Tam anlamıyla
arefesinde yaşıyoruz.
Böylesini Irak
görmedik. Savaşın sadece Suriye'de yaşandığını sanıyorsunuz. Oysa
Türkiye savaşın içinde, Rusya içinde; İran içinde, Suudi Arabistan içinde
. Atlantik merkezinde yer alan her ülke; ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri bir şekilde bu savaşın içinde.
Böylesine bir dağılmaya, bölgesel
savrulmaya sadece Birinci Dünya Savaşı döneminde tanık olduk.
Tam da bölge yeniden ayağa kalkacakken
bütün ülkeleri birbirine düşürdü. Türkiye'nin coğrafyanın
yönelik bütün girişimleri sabote edildi.
Onların belirlediği cephelere
göre düşmanlar belirler olduk. Bu dostluk ve düşmanlığın kendi çıkarlarımıza, önceliklerimize göre şekillendiğine inanır olduk. Belki
bu çağın en büyük yalanı, en büyük tuzağı bu
olacak. Bazı ülkeler, bu büyük yalanın altına gizlenerek iş pişirmeye,
çizmeye başladı.
“
İslam kendi içinde savaşacak” ve “Savaş İslam'ın kanlı sınırlarından kalbine, merkezine yerleşecek
” sözlerinin anlamını yeni yeni kavrıyoruz. Yıllardır adım adım gelen, ilmik ilmik işlenen şey işte bu büyük savaş içinmiş.
Ben bu sözleri, “
cümlesindeki “kalbin”
hep Mekke olduğuna, Kabe olduğuna inandım
. Yeni küresel istilanın ana adresinin bu adres olduğuna inandım. Bugün yaşadığımız çözülmenin, bugün şekillenen cephelerin varacağı yer orası olacaktır.
Nihai kapışma Müslümanlar üzerinden burada yaşanacaktır. Krizi adım adım izleyin,
nereye varacağını, nerede duracağını çok açık göreceksiniz.
İslam'ın sınırlarında Soğuk Savaş'tan kalma çatışmaları, anlaşmazlıkları, ayrılıkları
'ya taşıdılar. Ardından
'yı zayıflatıp hareket edemez hale getirdiler. Bir adım sonrasında
Kudüs-Mekke hattını vurmaya
başladılar.
İsrail üzerinden Kudüs'ü rehin alanlar şimdi Kabe'yi kuşatmaya, rehin almaya çalışıyorlar. Onun etrafındaki halkada bulunan bütün ülkeleri birer birer zayıflatıp, parçalayıp
bırakmaya çalışıyorlar. Suriye krizinden sonra
,
yönelecekler. Doğrudan
Kabe'nin etrafındaki halkayı
vuracaklar.
İşte bu savaşı, savaş hazırlıklarını, bize nasıl bir
yapılacağını, kimlerin hangi safta ve hangi kavgada yer aldığını iyi belleyin.
Bugünlerin
en ince ayrıntısına kadar not edin.
Kişilerin, çevrelerin, siyasi partilerin, örgütlerin nerede ve kimlerin yanında yer aldığını unutmayın
. Kimlerin hangi gerekçeyle hangi cephede pozisyon aldıklarına iyi bakın.
Cizre ve Silopi'de Rusya, İran, PKK var
Bugünleri okumak,
Birinci Dünya Savaşı dönemi cephelerini okumak kadar önemlidir
. Osmanlı siyasi haritasını darmadağın edenler, coğrafyayı
sürecine sokuyorlar. Belki bundan sonra devletler kalmayacak. Devletçikler,
şekillenecek.
Tabi hesapları böyle.
Bu hesabı yapanlar Türkiye'yi işgale giriştiler
. Şehirlerimizi, ilçelerimizi işgal ettiler.
Güneydoğu bölgemizi Suriyeleştirme
çabası içine girdiler.
Türkiye'yi Suriye üzerinden çevreleme, boğma
operasyonları başattılar. Türkiye'ye güç yetiremeyeceklerini bildikleri için Rusya'yı üzerimize saldılar.
bizi dövmeye kalktılar.
Rusya, İran, Irak ve PKK/YPG ortaklığı böyle bir cephedir
. Bu cephenin esas amacı Türkiye'yi etkisiz bırakıp Suriye'yi denetim altına almaktır. Suriye'den sonra da adres Basra Körfezi'dir.
PKK üzerinden servis edilen işgal girişimi aslında bölgesel oyunun bir parçasıdır.
Cizre ve Silopi'de denedikleri oyun böyle bir şeydir
. PKK üzerinden yürütülen bir
operasyonudur.
denemeleri bundandır. Türkiye'ye açık açık “
topraklarını işgal ediyoruz sen sus
” denmektedir. Hangi ülke böyle bir işgale göz yumabilir? Hangi ülke egemenlik haklarını bir terör örgütüne
Bizi Anadolu'da boğamazsınız
Türkiye PKK üzerinden yürütülen bu
projenin bir devletler oyunu olduğunu
bilmeyecek kadar zavallı bir ülke midir? Bizler,
PKK ve YPG'nin Cizre ve Silopi'deki işgalinin bir örgüt işgali olmadığını, arkasında hangi ülkeler olduğunu
bilmeyecek kadar tarihsel şuur eksikliği yaşayan bir millet olabilir miyiz? Bu ilçelerde operasyon başlayacak ve Türkiye bu kirli hesapları
İşte tam bu sırada nerelerden ses yükseleceğine dikkat edin. Ses nereden geliyorsa işgali yürütenler onlardır
.
Türkiye
bir ülkedir.
biçimde oyunlarını başlarına geçirecektir.
girişimlerini boşa çıkaracaktır. İç işgali destekleyen içerideki ihanet çemberini kıracaktır. Hemen çevresinde örülen
yaracaktır.
Suriye'nin Kuzeyi'nde ve Kafkaslar'da
örülmeye çalışılan duvarı yıkacaktır. Bu milleti
dönük her girişimin üstesinden gelecektir.
Şah İsmail'den bu yana ilk kez
Bağdat'tan yükselen Türkiye karşıtı sese dikkat ediyor musunuz?
Bu sesin sahibi Tahran'dır. Bu öfkeli ses, Fars yayılmasının Arapça ifade ediliş biçimidir. Şah İsmail'den bu yana Şiilik hiçbir zaman Müslümanları hedef alan böylesine saldırgan bir siyasi dile dönüşmemişti
. İran devrimi sırasında böyle değildi. Ancak son yıllarda Tahran, Şiiliği bir
dönüştürdü. Şiilik üzerinden Müslümanları hedef alır oldu. Bunu elinden geldiğince gizlemeye çalışırken Rusya üzerinden ve
Müslüman ülkeleri vurmaya başladı.
Türkiye, Suriye'deki ılımlı
desteklediği için
taşıdılar. Bu kadarla yetinmeyip Kuzey Suriye koridoru üzerinden Türkiye'nin
Suriye ve Arap dünyasıyla
bağlantısını kesmeye çalıştılar. Bu koridoru da PKK/YPG eliyle denediler. Rusya ile kriz de patlayınca
Türkiye'nin felç olacağını
, hareket edemeyeceğini hesapladılar.
Ankara'nın şaşırtıcıhamlesi, Musul!
Ancak
Ankara şaşırtıcı bir oyun oynadı
. Bir taraftan
girişimlerine karşı kapsamlı operasyona girişirken diğer yanda
bir yerden oyunu bozdu.
Musul operasyonu askeri taktik ve güç hesaplaşmaları açısından olağanüstüdür
. Belki zamanla bu operasyonun analizini yapacağız. Onlar müdahaleyi
ama Türk askeri Musul bölgesine yerleşti.
Oyunsa oyun, hamleyse hamle, satrançsa satranç...
Musul operasyonu ile Silopi ve Cizre operasyonları birbirini tamamlayan operasyonlardır.
Çünkü
ilçelerimize yönelen işgal ile Kuzey Suriye koridoru onların ortak saldırılarıydı.
Musul-Halep çizgisi: İşte bizim haritamız
Son bir şeye dikkat çekeyim:
Musul-Halep çizgisi Türkiye'nin geleceğini koruma çizgisidir. Bu çizgi savaş sebebidir. Bu kuşak hiçbir şekilde bölgede bir başka ülkenin inisiyatifine terkedilmeyecektir
. Biz kendimizi bu çizgi üzerinden savunamazsak,
işgal Anadolu'nun içlerine
kadar ilerleyecektir.
Biz
şekillendiremezsek, bir bölge haritası çizemezsek onlar bütün bölgenin haritasını değiştirecekleri gibi
Anadolu için de yeni bir harita çizeceklerdir
. Öyleyse
biz de bu haritayı Musul-Halep arasında çizeriz
.
Kuşatma yarılacak, Türkiye çok diri bir güç olarak bu kaostan zaferle çıkacaktır. Rusya'ya; “
Türkiye teröristlere sarin gazı veriyor
” diyenlerin ihaneti de, bu ihaneti yapanları koruyanların adı da bir yerlere yazılacaktır.
O iradenin dönüşü ve acımasız direniş
Artık
dönemi kapanmıştır. Güç hesaplaşması çok şeyi değiştirecektir. Hem iç işgalcilere hem de dışarıdan kuşatanlara karşı “
” devam etmektedir.
Yüz yıllık istiklal mücadelesinin son cephesinde omuz omuza mücadele edenlerle ihanet edenler işte bu dönemde ayrışacaktır
. Selçuklu'yu, Osmanlı'yı vareden irade, Haçlılara, Moğol istilasına direnen irade kazanacaktır. Bu irade tarihin birçok döneminde bölgenin yeni haritasını biçimlendirdi.
Bir kez daha harita çizecektir…