016) 15 Temmuz işgal girişiminde şehadet mertebesine yükselen sadıkların isimleri veriliyor. Memleketi, doğum tarihi ve mesleği. Listeye göre: Dokuz öğrenci, üç kaynakçı, dört şoför, üç elektrikçi, beş mobilyacı, yirmi bir işçi, üç işçi emeklisi, kırk yedi serbest meslek, dokuz esnaf, altı emekli, iki kadrolu ve bir sözleşmeli imam, üç garson; ayrıca taksici, tornacı, ayakkabı ustası, marangoz, berber, tamirci, dekorasyoncu, muhasebeci, muhtar, satış elamanı, perdeci, tezgâhtar, kurye, öğretmen, aşçı, tesisatçı, seyyar satıcı, çaycı, tekstilci, kasap, matbaacı, kepçe operatörü, vinç operatörü, ev hanımı. Bir de hatırlatma yapalım: Vatan Size Minnettar listesinde yüksek oranda serbest meslek sahibi şehit var. Bu ifadenin büyük ölçüde işsizlik veya düzen kuramamış olmak anlamına geldiğini bilenler bilir.
Bazı 'seçkin' semtlerden ve tatil beldelerinden yükselen alkış seslerini de aklımızda tutarak soralım: Bütün bunlar bize ne söylüyor?
Düne kadar olan şuydu:
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.