Olmalı, yapılmalı.
Bölgemizdeki bütün ülkeleri tehdit eden
yla karşı karşıyayız. Bu tablo bizi
, acilen bir şeyler yapmaya itmeli, zorlamalı.
Her birini münferit kriz, gerilim olarak algılamak en büyük basiretsizliğimiz olacaktır. Ama maalesef bu yöndeki algı belirleyici oldu.
Afganistan işgalini
ile, Irak işgalini
ile pazarlayanlar ve bizi
edenler, etnik savaşları, mezhep çatışmalarını da benzer formüllerle bize
ve başarılı da oluyorlar.
kendi düşünce ve bakışımızı önemsemekten uzak durduğumuz her gün, her yıl bize daha büyük yıkımlar getiriyor. Duruşumuzu sağlamlaştırmaya,
dönük her adımımız ağır bir şekilde cezalandırılıyor. Ama başka çaremiz yok. Bu yolu yürüyeceğiz. Bu krizlerin üstesinden geleceğiz.
Kimse kalmasa, kimse destek vermese, kimse uyanmasa bile bu gerçeğin izinden gideceğiz.
Anlamayanlar, farkına varamayanlar kaybedecek, eriyecek, silinip gidecektir. Öyleyse büyük yürüyüşte yanımıza kim gelirse omuz omuza verip o mücadeleyi vermek zorundayız.
Müslüman ülkelerin tamamı için bu yolu yürümek zorundayız.
Yoksa her şeyimizi kaybedeceğiz. Ülkelerimizi, şehirlerimizi, insanlarımızı, kimliğimizi. Tarihin
sınavlarından birini daha yaşıyoruz.
ve onu kaybettik. Bir daha
. Bu sefer de kaybedersek belki yüz yıl kendimize gelemeyeceğiz.
bir merkezdir. Coğrafyanın atan kalbidir, derin tarihsel birikimdir, akıldır,
Öyleyse İstanbul önemlidir. Bugün küresel ölçekte itirazlara ev sahipliği yapan şehirdir İstanbul.
Coğrafyaya yayılan etnik ve mezhep eksenli çözülmelere, ayrışmalara, parçalanmalara, çatışmalara karşı bir
merkezi haline getirilebilir.
bu şehirden yükselebilir. Bütün bölgeye bir söz söylenebilir. Bir karar vereceksek, bir söz söyleyeceksek, harekete geçeceksek
yapılmalıdır. Bir günü, bir ayı, bir yılı daha ıskalamak bizi birçok ülkenin sınırlarının değişmesiyle, parçalanmasıyla yüzleşmek zorunda bırakabilir.
'ın sözlerinde bu
gördüm. Bir
olarak sesleniyordu. Mezhep krizine karşı uyarıyordu, teröre karşı uyarıyordu, bölgenin
öne çıkarmak için uyarıyordu. Beraber olalım,
oluşturalım, meselelerimizi
ortaklıklarımızı öne çıkaralım, bu
son verelim diyordu. Ülkesinin ve bölgenin ızdırabını çeken insanın cümleleri bunlar. Bir şeyler yapmaya çalışan insanın gayreti bunlar. Coğrafyayı kasıp kavuran
ne olduğunu, neler getirdiğini ve getireceğini bilen insanın sözleri bunlar.
'nun konuşmasında yine a
görüyoruz. Sözlerinde yer verdiği
eylem çağrısı, bölge jeopolitiği ve bugünkü aciz durumu gözler önüne sererken bir şeyler söylemeye çalışıyor.
, bu amaçla ortak tavır geliştirilmesinden söz ediyor. Bu sözler sadece Türkiye'ye değil. Bu sözler
uzanan geniş coğrafyanın bütün siyasi karar alıcılarına söyleniyor.
Erdoğan'ın ve Davutoğlu'nun sözleri,
. Bu topraklar yüz yıllardır olduğu gibi, coğrafyaya bir
öneriyor. Bu akıl çözümdür, kurtuluştur. Türkiye adım atabilecek, yol gösterebilecek, çözüm üretebilecek ülkedir. Türkiye, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra
, sadece Anadolu için değil
uyarıyor, yol gösteriyor.
Bu yüzden bugün
Yüz yıl önce, bütün Müslüman dünyayı yok olma tehdidiyle yüz yüze bırakan büyük felaketten sonra o bayrak, o akıl yine bu topraklardan
Mesele budur, mücadele budur.
Yıllardır
ve
adında
oluşturulmasının ne kadar acil olduğunu dile getirmiş, bu konuda yazılar yazdım. O günler bölge bu halde değildi ama nelerin geldiğini görebiliyorduk. Büyük endişelerimiz vardı. Korkularımız
Çok daha kötü örneklerin yaşanacağını biliyorduk. Çünkü her olay, kriz, daha büyüğünün geleceğini işaret ediyordu ve o günden bu yana hep daha büyüğü geldi, hep krizler daha da yaygınlaştı.
geliştirmeliydik. Bu coğrafyanın
o uğursuz, o bir yüzyılı kaplayabilecek kaos fırtınasının önünde duracak
göstermeliydi.
Bir şeyler denemeliydik.
geliştirebilmeliydik. Siyasi önderlerimiz, aydınlarımız, eli kalem tutan herkes, sorumluluk hisseden herkes bu yolda seferber olmalıydı. Bu yüzden krizlere müdahale edecek bir
, barış adına mücadele edecek bir
çağrısı yaptık.
O zamanlar “İsimleri
değil,
değil,
değil,
değil
olmalı. Ancak böyle tarafsız olabilir, ciddiye alınabilir. Asla bir devletin kontrolüne girmemeli. Etnik krizlerden bugün hızla bölgeselleşen
sorunlarına kadar her konuyla ilgilenmeli, öncelikle
yüklenmeli, devamında her olay için
geliştirmeli” diye önerilerde bulunmuştuk.
Hem Kriz Merkezi için hem de Barış Merkezi için
oluşturulmalı, bu heyetlerde
yer almalı. Siyasetçilerden dini öncülere, aydınlardan kanaat önderlerine kadar bütün
biraraya getirilmeli. Öyle arada bir toplanma şeklinde değil,
harcanmalı.
Bu merkezler köklü kurumlara dönüştürülmeli ve ilgi alanı öncelikle Müslüman ülkeler, sonrasında da bütün dünya olmalı. Kimlik krizlerinden kaynak savaşlarına, sınır problemlerinden toplumsal çatışma alanlarına kadar her olaya müdahil olabilmeli.
di çünkü.
çok acil bir barış modeli geliştirmeliydik. Çünkü en çok korktuğumuz başımıza gelebilirdi. Bugün çevremize bakan herkes tehlikenin büyüklüğünü, oyunun büyüklüğünü, felaketin boyutunu görecektir. İşlerin
görecektir. Bu yüzden İstanbul'dan yapılan çağrı önemli. Bu çağrıya, bu önerilere kulak verilmeli, çok güçlü bir bölgesel inisiyatif alanı açılmalıdır. Bize
yiz.
Ve biz bunu yapacağız!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.