Türkiye’yi kör et, IŞİD’le savaştır, PKK’ya alan aç..

04:0026/05/2016, Perşembe
G: 13/09/2019, Cuma
İbrahim Karagül

ABD öncülüğünde
Rakka
'ya yönelik operasyonu
çok dikkatli
izlemenizi öneririm.
IŞİD'i besleyip,
bu bölgeye yerleştirip şimdi de
tasfiye
ediyormuş gibi görünenlerin aylardır Türkiye kamuoyuna pompaladıkları
“IŞİD tehdidi”
söylemlerinin de sorgulanması gerektiği kanaatindeyim.


Terör örgütleri üzerinden coğrafi biçimlendirmeler yapanların

, etnik ve

mezhep

kimliği üzerinden haritalar çizenlerin, Türkiye'nin bölge ve güvenlik politikalarını

provoke ettikleri

endişesi taşıyorum.



Birkaç yıldır, yoğun biçimde kendi doğrularını biçimlendirmeye çalışan Türkiye'yi,

oldu bittilere mahkum edip, bir-iki adım sonrasını göremeyecek hale getirmeleri ihtimali son derece rahatsız edici

. Güneydoğu şehirlerinde, ilçelerinde iç işgal girişimi yapanlarla IŞİD tehdidi ve buna karşı operasyonları biçimlendirenler aynı çevreler çünkü.



IŞİD üzerinden Türkiye'yi vurmak


Örgütün sessiz sedasız Suriye ve Irak'ın bir bölümünü işgal etmesi,

Musul'da Irak ordusunun silahlarını bırakıp aniden çekilmesi yeterince şüpheliydi

zaten. Uzunca bir süre örgüte kimse dokunmadı. Neredeyse onun

devletleşmesine

zemin hazırlandı.



Görünüşte

İran

'a karşı konumlanan, mezhep

taassubu

üzerinden hareket ediyor görünen IŞİD bir anda

tavır değiştirip Erbil'e yöneldi. Hatta Erbil'in boşaltılması bile gündeme geldi.

İşte bu da şüphelerin en büyüğüydü.

Örgütü Kürtler üzerine salan kimdi?

Bir Kürt-Arap çatışması çıkarmak isteyen kimdi? Sünni iki etnik çevreyi kapıştıran kimdi?



Bir süre sonra

yeni bir durumla

karşı karşıya kaldık. IŞİD'i besleyip büyütenler,

örgüt üyelerini Avrupa havaalanlarından neredeyse davul zurna eşliğinde Suriye'ye gönderenler

bir anda Türkiye'yi hedefe oturttu. İngiltere ve Avrupa genelinde yaygın bir

IŞİD-Türkiye

bağlantısı tartışılır oldu. Türkiye

IŞİD'i besleyen
ülke

ilan edildi.

Teröre destek veren ülke

ilan edilmek istendi.



Bizi savunmacı çizgiye ittiler


Türkiye'nin yakalayıp Avrupa ülkelerine gönderdiği, istihbarat servislerini uyardığı bazı kişiler oralarda korundu. Sonra ne mi oldu?

Paris'te, Brüksel'de bu kişiler birer bomba olup patladı

.

Terörü koruyan Avrupa'ydı ama suçlanan Türkiye oldu

. Uyarıları ciddiye almayıp bu kişileri koruyan ülkeler bile Türkiye'yi suçladı.



Hatta

Cumhurbaşkanı Erdoğan

ve ekibinin IŞİD'le bağlantılı olduğunu iddia etmeye kalkıştılar.

Garip bir senaryo servis ediliyordu

. Erdoğan'ı devirmeye çalışan paralel örgütün

MİT TIR

'ları operasyonu ile

“Teröre destek veren ülke”

ihalesi bu geniş senaryonun bir parçasıydı.



Türkiye, bu suçlamaların

baskısı

altında kaldı.

Büyük oranda da etkilendi

. IŞİD'le bağlantısı olmadığını ortaya koymak için mücadele vermeye başladı. Aslında buna gerek yoktu,

böyle bir savunma durumuna girmemeliydi bile

.



MİT TIR'ları olayı ile Avrupa genelindeki Türkiye-IŞİD yaygarası aynı eller tarafından planlanıyordu

. Türkiye'nin

suçluluk

duyması yerine bu merkezleri hedefe alması gerekiyordu. Ama öyle olmadı.

Savunmacı bir psikolojiye teslim olan Türkiye

örgüte karşı amansız bir mücadeleye, tabi ülke içinde de bombalar patlamaya başladı.



Yeni bir düşman, yeni savaş ihalesi


Dikkat ederseniz IŞİD'le mücadele konusunda en keskin ve net ülke Türkiye. Örgütü

PYD-PKK ile eşdeğerde

tutması ilkeli bir duruş anlamına gelse de birileri Türkiye'ye

yeni bir düşman

tayin ediyor,

yeni bir savaş ihale

ediyordu. Yanlış anlaşılmasın, IŞİD'i haklı gösterecek, örgütle mücadeleyi yanlış bulacak bir anlam çıkarılmasın. Benim dikkat çekmeye çalıştığım şey,

Türkiye'nin gözlerini kör etmeye dönük bu senaryodur

.



Örgütü İran'a karşı mevzilenmişken birden Kürtlerin üzerine sürenler bu sefer de Türkiye'ye yöneltmiş, aynı anda Türkiye'yi bu mücadeleye kilitlemiş

, Türkiye ve Avrupa genelinde yürütülen kamuoyu çalışmaları da bizi savunmacı bir çizgiye itmiş, amaç hasıl olmuştur.



Kuzey Koridoru: Çevreleniyoruz


Kuzey Suriye Koridoru

tehlikesini ilk dile getirenlerdenim.

2003

Irak işgalinden bu yana bölgedeki her gelişmeyi günü gününe izlemeye çalışan biri olarak, Türkiye ile Güney'deki Müslümanlar arasında nasıl bir

duvar

örüldüğünü görüyordum.

Planlamalar 2003 yılından bu yana uygulananların bir parçasıydı

.

Çok tehlikeli bir harita çalışması yapılıyor ama Türkiye çevreleniyordu.


Türkiye-Rusya krizinin de bu planın bir parçası olduğunu

, bu

çevreleme operasyonunun bir halkası

olduğunu düşünüyorum. Sanıldığı gibi Rusya'nın Suriye'de sadece kendi çıkarları doğrultusunda bulunmadığını, bir şekilde

dolmuşa bindirildiğini

düşünüyorum. İki ülke arasındaki krizi yumuşatmanın yolları aranmalıdır. Ancak krizi daha da büyütecek adımlarını hemen

servis

edileceğini de unutmayalım.



Kuzey Suriye Koridoru ve

Türkiye'nin çevrelenmesi

adım adım gerçekleşiyordu. Bizler reaksiyonlar gösteriyorduk ama

içeride servis edilen terör

başımızı kaldırmaya fırsat bırakmıyordu. Bu açıdan

aylardır yürütülen terörle mücadele de tek başına PKK meselesi değildi

. Mücadele edilen şey aslında

terör de değildi. Savaşıyorduk

, bir

işgal

girişimine karşı içeriyi temizliyorduk.



İç işgal projesi çöktü, IŞİD'le savaş başladı


Türkiye'nin bu kadar sert mücadele edeceğini tahmin edemediler. Bu kadar başarılı olabileceğini de düşünemediler.

İç işgal projesi çökmüştü

.



Zamanlamaya dikkat edin

tam bu dönemde IŞİD ile Türkiye arasındaki keskin çatışma öne çıktı. Örgüt Türkiye'ye yönlendirildi, Türkiye de böyle bir savaşa kilitlend

i. Senaryonun PKK sonrası için yazılan sahnesi oynanıyordu.

PKK yorulmuş, geri çekilmiş, yerine IŞİD ikame edilmişti

. Türkiye bu sefer de bu örgüte mücadele edecek, uzunca bir süre bölge ile ilgilenemeyecek, diğerleri de

haritayı

somutlaştıracak, amaçlarına ulaşacak. Yeni senaryomuz bu.



Peki biz IŞİD'le mücadele ederken onlar tam olarak ne yapacak? Yine

PKK ile Suriye içinde operasyon

lar yapacaklar,

PYD

üzerinden alan genişletecekler,

IŞİD'den boşaltılan yerlere PYD'yi yerleştirecekler

. Biz

mücadele ettiğimizle kalacağız

, biz savaşacağız, onlar PYD'yi oralara yerleştirecekler. ABD'nin Suriye'deki operasyonel ortağı PYD değil mi? Ona

silah

akıtmıyorlar mı? Onu müttefik ilan etmediler mi?



AK Parti hükümeti bu senaryoyu iyi okumalı

. Bizim elimizle bize tuzak kuruluyor. Biz IŞİD'e karşı koalisyondaysak PYD de koalisyonda. En azından ABD'nin ortağı. Şimdi

Türkiye PYD ile ortak mı hareket ediyor, IŞİD'e karşı birlikte mi mücadele ediyor?

Peki ya sonrası? Örgütün boşalttığı yerleri doldurmaya sıra gelince ne olacak? Dikkat edin, Türkiye'nin desteklediği muhalefeti değil, PKK'yı oralara yerleştirecekler?



Türkiye intihara sürükleniyor!


“Kuzey Suriye Koridoru, Türkiye'nin çevrelenmesi Türkiye'nin kendi eliyle mi gerçekleşecek”

derken işte bunu soruyorum.

“PKK'nın/PYD'nin en büyük destekçisi Türkiye”

derken,

“O destek Türkiye'nin içinde yuvalanmış

” derken bunu kastediyorum. PYD'ye silah akıtanlara

öfkemizi

anlıyorum ama içeriden verilen desteği, sağlanan

korumayı

, hatta iddialara göre silahları, ne yapacağız?



Birileri Türkiye'nin siyasi aklını bulanıklaştırıyor

. Birileri Türkiye'nin bölgeye bakışını, müdahale biçimini

sabote

ediyor? Birileri bizi fena oyuna getiriyor? Sadece dışarıdan değil, içeriden de tuzağa sürükleniyoruz. Aklımızı başımıza almazsak, birkaç yıl sonra kendi

ayağımıza sıktığımızı

hatta

intihar ettiğimizi

göreceğiz.



O sınırların hiçbir anlamı kalmayacak


Rakk

a'da

ABD ile PYD beraber

operasyon yapıyor. PKK unsurları

Halep'ten Rakka'ya

kadar Suriye'de nüfuz sahası oluşturdu. Bizse hala sınırlarda oyalanıyoruz,

sınırları koruma

derdindeyiz.

O koridor oluşunca sınırın hiçbir anlamı kalmayacağını

hala tam anlamıyla kavrayabilmiş değiliz.



Asıl kıyamet IŞİD'le mücadele sonrası kopacak

.

Türkiye'yi hem Suriye'den hem de içeriden vuracaklar.

Yüzlerce kilometrelik cephe açılacak.

Kemal Kılıçdaroğlu

'nun

“kan dökülecek

” ifadesi sadece bir siyasi

seviyesizlik

örneği değildir. İşte o zamana hazırlığın işaretlerini vermektedir. Türkiye'nin

Başkanlık Sistemi

'ne geçiş mücadelesi vereceği o günlerde

hem içeriden hem dışarıdan saldırılar

başlayacaktır.



Bir

yıkım dalgası

inşa etmeye çalışıyorlar. Operasyonun büyüğü Türkiye içinde yapılmaktadır. Evet, birileri siyasi iradeye, siyasi perspektife rağmen, yaklaşan tehditleri

kamufle

etmekte, el altından Türkiye'ye çok ciddi tuzaklar kurmaktadır. Ama biz bu tuzakları boşa çıkarmayı da bileceğiz.


#IŞİD
#İç işgal
#Kuzey Koridoru
#Musul
#PYD
#Rakka
#PKK