ve bölünme devam ediyor. Üç devlet olsa bile bu üç parça bir gün gelecek
ye doğru şekillenecek. Coğrafyamız,
geçtiği gibi, parçalanma sonrası
zorunda bırakılacak.
Emin olun,
.
bölünme haritalarını bugünkü gibi tartışacağız. Belki sadece
içinde en az beş ülkenin bölünmesini normal bir gelişme gibi tartışıyor olacağız. 2003 yılında, Irak işgalinin en acı dönemlerinde bölünme haritalarını tartıştık. O zamanlar bile
nı, Sünni Arapların Suriye Sünnileri ile birleştirileceğini gizlemiyorlardı?
Bu yüzden Suriye de parçalanmalıydı.
, kaderi birbirine bağlıydı.
. Bu yüzden Türkiye'nin parçalanması gerekiyordu ve bizler yavaş yavaş savaşın bize doğru yaklaştığını yeni yeni kanıksar olduk.
On altı yıl boyunca yazdıklarımı, tartıştıklarımı az da olsa hatırlamaya çalışacağım.
.
çatışmaların ardı ardına geleceğini hep yazdım. Şimdilerde 2003 yılından bu yana yazdığım yazılara göz gezdiriyorum:
ve her tehdit oluşumuna tanık olmuşum. Sayısız yazılar yazmış, uyarılar yapmışım. Pek
olduğumu söylemeliyim. Sadece olacakların
.
Bölünmenin
ile ilgili bütün çalışmaları aktardığım yazıları okuyorum şimdi.
bölünmesi ve
eksenli bölünme stratejilerinin bütün detayları. Sadece Şii-Sünni ayrışması değil, modern gelenekçi Müslüman ayrışması,
ayrışması ve daha birçok detay.
'te
, Türkiye-İsrail ilişkilerinin bir daha asla örtüşemeyeceğine dair analizler sanki bugünkü fotoğrafı haber verir nitelikte olmuş. Detay ihtimalleri sıraladıktan sonra
not etmişim.
Mesela 2005 yılında tartıştığım bazı raporlarda Müslüman dünyanın bugünkü
nasıl atıldığı açıkça görülüyor. Dikkatimiz ve hafızamızı yenileyelim. Bugüne nasıl geldik, küçük bir gezinti yapalım. O günkü bir yazıdan bazı parçaları buraya alalım:
Mart 2003'te RAND Corporation tarafından
'ın karısı
'a hazırlattırılan “
” adlı çalışmadan sonra yine RAND tarafından
adlı yeni bir çalışma hazırlandı. Çalışma, İslam dünyasının geleceğine
nasıl damga vuracağına dair ürpertici projeler hakkında geniş bilgiler sunuyor.
ndan sonra neo-con'ların en orijinal keşfi olan
, daha doğrusu
” tezinin nasıl uygulanacağı projede apaçık ortaya koyuluyor.
Doğrudan işgalleri ikinci plana iten ve Müslümanların
amaçlayan, “demokratikleşme” büyüsü adı altında Müslüman elitler üzerinden gerçekleştirilmesi planlanan proje, Thomas Friedman'ın sözünü ettiği, ABD'nin İslam dünyasında giriştiği
nın ana stratejisi ile örtüşüyor.
15 Aralık 2004'te duyurulan “
başlıklı çalışma, tam 567 sayfa.
ın yazarı Cheryl Benard'ın yanısıra, raporun yazarları arasında RAND uzmanı Angel Rabasa, Christina Fair ve yine RAND çalışanlarından olan ve halen
in başında bulunan Siyonist öncülerden Daniel Pipes var.
Bugün ABD'nin Türkiye dahil birçok ülkede yürüttüğü çalışmalara dayanak oluşturan rapor,
. Atlantik'ten Pasifik'e uzanan geniş coğrafyada kanlı iç savaşlara,
yol açacak plan, ne yazık ki, Müslüman
üzerine kurgulanmış.
RAND, raporunu,
olarak tanıtıyor. Bunun için raporun, ABD stratejilerine temel olması amacıyla Müslüman dünyadaki dini eğilimler ve Batı Afrika'dan Filipinler'e uzanan bölgede potansiyel
ler üzerine yoğunlaştığı belirtiyor.
İç savaş anlamına gelen strateji Müslüman dünyayı, belki de
iki çok önemli bölünme üzerinde duruyor:
. Maddeleri özetleyelim:
Müslümanların büyük çoğunluğunun Sünni olduğu, Şiilerin dünya Müslümanlarının yüzde 15'ini teşkil ettiği belirtildikten sonra ABD'ye Şiilerle işbirliğine gitme önerisi yapılıyor. Şiilerin bulundukları bölgelerde iktidara taşınması ve siyasi sürece katılmalarının sağlanması istenerek böylece demokratik kurumların daha da yerleşebileceği belirtiliyor. Rapora göre,
.
Bu köşeyi izleyenler, Basra Körfezi'nden Doğu Akdeniz'e uzanan kuşağın denetim altına alınacağına, Irak işgalinin büyük planın bir parçası olduğuna,
nın paramparça edileceğine yönelik yazıları hatırlayacaktır. Ne yazık ki, endişelerimiz büyük oranda gerçekleşiyor. Sadece işgaller değil, bölgenin
dönük belki de daha tehlikeli bir süreç var ki, üzerinde fazlaca durulmuyor.
Türkiye dahil, Müslüman
na yönelik derin bir müdahale bu. Bugün
sürecin acı sonuçlarıyla daha şimdiden yüzleşiyoruz. Söz konusu proje çerçevesinde rol üslenen kişiler ve çevreler, dünyanın yargılayıp mahkum ettiği bir düşünceye hizmet ediyorlar. Müslüman dünyanın geleceğine damgasını vuracak
oluşturuluyor, siyasi, ekonomik, kültürel, sosyal ve dini dönüşümün temelleri atılıyor. ABD ordusu tarafından sipariş edilen çalışmanın dikkat çekici maddeleri şöyle:
: Liberal ve ılımlı Müslümanlar arasındaki bağlar çok zayıf. İslam dünyasına ılımlı mesajların hakim olması ve bu kesimler arasındaki dayanışmayı güçlendirilmesi amacıyla bir “Uluslararası Mekanizma”, bir nevi “Ilımlı Müslümanlar Enternasyonali” oluşturulmalı.
Bu çevrelerin birbiriyle bağlantıları zayıflatılıp yok edilmeli. Destek bağlantıları kesilmeli. Bu kesimleri zayıflatıp ılımlıları öne çıkarmak için kritik bölgeler üzerinde çalışacak merkez üsler kurulmalı.
Medreselerde açık ve modern eğitim ABD için acil bir ihtiyaçtır. Dini eğitim veren yerlerin denetimi için “Yüksek Eğitim Akreditasyon Merkezleri” kurulmalı. Cami ve medrese reformu hükümetler ve ılımlı Müslüman gruplar üzerinden yürütülmeli.
İslamcı gruplar, sosyal ve ekonomik alanda yürüttükleri çalışmalarla güç kazanıyorlar. Alternatif sosyal yapılanmalar oluşturulmalı. ABD ve müttefikleri gençlere ekonomik destek vermeli, bu amaca yönelik programlar uygulamalı.
Ilımlılığı ve modernliği savunan Müslüman sivil toplum kuruluşları, Müslüman dünyaya yönelik ABD politikalarının temel bileşenidir. Bu kuruluşların eğitim ve kültürel çalışmalarını desteklemek öncelikli olmalı. ABD ve müttefikleri bu sivil toplum kuruluşlarını desteklemeli.
Seküler ve ılımlı Müslüman organizasyonların güçlendirilmesi için İslamcı grupların para kaynakları, fonları kesilmeli.
ABD, terörle mücadelenin İslam'ı hedef almadığını, otoriter rejimleri beslemediğini, demokrasiyi teşvik ettiğini doğru anlatmalı.
Diaspora Müslümanları kilit önemdedir ve Amerikan değerlerinin ve çıkarlarının yerleşmesine yardımcı olabilir. Bu nedenle ABD, Müslüman sivil toplum kuruluşları ile insani krizlerde birlikte çalışmalı.
Askeri kurumlar Müslüman dünyanın en belirgin politik aktörleridir. Askerler arası işbirliğinin, ABD'nin Müslüman dünyaya biçim vermesinde özel bir önemi vardır.
ABD eğitiminden geçecek geleceğin askeri liderleri aynı zamanda ABD askeri değerlerinin ve ABD etkisinin de güvencesi olacaktır.
ABD, Müslüman ülkelerde bugüne kadar yürüttüğü istihbarat, psikolojik operasyonlar ve sivil çalışmaların yanı sıra bölge ve dil uzmanları üzerinden kültürel istihbarat alanında da çalışmalarını ilerletmeli.
İşte bu ve benzeri çalışmalarla yirmi yıldır coğrafya parçalanıyor.
. Sözünü ettiğim coğrafyada hiçbir ülke bu tehdidin dışında değil. Bu yüzden,
kavramını kullanıyorum.
, üst seviyede söylemler bizi hiçbir zaman etkilemesin.
Öyleyse,
, Atlantik'ten Pasifik kıyılarına kadar her yerde
artıracağız. Türkiye için
bir direniş dönemine giriyoruz.
e giriyoruz.
dışında hiçbir seçenek kalmamıştır. Bugün
'ı yanlarına çekerek, Rusya ile ortaklık kurarak bu savaşı çok daha acımasız hale getirenlerin bu coğrafyadan alacağı bir
olmalı.
Biz, bu
inanıyoruz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.