15 Temmuz için hesap vakti: ABD’ye dava açın

04:003/10/2016, Pazartesi
G: 16/09/2019, Pazartesi
İbrahim Karagül

"11 Eylül Yasası"
olarak öne çıkan,
“Terörizmin Sponsorlarına Karşı Adalet Yasası"
nın ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi'nden de geçip kesinleşmesi,
uluslararası sistemi felç edecek, uluslararası güveni sıfırlayacak
, dünya genelinde geçmişe dönük
korkunç bir hesaplaşma
dönemini başlatacaktır.


11 Eylül

saldırılarını yapanların ağırlıklı bölümünün

Suudi Arabistan vatandaşı

olması nedeniyle bu ülkeyi 11 Eylül'den sorumlu tutma,

mağdurlarına tazminat
ödeme

yolunu açan yasa, kesinlikle

masum

bir adalet arayışı değildir.

“Dünyanın çivisi çıktı"

dedirtecek türden bir

çılgınlık

hali bu.



Eşkıyalık, talan, finansal terörizm


Artık hiçbir ülkenin kendini güvende hissedemeyeceği,

bütün askeri, istihbari, güvenlik plan ve senaryolarının sorgulanacağı

,

ikili ve çok yönlü güvenlik anlaşmalarının anlamsızlaşacağı

bir dönem başlıyor. Mesele sadece bir ülkenin güvenlik uygulamalarına karşı bireysel sorgulama ile sınırlı, yani sadece

hukuk ve adaletle

sınırlı bir olay değildir. Bu yasa,

ABD ekonomisine çok ağır darbe vuracak

, ABD ekonomisine duyulan bütün güveni sarsacaktır.



Bir adım daha gidelim,

bugüne kadar ABD ekonomisine güvenip yatırım yapan bütün ülkeler ve çevreler

, artık bu güveni hissetmeyecek, kaynaklarına,

paralarına bir formül üretilip el konulacağını

düşünüp ABD piyasasından kaçacaktır. Bu da, uluslararası sistem dediğimiz

koruyucu kalkanı

tamamen ortadan kaldıran bir

yağma ve talan dönemi

nin, bir tür

eşkıyalığın

,

finansal terörizmin

başlangıcı demektir.



Uluslararası sistem işte şimdi bitmiştir


Bu yasa,

2. Dünya Savaşı'ndan bu yana oluşan uluslararası teamülleri, kuralları, hukuku, değerleri yerle bir eden

,

küresel sistemi bitiren yasa olarak tarihe geçecektir

. Mesele sadece

S. Arabistan'ın meselesi

değildir. Bu yüzden S. Arabistan'ın öfkesiyle sınırlı kalmamalıdır. Bu yasadan sonra bütün ülkeler en az Riyad yönetimi kadar derin bir sorgulama başlatmalıdır.



Yasa ile ABD dünyayı şaşkına uğratmış bir

korsanlık dönemi

başlatmıştır. Uluslararası sistem dediğimiz yapı ve onu ayakta tutan

değerler ve kurumlar, Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle değil, bu yasayla toprağa gömülmüştür

. Yasayı S. Arabistan-ABD ilişkisiyle sınırlı görenler, sadece 11 Eylül saldırılarıyla sınırlı görenler gerçekten de

kördür

, dünyanın başına geleceklerden bihaberdir.



Büyük kapışma Batı'nın kendi içinde başlayacak


11 Eylül'den Riyad yönetimini sorumlu tutma bakışı

neocon bir proje

dir. Daha

George W. Bush

döneminde tartışılmış, ABD yönetiminin Suudilerden hesap sorması istenmişti. Bu hesap

Barack Obama

'nın son günlerinde sorulacakmış. Bu durum, ABD'nin

yeni bir neocon yönetimine hazırlık

yaptığı şeklinde yorumlanabilir. Riyad yönetimi bunu biliyordu ve yıllardır ABD'deki parasını çekmeye çalışıyordu. Ama çok azını çekebildi,

750 milyar doları

kaldı. Çünkü

ABD yönetimi bugüne kadar buna izin vermedi

. Gayrı-resmi olarak bu paralara zaten el koymuştu.



2006'da başlayan ve 2008'de zirve yapan ekonomik kriz

, ABD ve Avrupa'da çok ciddi bir çöküşe neden oldu. Bırakın ABD-Suudi krizini,

ABD ile AB arasında, Almanya arasında

restleşmeler başladı. Bu, geleceğe dönük bir

örtülü savaş

tı, ekonomik boyutu kısa süre sonra

siyasi çatışmalara dönüşme riski

taşıyordu.



Her ne kadar Ortadoğu kan gölüne dönmüşse de,

asıl hesaplaşmanın Batı'nın kendi içinde yaşanacağına

dair ilk somut işaretler ortaya çıkıyordu. Kişisel olarak dünyayı felakete sürükleyecek

büyük savaşın Batı'nın kendi içinde, Anglo-Sakson Avrupa ile Rusya arasında ya da Pasifik bölgesinde çıkacağına inanıyorum

. Büyük felaketin ayak izlerini o bölgeler üzerinden takip etmeye çalışıyorum.



S. Arabistan'a saldırı ve Mekke Savaşları..


11 Eylül yasasının ilk hedefi, Suudilerin yüz milyarlarca dolarına el koymanın

yasal kılıfı

nı oluşturmaktır. Bu, Suudi yönetimini batırır. Bu aynı zamanda, neoconların Bush döneminde kalan

S. Arabistan'ı vurma planları

nı bugüne taşır. Suriye, Irak ve 11 Eylülden beri bölgemize yönelen Batılı istilanın ana hedefinde

can alıcı bir hedef

belirlenmiştir. Belki de

son ağır saldırı S. Arabistan'a

yapılacak, bu ülke birkaç parçaya bölünecektir. Mesele sadece para değil, jeopolitiktir.



Bir süre önce

,

gibi ürkütücü başlıklarla yazılar yazdım. Korkum bu yöndeydi. Bölgedeki

çatışma haritasının seyri

, Batı'nın bölgeyi bir

Kabe Savaşı

'na sürükleme niyeti olduğu yönündeydi. Hala da öyle düşünüyorum. Bölge içi kamplaşmada bu saldırıya destek verecek güçler ve ülkeler elbette olacaktır. Çünkü bugünkü cepheleşme bölgenin iç dinamiklerinden çok ABD ve Avrupa'nın bölgemize

müdahale planlarına göre

biçim alıyor.



11 Eylül yasasını

S. Arabistan'a saldırı planının ifşası

olarak görüyorum. 750 milyar doları yağmalama dışında bu konuya da özellikle yoğunlaşmayı öneriyorum.

Afganistan ve Irak, 11 Eylül gerekçe gösterilerek işgal edilmişti. Aynı oyun yeniden oynanıyor

şimdi. Çok tehlikeli bir döneme giriyoruz.



Bütün hesaplar, bölgemizdeki

küçük çatışmaları bölgeselleştirme

ye,

örgütler savaşını devletler savaşı

na dönüştürmeye ayarlı. Bu büyük projede,

müdahalecilerin safında yer alıp

küçük kazanımlar peşinde koşan herkes, her çevre, devlet ya da örgüt

istilacıdır, dış tehdittir, işgalcidir

.



ABD çok ağır bir fatura ödeyecek


Bu yasa, Suudilerin yüz milyarlarca dolarına el koyma, S. Arabistan'a saldırının kapısını aralama, uluslararası sistemi felç etme ve tüketmenin dışında

en büyük zararı ABD'ye verecektir

. Çünkü küresel askeri, istihbari operasyonlarda en ağır fatura ona kesilecektir.

Vietnam katliamlarından, Latin Amerika darbelerine, iç savaş operasyonlarından, ülkelerin işgaline, terörizmin finansmanından ve yönetiminden örtülü dünya genelinde yürütülen örtülü operasyonlara kadar

, korkunç bir

cinayetler, katliamlar, insan hakları ihlaller

i tarihi olan ABD, kendisine açılacak davaları engelleyemeyecek. Belki de bir çok ülke, ABD ile istihbarat bilgilerini deşifre edecek. Mesela S. Arabistan.. Bu bilgiler

deşifre olurs

a, ABD'nin Ortadoğu'daki bütün

kirli dosyaları

açığa çıkacak.



Son olarak Nijerya'da

insansız hava aracı üssü

kuran ABD'nin, bütün kıtalarla bu araçlarla örtülü operasyonlar yaptığı biliniyor.

Pakistan/Afganistan

'da bu araçlarla ne kadar sivil öldürdüğü biliniyor. 11 Eylül sonrası terörizmle mücadelede

gizli cezaevleri, CIA esir ticareti

biliniyor.

Yüzlerce, belki de binlerce insan kayboldu

. Dünyanın birçok ülkesinde

işkence merkezleri

kuruldu ve buralara giden insanlar yok oldu. Saymakla bitmez. Bütün bu suçların

mağdurları ve yakınları ABD'ye tazminat davası açma hakkına sahip

olacak.



15 Temmuz mağdurları ABD'ye davalar açmalı


Bu konular dünya genelinde çok yıpratıcı bir tartışmaya dönüşecek. Umarım Türkiye'de de hakkıyla bir tartışma başlatılabilir. Cumhurbaşkanı

Erdoğan, konunun vahametini gördü ve gerekli uyarıları hemen yaptı

. En azından bu tepkinin içi doldurulabilir. Ben şimdilik son olarak birkaç not aktarayım:



ABD'nin 11 Eylül Yasası'na göre:



1-
15 Temmuz işgal ve iç savaş senaryosunda şehit olanların yakınları, bu saldırıdan mağdur olanlar ABD'ye tazminat davaları açabilir, açmalı da

. ABD'nin saldırı ile bağlantısı ayrı bir konu, saldırıyı

komuta eden, emreden, yöneten Gülen'in ABD tarafından, ABD'de korunması bunun için yeter

li. Saldırıdan sorumlu olanların

hızla ABD'ye kaçması

, daha doğrusu bu ülke tarafından

korumaya alınması

bunun için yeterli. 15 Temmuz'dan zarar görmeyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bile,

saldırı ABD'de planlanıp uygulandığı için

bu ülkeye karşı tazminat davaları açabilir.



2-
PKK/PYD'nin terör saldırılarından mağdur olan herkes ABD'ye tazminat davası açabilir

. PKK'nın Suriye kolu olan PYD'yi

desteklediğini açıkça ilan eden

ABD, bu saldırılardan sorumlu tutulabilir.



CIA'nın esir ticareti, işkence merkezleri..


3-

Irak işgalinden bu yana

bir milyonun üzerinde insan öldü

. Korkunç işkenceler, katliamlar yapıldı. Irak vatandaşlarının tamamı ABD'ye tazminat davası açabilir, açmalı da. Nitekim

dün, bu yönde davalar açılmaya başlandığını

öğrendik.



4-

Afganistan işgalinden zarar gören bütün Afganistan vatandaşları da böyle davalar açabilir. Özellikle

Mezar-ı Şerif katliamından

,

Bağram üssündeki işkence merkezlerinden

ABD sorumlu tutulabilir, bu yönde yeterli kanıt da vardır.



5-

Pakistan'daki insansız hava araçlarıyla saldırı yüzünden her hafta onlarca sivil ölüyor. Bu da ayrı bir tazminat davası konusudur.



6-

11 Eylül sonrası terörizmle mücadelede,

gizli cezaevleri projesinde, CIA uçaklarıyla esir taşınmasında

zarar görenlerin kendileri ve aileleri tazminat davası açabilir, açmalı da.



Terörizm dosyaları ve binlerce dava..


Liste uzatılabilir. Suudi yasası bütün bu davalara

kapı aralamıştır

. Türkiye ve dünyada açılacak

binlerce dava, ABD'yi fena bir krizle yüzleştirecektir

. Sadece önümüzdeki bir yılda bu davalar örgütlense, ABD'nin

terörizmin en büyük destekçisi, finansçısı

olduğu, kendi müttefiklerine karşı bile terör örgütlerini kullandığı açığa çıkacaktır.



Ama bu yasanın en can alıcı sonucu, ABD'ye yönelik ekonomik ve siyasi güveni yok etmesi, uluslararası sistemi felç etmesi, yeni bir

yağma ve istila dalgası

nın kapılarını aralamasıdır.


#11 Eylül
#ABD
#11 Eylül Yasası
#15 Temmuz
#FETÖ