Çok bozulmuşlar.., 'Biz öyle değiliz!...' tadında cevap vermiş Hürriyet…
İcap ederse 'vatan millet Sakarya' diyorlar…
Sanırsın yayıncılıkta 'dürüstlük abidesi' bunlar…
Sanırsın gazeteciliğin Nirvanası'na ermişler…
Tabii ya, yeni geldik biz bu ülkeye… Çoğumuz Kongo Cumhuriyeti vatandaşı, aramızda Himba, Dinka ve Zulu kabilesinden insanlar var, geri kalanlarımız da Aborjin zaten!...
Amiral Gemisi'nin ne olduğunu, geçmişini, tıyneti, cibilliyetini bilmiyoruz ya, o yüzden rahat martaval okuyorlar!...
Bin defa yazdık ama gerekirse bin defa daha yazacağız…
28 Şubat'ın 'Silahsız Kuvveti' olan sen,
Pijamayla (ya da eşofmanla) başbakan karşılayıp, kabineyi tartışan sen,
Gerekli hallerde irticayı hortlatıp cuntacılara manyel veren, postal yalayan sen,
Kolaj, montaj ustalığını konuşturup Ahmet Kaya için 'Vay Şerefsiz' manşetini tan sen,
'Tesettür Faciası' yalanıyla testis haberi yapan sen,
Cumhuriyet mitingleriyle coşan sen,
411 eli kaosa kaldıran sen,
AK Parti'den kurtulma ümidiyle 'kapatma davası ve 367'yi destekleyen sen,
Gezi'yle birlikte baş çapulcu olan sen,
O da olmayınca, 17-25 Aralık'tan sonra nefret ettiğin 'F Tipi'yle aynı yatağa giren sen,
“Dünya şokta! Yüzde 52 oy alan Cumhurbaşkanı'na idam” manşetinden sonra maçası yemeyip; 'Biz öyle demek istemedik' diyerek salağa yatan sen,
Teröristlerin poz verip gönderdiği, savcı Kiraz'ın başına silah dayanmış haldeki fotoğrafı manşetten
Şehit savcının çoluğuna çocuğuna ailesine, ve dahi milletin yarasına tuz basan, teröristlerin propagandasını yapan sen,
Sırtını PKK'ya, PYD'ye yaslayanların sırtını sıvazlayan sen,
'Barış Güvercinidir' deyip Demirtaş'ı cilalayıp parlatan, saz çalıp türkü çığırtan sen,
Sonra da 'çözüm sürecini AK Parti bitirdi' diyen sen,
Ulan vicdansız, teröristin hiç mi suçu yok?!...
Çözüm sürecinin temelinde ne vardı?... PKK'nın silahı bırakması…
Daha önce yazmıştık;
“Barış sürecinde devletin kolluk güçleri bölgede sokaklardan çekildi… Kontrol noktalarını en aza indirdi… Bunu fırsat bilen PKK'nın şehir yapılanması sokaklarda kimlik kontrolü yaptı… Araçları durdurup arama yaptı… İzinsiz gösteri ve yürüyüşlerde sokakları yakıp yıktılar… Kobani bahanesiyle halkı sokağa döktü HDP… 6-7-8 Ekim olaylarında 50 vatandaşımız vahşice katledildi…”
Velhasıl 'Barış Süreci'ne halel gelmemesi, anaların ağlamaması için çok sabretti devlet…
Ama Kandil devam etti…
Dolmabahçe mutabakatının açıklandığı gün Mustafa Karasu Kandil'den mesaj verdi; “PKK kongresini yapıp silah bırakma kararı alacak biçimindeki yaklaşımlar demagojidir.”
Ardından Cemil Bayık Dolmabahçe mutabakatını tanımadığını bildirdi; “PKK silah bırakacak açıklamaları seçim propagandasıdır. Silahların bırakılması, ancak Öcalan'ın bizzat katılacağı bir kongrede karara bağlanabilir.
Sonra ne oldu?
11 Temmuz'da KCK ateşkesin bitirdiğini ilan etti…
15 Temmuz'da Başbakan Davutoğlu Demirtaş ile görüştüğü gün KCK; 'devrimci halk savaşını' başlattığını ilan etti…
Ardından Suruç'taki patlama… Onlarca gencimiz hayatını kaybetti…
Ve PKK onlarca askeri, polisi ve sivil vatandaşı şehit etti…
Şimdi sen çıkmış diyorsun ki, 'Barış Sürecini hükümet bitirdi…'
N'apsaydı devlet, 'canınızı ve malınızı kendiniz koruyun' mu diyecekti?...
Şehit haberini 'Oy Anam Oy!...' manşetiyle verecek kadar çukurlaşacaksın,
Sonra 'Medya Terörü beni yıpratmaya çalışıyor' diye şikayet edeceksin…
Oy oy oy!…
…