Özellikle
küresel ekonomik düzenin aynı zamanda
anlamına geldiğini bildiği için, daha
bir düzeni kabul etmenin
inanıyordu. Nitekim işin gerçeği de böyleydi.
.
ise; daha çok düşünen, politik baskılara mesafe koyabilen, sermaye kontrolünün dışına taşabilen çevrelerin tartışma biçimiydi. Onlar, “
söylüyorlardı.
Var olan ekonomik ve siyasi düzenin acımasız bir
dayandığını, onların bu gücü dünyanın geri kalanıyla paylaşmadığını,
olduğunu söylüyorlardı.
gibi, dünyanın güç arayışında olan başka bölgeleri bu anlamda Batı'ya
yükseltiyor ama bunlar görmezden geliniyordu.
'tan sonra
. Birçok ülke, itirazların açıktan dile getirmeye, yer yer meydan okumaya başlamıştı.
2006'tan bu yana hemen bütün yazılarda bu jeopolitik
, bunun nasıl bir çatışma hali alacağına,
, bir an önce
nın teşvik edilmesi gerektiğine dair konuları işlemeye çalıştım.
, yeni bir yol çizmeye çalıştığını, hatta
yükselttiğini,
tartıştım. Ancak finans çevrelerinin günübirlik gürültüleri, bu tür düşünceleri susturdu. Bu, hem dünya genelinde hem de Türkiye'de böyle oldu.
ABD ve Avrupa'nın yoğun bir şekilde
na
etmesi,
amaçlıydı. Yeni kaynaklar ve pazarlar paylaşıyorlar, çıkış yolu arıyorlardı. Coğrafyamıza reva görülen
, bu kirli düşüncenin ürünüydü. Birçok ülke, devlet, millet, şehir bu yüzden harabeye döndü,
yaşandı. Aslında
. Ülkelerimiz, insanlarımız, şehirlerimiz bedel ödüyordu.
.
Operasyonlarını ülkelerimizdeki
üzerinden servis ediyorlar, biz onları
sanıyor ona göre pozisyon alıyorduk. Ama aslında
.
nın bizim coğrafyamızda olması bizi akıllandırmaya yetmedi maalesef. Oysa yaşanan büyük bir güç hesaplaşmasıydı ve biz burada sadece kurbandık.
İngiltere'nin AB'den ayrılma kararı, bütün bu güç mücadelesini açık etti. Bu yönden hepimiz için hayırlı oldu. Resmi tam olarak ortaya koydu.
okuyabilecek hale geldik. Bize etnik, mezhebi veya herhangi bir kimlik üzerinden servis edilen ayrışmanın Batı içinde çok daha
vardı.
.
Ama bir şekilde
ediliyordu. Şimdi
zamanı geldi.
. Avrupa uzunca bir süredir
nu kaybetti.
e uzanan 508 milyonluk nüfus, birlik ruhundan çok
dönmeye başladı. Kriz sonrası birçok AB ülkesi milli değerlerini arayışlara yöneldi.
.
Zaten Kıta Avrupası ile Kuzey Avrupa ülkeleri hiçbir zaman ortak bir değerde buluşamadı.
. Yakın gelecekte Kuzey ülkelerinden sonra Güney Avrupa ülkeleri de kendi yollarına gitme arayışlarına girişecek. Özellikle
ve
'nın itirazlarını dikkatle takip etmek gerekiyor.
22 Temmuz 2007 tarihindeki
başlıklı yazımdan birkaç not aktarayım: “Biz, krizin
boyutuyla daha çok ilgileniyoruz.
. Çok yakın bir gelecekte bu değişimin dramatik örneklerini göreceğiz. Ekonomik, siyasi ve askeri
,
tanık olacağız.”
Birkaç yıl önce, parçalanmanın haritaları tartışılıyordu. Bunların hiçbiri boşuna değildi.
doğru gideceği söyleniyordu. Bu tartışmalara göre Avrupa Birliği'nin dağılma haritası şöyle gerçekleşecekti:
Almanya, Avusturya, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Hırvatistan, İsviçre, Slovenya, Slovakya..
İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, İzlanda, Estonya, Litvanya ve Latviya… Bu Baltık ülkelerinin Rusya tehdidine karşı en yakın müttefiki Almanya olacak..
: Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan… Kendi içinde bölgesel bir yakınlaşmaya gidebilir…
: İtalya, İspanya, Yunanistan, Portekiz, Kıbrıs Rum Kesimi ve Malta..
Fransa ve İngiltere ise her hangi bir bloka mensup sayılmıyor. En sonunda İngiltere kendi yolunu seçti ve çözülmenin ilk adımını atarak belki Birleşik Avrupa fikrini
gömdü.
Aslında
çoktan mezara gömülmüştü. Bunu yapan kendileri oldu. Özgür düşünceyi;
çoktan terketti Avrupa.
sonrası, elli yıllık proje rafa kaldırıldı. Almanya Başbakanı
'in
itirafı
işaret ediyordu. 11 Eylül'den hemen sonra vatandaşlık yasalarından göçmen yasalarına, iç güvenlik uygulamalarına kadar her şeyi değiştiren Avrupa'nın merkez ülkeleri hızla otoriterleşmeye başladı.
ve üzerinde oynana oyun sadece bizim coğrafya ile sınırlı değildi. Yayılacak,
vuracaktı. Ortadoğu'daki huzursuzlukların kaynağı
Avrupa'da huzursuzluk sebebi
olacaktı.
Bir süre sonra
göreceğiz.
Bu yüzden hep şunları söyledik:
'a bakarken,
'ye bakarken,
'e, Basra Körfezi'ne bakarken gözlerimizi kaldırıp
de bakmak zorundayız.
Atlantik'in iki yakası, Avrupa ve Amerika'yı yeni bir güç yapılanması bekliyor.
. Yeni Avrupa haritasına göre
da bu duruma taraf olacaktır.
. Kişisel olarak Avrupa'nın bu krizi yönetemeyeceğini düşünüyorum.
Belki de dünya, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı'ndaki kamplaşma düzenine savruluyor.
ve belki yine oradan çıkacaktır.
. Ayrıca, iki dünya savaşında da dünyanın geri kalanında hiçbir güç yoktu. Şimdi onlara her alanda meydan okuyabilecek güçler çıktı ortaya ve bu Avrupa'nın işini çok daha zorlaştırdı.
Bizim coğrafyamız şu an dünyanın
dır. Öyle planlandı, krizler bu amaçla
edildi. Ama inanın, asıl kavga Batı'nın kendi içinde yaşanacaktır.
. Dolayısıyla bu kaybediş onları birbirine karşı daha da hırçınlaştıracaktır. Siz, tarihte İngilizlerle Almanların birlikte hareket ettiğini nerede gördünüz. Bu,
bir görüntüydü ve sona erdi.
.
kavramını yadırgamayın.
çünkü. Bütün bunlar endişe verici gelimelerdir. Ama bizim için
.
Yine
.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.