Biz bu yemini bin yıldır hiç bozmadık

04:0023/10/2015, Cuma
G: 13/09/2019, Cuma
İbrahim Karagül

Sadece bu ülkede yaşayanların değil,coğrafyanın da anavatanıyız.Onlar için defırtınalardankorunacak teksığınak, kendini savunacak son kaleyiz.Birinci Dünya Savaşı sonrası İstanbul nasıl dağıtıldıysa, Osmanlı nasıl siyasiharitadançıkarıldıysa, ardından bütün coğrafya nasıl bin parçaya bölündüyse bugün de benzer bir saldırıyla karşı karşıyayız.O yıllarda Balkanlar'dan, Kafkaslardan, Ortadoğu'dan nasılakın akın insan seligeldiyse,Anadolu'ya sığındıysabugün de aynı durumla karşı karşıyayız.Bugün olan

Sadece bu ülkede yaşayanların değil,
coğrafyanın da anavatanı
yız.

Onlar için de
fırtınalardan
korunacak tek
sığınak
, kendini savunacak son kaleyiz.

Birinci Dünya Savaşı sonrası İstanbul nasıl dağıtıldıysa, Osmanlı nasıl siyasi
haritadan
çıkarıldıysa, ardından bütün coğrafya nasıl bin parçaya bölündüyse bugün de benzer bir saldırıyla karşı karşıyayız.

O yıllarda Balkanlar'dan, Kafkaslardan, Ortadoğu'dan nasıl
akın akın insan seli
geldiyse,
Anadolu'ya sığındıysa
bugün de aynı durumla karşı karşıyayız.

Bugün olan tam da budur. Bu,
ikinci çözülme saldırısıdır
, bir tür çokuluslu müdahaledir. Bunun
farkındayız
, idrakindeyiz. Durduğumuz yer de, sarfettiğimiz sözler de bu gerçekten besleniyor.

Son on yıldır
yeni bir tarih aralığı, yeni bir özgürlük alanı
oluşturmaya çalıştık. Ayağa kalkıp kendimiz olmayı denedik. Dünya Savaşı ve sonrası bütün çözülme operasyonlara meydan okuduk. Yeni duruma, yeni tehdide karşı mevzilerimizi güçlendirdik.

Kendimize
havzamıza
döndük. Kendi
insanlarımıza şehirlerimize, zenginliğimize, birikimlerimize
yöneldik. Kaç nesil unuttuğumuz o
kimliği
keşfettik, bugüne çağırdık. İslam Orta Kuşağı'na çok güçlü sinyaller gönderdik. Moğol istilasının, Haçlı istilasının üstesinden gelen millet olarak, Dünya Savaşı'nın travmalarında kurtulmak için
yeniden tarih sahnesine
çıktık.

Çünkü Türkiye hem Anadolu için hem coğrafya için bir
tutkaldı
,
ruhtu, ışıktı, dirençti
. Bu direnci harekete geçirdik.

İşte, içeriden ve dışarıdan gelen yeni tehditlerin, saldırıların amacı bu ruhu sarsmaktır, bu
direnci
kırmaktır. Türkiye toplumunu çözerek,
ayrıştırarak
, toplumun siniruçlarını zehirleyerek
felç etmektir
.

İşte bizi
kaygılandıran
şey de budur.

Ama bizi
teyakkuza geçiren, direncimizi artıran, gözlerimizi açan
şey de budur.

İkinci kez çözülmeyeceğiz. Yeni bir dağılma süreci yaşamayacağız. Bu topraklardan gerekiyorsa yeni bir Selçuklu, yeni bir Osmanlı çıkaracağız, yeni bir dayanışma hattı inşa edeceğiz.

İkinci kez bedel ödemeyeceğiz. Bütün uğursuz rüzgarlara rağmen; dışarıdan işgal girişimlerine rağmen,
iç işgalcilerin ihanetine
rağmen diz çökmeyeceğiz.

Sınırlarımızın hemen ötesinde ülkemizi çevreleme üzerine kurulu bölgesel harita taslaklarını boşa çıkaracağız. Kimlikler üzerinden şehirlerimizin,
sokaklarımızın ayrışması
na karşı mutlaka ama mutlaka bir ortak dil üreteceğiz. Birbirimizin kalbine ulaşacağız.

Bu rüzgar, bu
kaos
fırtınası geçip gidecek. Hiç ummadığımız bölgelere yönelecek. Anadolu, bu ana omurga,
bin yıldır olduğu gibi
, hem kendine hem çevresindekilere yeni bir yol çizecek.

Asla korkmuyoruz. Endişeliyiz ama hiçbir şekilde karamsar değiliz
. Bu söz bizde oldukça, bu duruş bizde oldukça daha yüzlerce yıl ayakta kalacağız.


Kimse ülkemizin hamurunu oluşturan o ana omurgayı sınamasın
. Engin sabrını bir zaaf sanmasın. Bu yanılgı üzerine
hesap
yapmasın. Kimse
birkaç silahlı adama, birkaç örgüte güvenip
bu ülkeye ayar verebileceği yanılgısına düşmesin.


Kimse bu ülke ile hesaplaşmaya girişmesin.

Bu milletin
sabrı geniştir, merhameti derindir ama öfkesi çok şiddetlidir
. Asla unutmaz ve tam da zamanı geldiğinde bedelini ödetir.


Yeni Şafak
olarak, beş gün süren çok güçlü bir
kampanya
yürüttük.

Türkiye'de toplumun önünde olan hemen herkesten söz istedik.
Teröre karşı, çözülmeye karşı, kimlik savaşlarına karşı, içeriden ve dışarıdan ülkemizi hırpalamak isteyenlere karşı, vatan ekseninde, memleket ruhuyla, ortak alanları alabildiğine genişletme amacıyla bir çağrı
yaptık.

Müthiş bir heyecan,
umut
dalgası oluştu. Kampanyayı duyan herkes bir şekilde sözünü ulaştırdı. Güçlü çağrıya çok güçlü cevaplar aldık.

Umudumuz arttı, şevkimiz arttı,
güvenimiz tazelendi
. Tahmin ettiğimizden çok daha büyük bir toplumsal bilince tanık olduk.

Aslında
omuz omuza
olduğumuzu, dizlerimizin
titremediğini
, ayaklarımızın sağlam bastığını, gideceğimiz yeri çok iyi
bildiğimizi
gördük.

İlk sayısından bu yana
Türkiye'nin ana omurgasının sözcülüğünü yapan
, onun
tarihsel kimliğini ve hafızasını
taşıyan ve bu yönüyle hem değişimin öncüsü hem de “
merkez
” refleksini yansıtan
Yeni Şafak
, bir kez daha bu sorumluluğunu yerine getirdi.

Çer-çöpler dışında, açık
Türkiye düşmanları dışında
, bu ülkeye kurşun sıkanlar dışında, kötü niyetli olanlar dışında, ne yapmaya çalıştığımızı bütün ülke anladı.

Ülkemizin birlikteliğine ve ortak geleceğine dair yeniden
ahitleştik
.

Biz bin yıldır yeminimizi hiç bozmadık
. Ülkemizin yeminine sadık olduğuna bir kez daha şahit olduk.

Türkiye'nin
tarih yapan
ana omurga
sı sapasağlam yerinde. Bu zemin hiç sarsılmadı, sarsılmayacak.

Beş gün boyunca bize katılan, sözlerini paylaşan, Türkiye sevgisini aktaran
bütün dostlarımıza teşekkür ediyorum
.

Biz hep buradayız ve burada kalacağız.

Biz hep buralıyız ve buralı olacağız.
#Yeni Şafak
#anavatan
#türkiye
#Kafkaslardan
#Ortadoğu
#terör
#yeni şafak kampanyası