Rubin, CHP’li Bozkurt ve FETÖ: Sizi yerin dibine batırır bu millet

04:004/04/2017, Salı
G: 17/09/2019, Salı
İbrahim Karagül

Michael Rubin
diye bir adam var. Türkiye son günlerde onu;
nefret saçan
mesajlarıyla, FETÖ tarafından yönetilen Türkçe ifadeleriyle,
“Hayır"
kampanyasını
Türkiye düşmanlı
ğı öncelikli çıkışlarıyla tanıdı.


Ama biz onu

yıllardır

biliriz.

İsrail aşırı sağına çalışan, neocon Haçlı Savaşı planları için kalem oynatan

, İslam'a duyduğu nefretle öne çıkan, başından beri

AK Parti

'ye karşı verdiği savaşla bilinen şarlatanın tekidir.



Sanırım Türkiye'de hakkında en çok yazanlardan biriyim. Çünkü,

şarlatandır ama eli kanlıdır

. Irak'taki katliamları, Müslümanlara yönelik

işkenceleri

desteklemiştir. Müslüman topraklarının parçalanması için çaba harcar.

Türkiye'de “darbe" konulu bütün tartışmaların içindedir

. Başından beri AK Parti'ye yönelik darbe planlarında yer almıştır. Bu amaçla ülke içinde her cephe ile iş tutmuştur.

PKK ile çok sıkı ilişkileri vardır.


Rubin'i Türkiye'den kim finanse ediyor?


CHP'den ve iş dünyasından bazılarıyla sıkı fıkıdır

.

Türkiye içindeki
AK Parti ve Erdoğan düşmanları tarafından finanse edilir

. İçerideki kavgayı ABD üzerinden yürütmek isteyenlerin kullandığı bir

tetikçidir

. Bu sayede para kazanır.

Bu adama kim para aktarıyor

, onu bulmak devletin işidir. Şimdi FETÖ finanse ediyor olabilir ama öncesinde kimler finanse etmiş, bulunmalıdır.



Bu adam

15 Temmuz'dan sonra FETÖ'yü keşfetti

.

Belki de FETÖ onu keşfetti.

Potansiyel ihaleci, tetikçi olduğu için,

içeride hesabı olanların ABD'de bulacağı ilk kişilerden biri

olduğu için, Rubin-FETÖ ortaklığı öne çıktı.



Rubin ile FETÖ'nün içerideki ortakları..


Belki de bu ortaklık

İsrail aşırı sağı

üzerinden, ABD'deki kıyamet savaşçıları üzerinden kurulmuştur. Zira,

FETÖ'nün bu çevrelerle ortaklığı daha doğrusu organik ilişkileri, efendi-köle ilişkileri

bilinmektedir.



Belki de Rubin- FETÖ ortaklığı Türkiye'deki

iş çevreleri

üzerinden, CHP çevresi üzerinden kurulmuştur. Ya da

üçlü bir ortaklık

söz konusudur. Bir

16 Nisan dayanışması

kurulmuş, ABD ve Türkiye içinden bir

ortak cephe

harekatıdır. Nitekim 15 Temmuz da böyle bir ortak cephe saldırısı değil miydi?



CHP'li Bozkurt ile Rubin'in sözleri aynı


Bunların hepsi muhtemeldir. Çünkü

Rubin ile FETÖ'nün, Rubin ile PKK'nın, Rubin ile CHP Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un söylemler aynıdır

. Rubin İslam'ı yok etmek için savaşıyor, şimdilerde işi Türkiye düşmanlığına dönüştürdü.



FETÖ, 15 Temmuz'da bütün ülkeyi kana buladı,

bin yıllık tarihimizde bu ülkeye yapılan en alçakça saldırıya

imza attı.

Rubin'in sahipleri için Türkiye içinde bir işgal denemesi

yaptı.



Şimdi

CHP'li dengesiz çıkmış

, tam bir

millet düşmanlığı

ile, 16 Nisan'da evet diyecekleri denize dökmekten söz ediyor! Bu ülkenin kadim geleneğini, irfanını, bilgeliğini,

basiretini

temsil eden kitleyi, o tarih yapıcı kitleyi

“denize dökecekmiş".


Bu adam bütün milleti tehdit etti


Kim adına, kimler için, hangi ülke ve güç için? Ne tür bir

vesayet aklı için

bunu yapacakmış! Bu nasıl bir

hakaret, ölçüsüzlük, dengesizlik hali

.

Adam resmin bütün milleti aşağılıyor

, tehdit ediyor.



Bunun bir bedeli olmalı

, bir hesabı olmalı, bu

nefret dilinin bir karşılığı olmalı

. 16 Nisan'da oy verecek ya da vermeyecek herkes bu adama yasal yollardan hesap sormalı.



Avrupa'nın ırkçıları ile, ABD'nin neoconları ile, İsrail'in aşırı sağcıları ile, PKK ile, artık bir dış tehdit ve işgal gücü haline gelen FETÖ ile

, dünyada bilinen bütün Türkiye düşmanları ile aynı cephede yer alıp, aynı mevzilerden ateş açmak nasıl bir

sapmadır

.



CHP bunu iyi değerlendirmeli. Bu adam gibi,

millete küfreden, aşağılayan adamlarla

milletin gözünde itibar edinilemeyeceğini not etmeli. Çünkü bunlar

16 Nisan'da yapılacak halkoylamasını aşan, kalıcı bir nefretin yansımasıdır

ve bir hastalık halidir.



Deniz Baykal

gibi tecrübeli bir siyasetçinin bu sözlere katılması, benzer ifadelere başvurması ise tam bir hayal kırıklığıdır. İnsanın aklına

“yazık"

demekten öte bir kelime gelmiyor.



O gün yerli olanla olmayan ayrışacak


Bütün bunlardan sonra

16 Nisan bir seferberlik halidir

ve zaferle sonuçlanmalıdır. Çünkü, Türkiye içi tercih meselesi olmaktan çıkıp

devletler oyununun

parçası haline geldi. Ülkemizin yükselişinden rahatsızlık duyan

ne kadar ülke ve örgüt varsa

16 Nisan'ı engellemeye çalışıyor, akla hayale gelmeyecek yollara başvuruyor.



Sadece bu durum bile, Türkiye'nin ne büyük mücadele verdiğinin, nasıl bir

yerlileşme hamlesi

yaptığının,

ne tür oyunları

bozduğunun göstergesidir.



Milli olanla olmayanın, Türkiyeli olanla FETÖ ve Rubin gibilerle birlikte olanların ayrıştığı zamana

çok az kaldı. Biz büyük tarih yürüyüşünün başladığına inanıyoruz. 16 Nisan eşiği de aşılacak ve o yürüyüş daha da güçlenip hızlanacak.



Sizi yerin dibine batırır bu millet


Rubin'ler ne kadar saldırsa, FETÖ'cüler ne kadar fitne çevirse, Batılı istihbarat örgütleri ne kadar oyun kursa, Hüsnü Bozkurt gibiler ne kadar millete hakaret edip tehdit etse

de bu yol yürünecek.



Herkes, Türkiye'ye karşı kurulan

cephede kimle var,

bir baksın. 16 Nisan için neden

telaşlanıyorlar

, bir baksın. Nasıl bir Türkiye istiyorlar ve biz nasıl bir Türkiye istiyoruz, bir baksın.



Ve ona göre durduğu yeri gözden geçirsin. Gün gelir; başkasının silahlarıyla millete ateş edenleri, başkalarının Türkiye hesabı için içeride operasyon yapanları

yerin dibine batırır

bu millet.




#Michael Rubin
#FETÖ
#CHP
#16 Nisan 2017
#Anayasa referandumu