Türkiye bir karar veriyor, dünya bu karara göre
kuruyor.
Türkiye bir
çıkıyor, Batı dünyası derhal
durumuna geçiyor.
Türkiye kendine bir
belirliyor, onlarca ülke onlarca
örgütü tek cephe olup bu hedefe
etmeye başlıyor?
Türkiye kendini
almak için askeri hareketliliğe girişiyor, bütün
bir anda düşman oluyor.
Türkiye kendi içinde
yapıyor, ekonomisini canlandırıyor, en ileri düzeyde
girişiyor, bize yıllarca
bile bir kuşkuya teslim olup,
reaksiyonlar göstermeye başlıyor.
Türkiye, “
. Dünyaya söyleyecek sözüm var. İnsanlık ailesine katkılarım olmalı" diyor, müthiş bir düşmanlık dalgasıyla yüzleşiyor.
Türkiye, otuz yıldır
21. Yüzyılın bölgesel istila planlarına karşı bir
geliştiriyor, bir söz söylüyor, bu uğursuz
adımlar atıyor, küresel ölçekte
rüzgarı hemen şişiriliyor.
Türkiye, “Ben Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçeceğim.
" diyor, kendisi monarşi olan, kendisi başkanlıkla yönetilen ülkeler bile karşı çıkıyor. Bir tür
iman etmişler, geçmişleri tek adam zorbalıklarıyla dolu siyasi çevreler de onların yönlendirmesiyle harekete geçiyor.
Ve onlar, içerideki bu siyasi çevrelerle binlikte terör örgütlerini harekete geçiriyor.
Türkiye'ye karşı harekete geçiriyor. ABD'nin
ve İsrail
nı harekete geçiriyor.
Dikkat edin, o derin irade, o küresel koalisyon,
dedikleri merkez iktidar gücü, bütün bu çevreler arasındaki
şekillendiriyor.
ABD'li neocon
ile
'li vekiller,
ile
ve
'in terör örgütü işte bu ortak dili kullanıyor. Küresel ölçekte Türkiye karşıtlığı dilini kim, neden üretti?
Peki neden bu
, neden bu
? Mesele nedir? Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu
nedir? Aşması gereken
, üstesinden gelmesi gereken tehlike nedir?
16 Nisan'da, Türkiye'nin
ne geçişi onları neden ilgilendirir? Yoksa bu karşı çıkışlar, 16 Nisan için değil,
midir?
Türkiye'nin büyük bir güç olarak öne çıkacağından,
haline geleceğinden,
, oluşacak bu yeni dalganın küresel ölçekte güç haritalarını değiştireceğinden mi endişe ediyorlar?
Evet, doğrusu budur!
. Mesele 16 Nisan'ın bir hedeften çok, bir
olacağının bilinmesidir. İçerideki dönüşümün büyük oranda başarılmış olacağı, Türkiye'nin artık kararlı bir şekilde
endişesidir.
in başlaması, coğrafyanın ekonomik dinamizminin Türkiye'de yoğunlaşması korkusudur.
başlayacak olması, bölgesel güvenlik meselelerinde çok hareketli bir Türkiye'nin geliyor oluşudur.
Ama en önemlisi de,
bir Türkiye yükselişinin şimdiden okunmasıdır. Ve yine, ülkeleri, toplumları değiştirecek siyasi dilin artık bu ülkede üretiliyor oluşudur.
.
Avrupa'nın merkez ülkelerinin, onların etkisi altındaki örgütlerin, onların
, Atlantik merkezli
yapılanmasının talimatlarıyla Türkiye'ye operasyon çeken FETÖ benzeri yapıların, Avrupalı
, ABD'li
,
ortak bir
kurması, yükselen bir tarihi durdurma çabasıdır.
. Türkiye, kendi içiyle uğraşan, bütün enerjisini içeride harcayan,
yapıların yıpratıcı saldırılarıyla boğuşan,
, yüz yıl boyunca başkalarının
tanımlarına mahkum ülke olmaktan çıkıp kendi oyununu oynamaya başlayacak, bu da kesin.
Hemen bütün Avrupa ülkelerinin bu işe karşı olması, hemen bütün terör örgütlerinin
cephesinde yer alması, coğrafyamıza müdahale eden bütün
referandumun Türkiye'nin hareket alanını genişleteceğinden endişe etmesi,
Avrupa ülkeleri ve terör örgütleriyle
hale gelmesi, aynı dili konuşuyor olması bile, 16 Nisan'ın nasıl da uluslararası
haline geldiğinin göstergesidir.
Elbette biz, referandumu bu
üzerinden değerlendirmiyoruz. Onların
, reaksiyonlarına göre
belirlemiyoruz. Biz, kendi
göre, varmak istediğimiz yere göre, mücadele
göre duruş belirliyoruz.
Adımlarımızı öyle atıyor,
bu alana yönlendiriyoruz.
. İçerideki maksatlı engellemelere takılmadan, kulak asmadan kendimizi işte bu yükseliş dönemine ayarlıyoruz.
. Onların bizi engellemek için
varsa bizim hedefe ulaşmak için çok güçlü inancımız, bir
var.
söz ediyoruz. Bir milletin uyanışından, tarih sahnesine dönüşünden,
bugüne çağırmasından söz ediyoruz.
Mesele bu iken, dünya genelinde
alabildiğine sertleşmişken, ülkeler yeniden kendi haritalarına dönerken bunları göremeyip, kendini
ise üzülüyoruz.
Biz 16 Nisan'ı böyle görüyoruz. Bu büyük mücadeleyi, hesaplaşmayı göremeyenlerin
dikkatle bakmasını öneriyoruz. Eğer göremiyorlarsa talihsizlik onlaradır.
Bu yüzden 16 Nisan bir
.
dir. Herkes ne kadar bu tarihin içinde, durup kendine bir baksın.
Bütün gücümüzle yola devam edeceğiz…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.