Artık
baskılarıyla ürkütemiyorlar.
üzerinden toplumsal projeler uygulayamıyor,
oluşturamıyorlar. Ellerindeki kartlar zayıfladı,
birer birer devreden çıktı, çıkarıldı.
Şimdi
şekillendirip, Türkiye ile aralarına kalın
örmeye çalışıyorlar.
. İç politikaları, seçim kampanyaları, medya tartışmaları, entelektüel kavgaları
yürüyor.
Bütün
stratejilerinin merkezinde Türkiye var, ülkemizin öncülük ettiği
nın durdurulması var.
en büyük hedefleri haline geldi. Avrupa'nın, Atlantik ekseni ülkelerin, büyüyen, güçlenen Türkiye'yi sınırlamak,
, kontrol altına almak gibi meselesi var.
Yüz yıl önce de böyle bir meselesi vardı onların.
, İstanbul'u ele geçirmek, paramparça edilen coğrafyada onlarca uydu devlet kurmak. Bunun için yıllarca uğraştılar. Her türlü hinliği, örtülü operasyonu,
kullandılar.
başardılar. Küresel güç haritasının
.
Yüz yıl dolmadan biz
döndük.
. Sadece kendimiz için, ülkemiz için,
, ortak bağımız olan ülke ve toplumlar için döndük. Hesabımız bir
değildi. Özgürlüğümüzle, onurumuzla,
, o
zincirlerini kırıp gerçekten özgür olmak için sahneye döndük.
, bizim olacaktı.
Bu niyetimiz ortaya çıkar çıkmaz
alındık. Önce
başladı.
, bu yükselişten yararlanmak istediler,
dediler. Aslında bu
hali dolaylı müdahaleydi, kontrol altına alma çabasıydı. Baktılar bu olmadı, yetmedi, coğrafyasındaki bütün yıkımlara rağmen Türkiye sağlam adımlar atmaya devam etti.
belli oldu, belirginleşti.
İşte o zaman
, açıktan savaşa başladılar.
savaşları devreye sokuldu. Ülke içinden PKK bir
olarak yeniden formatlandı.
başlatıldı. Vesayet yerine, siyasi denetim yerine silahlı işgaldi amaçları, Türkiye'yi parçalamanın
atıyorlardı.
seçimleri sonrası terörle mücadele dediğimiz şey aslında bu
girişiminin savuşturulmasıydı.
yine PKK/HDP üzerinden
yapıldı.
kadar ülkemizin bütün güney kapılarını kapatmak için bir harita uygulamaya, bir
oluşturmaya başladılar.
Bu kuşak başarılı olursa nefes alamaz hale gelecektik,
, savunma kalkanlarımız yok edilmiş olacaktı.
Birileri hâlâ kavrayamamış olsa da, meseleyi sadece PYD ölçeğinde göstermek istese de bu, çokuluslu müdahalelere verdiğimiz en
tepki oldu. Çünkü yıllardır hep içeriden yapılan o çokuluslu müdahaleler zincirine
, açık saldırı halini alıyordu.
'nın,
'nın,
'nın, genel anlamda Avrupa Birliği'nin
ye dönüşme eğilimi,
bir tepki değildir.
. Bizler her geçen gün bu projenin yeni safhalarıyla yüzleşmekteyiz.
. Açıklamalar, tepkiler, reaksiyonlar, başka meseleler üzerinden daha da sertleşecektir.
ABD'nin Irak işgalinde zirveye çıkan
dalga çok geçmeden Atlantik'in
yoklamaya başlamıştı zaten. Şimdi bakıyoruz,
.
bütün Avrupa'ya yayılıyor. Ve doğrudan devletler tarafından, sistem içinden besleniyor, yönetiliyor.
Bu bir
üzerinden temellendiriliyor. Son on yılda
gibi, bir arada yaşamak için, Avrupa değerleri gibi,
'ndan bu yana
her şeyi silip attılar. Üstelik bu hiç umurlarında bile olmadı.
. Bir taraftan entegrasyon pazarlıkları yapılırken aynı ülkeler aynı zamanda
, içerideki terör saldırılarını yönetiyordu.
olaylarını kendi istihbarat teşkilatları
yönetti. İstanbul sokaklarını yakıp yıktılar. Bu ülkeye hiç unutamayacağı
yaşattılar. Hedef ortadaydı.
.
'ta aynısını yaptılar. Yine aynı
hedefi, yine aynı amaç vardı ortada. Ama her seferinde kullandıkları örgütler, çevreler, istihbarat aparatları değişiyordu.
. Hepsi bugünler için hazırlanmış, yıllarca bu görevler için yetiştirilip beslenmişlerdi.
, bütün bunların çok daha ötesinde Türkiye'ye
.
. Kan döktüler, Meclis'i bombaladılar, sivil katliamlar yaptılar.
, iç savaş çıkarılacaktı.
Zaten harita çalışmaları güneyden başlatılmıştı.
. Saldırı çok büyüktü,
ydu, dolayısıyla zafer de yeni bir
ydi.
Türkiye bütün bunlara rağmen yoluna devam ediyordu.
Millet çok daha güçlü bir şekilde bu
arkasındaydı.
yaşanıyordu ve biz, yüz yıl önce dağılan bir ülke olmaktan yüz yıl sonra yeniden
olabilmiştik.
Şüphesiz Avrupa ülkeleri bugünkü durumu bir AB meselesi, bir referandum meselesi, bir mülteci ya da iç güvenlik meselesi olarak görmüyor. İşte o yüzlerce yıllık hesapla değerlendiriyor, ona göre pozisyon alıyor. Bu yüzden tarihimizin en ağır hesaplaşmasıyla karşı karşıyayız.
.
Dikkat ederseniz, içerideki etki unsurları yok olmadı ama zayıfladı. Operasyon alanları daraldı. Şimdi kendi ülkelerinden, devlet olarak pozisyon belirliyorlar.
. Bu arada hâlâ içeride varolan dar çevreleri de bu arada
sürüyorlar.
. Türkiye'nin yeni küresel güç haritasına göre yeniden
, temellerinin güçlendirilmesi, bir
çıkarılması,
dönüştürülmesi
. Çünkü bunun geri dönüşü olmayacağını biliyorlar. Tarihin değişeceğini, oyunun değişeceğini,
biliyorlar.
Onlar biliyor ama bu ülkenin
, tarih bilmezleri anlamakta zorluk çekiyor. Referandumu
büyük Türkiye mücadelesine ağır darbe vuruyor. Dahası,
ölçüsünde ortaklıklara giriyor, Türkiye'yi durdurma mücadelesinden
yer alıyor.
Gezi, 17 Aralık ve 15 Temmuz'da oluşan
nin referandum üzerinden bir kez daha oluşmasının nedeni bu. PKK'dan DHKP-C'ye, Almanya'dan Avusturya'ya, FETÖ'den Atlantik İttifakı içindeki
merkezlere kadar herkes bu cephenin içinde.
Avusturya Başbakanı'nın
demesi, işin nerelere uzandığının göstergesidir. Bu sözler, Almanya'nın kısıtlamaları, içerideki ve dışarıda oluşturulan yeni cephe,
.
Elbette olmayacak, yine başaramayacaklar, milletimiz bundan da zaferle çıkacak ve çok daha güçlü adımlarla yol yürüyecek. Ama tehlike ortadadır, iyi tahlil edilmelidir,
öngörülebilmelidir.
cephesinin, bir demokratik tercih olmanın ötesine geçip, daha önceki müdahaleler gibi,
aracına dönüşmesi gibi bir
söz konusudur. Bu yüzden dışarıdaki cephe kadar
da dikkat edilmelidir.
, bu küresel oyunda Türkiye'yi durdurma aparatına dönüşenlerin oluşturduğu tehdit ortadadır.
Ama yeni bir durum var:
. Referandum meselesinde gördüğümüz tablo ise farklı.
.
. Bu da Türkiye'nin ne kadar güçlendiğinin göstergesidir.
Oysa bizim
gibi bir hesabımız yok!”
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.