Tek adam nasıl olur?

04:0030/03/2017, Perşembe
G: 17/09/2019, Salı
Hayreddin Karaman

Anayasa referandumunda halk “Evet” derse rejim değişecek, demokrasi yerine tek adamın keyfi idaresi rejimi gelecekmiş. Başta CHP olmak üzere muhaliflerin (“hayır”cıların) en çok dile getirdikleri ama sanırım kendilerinin de inanmadıkları iddiaları böyle.



Şevket Süreyya Aydemir'in “Tek Adam” isimli bir kitabı var; bir zamanlar Harbiye mezunlarına askeri talimat kitapları dışında bu kitap ile Nutuk dağıtılıyor, başucu kitapları olması isteniyordu. Altmışlı yıllarda yedek subaylığımı yaparken alayımıza yeni gelen altı teğmenin kitapları bunlardan ibaret idi.



Adı üstünde “tek adam”, peki kim bu tek adam? Mustafa Kemal Atatürk. Cumhuriyetin ilanından beri başka bir “adıyla sanıyla resmi, tek adam” var mı? Yok.



Hem resmi hem de fiilen tek adam Atatürk'tür; onu beğenenler, yerlere göklere sığdıramayanlar cumhuriyetin kurucusu olduğunu söyleyenler nasıl oluyor da tek adam yönetiminin cumhuriyete aykırı olduğunu ve anayasa değişirse cumhuriyetin (rejimin) de değişeceğini söyleyebiliyorlar. Demek ki, Atatürk zamanında tek adam yönetimi olmuş ve bu durum cumhuriyete de aykırı düşmemiş.



Atatürk'ünkü hem adı ve sanıyla hem de fiilen tek adam yönetimi idi. Onun iradesi dışında bir kanunun, bir icraatın, bir tasarrufun mümkün olmadığını herkes bilir.



Bir de adı demokratik cumhuriyet olup fiilen tek adam yönetimi vardır ki, Türkiye'de hem askeri dikta hem de sivil yönetimlerde bu şekli yıllarca yaşadık.



Bir parti Meclis'te çoğunluğu elde edecek sayıda milletvekili kazanarak iktidara geldiğinde (tek parti iktidarlarında) tek adam yönetimi yok muydu? İktidar partilerinin güçlü liderleri (bazılarının içeride ve dışarıdaki gizli destekçileri) neyi istiyorlarsa milletvekilleri onu yapıyor değil miydiler? Üstelik yalnızca yürütme değil, yasama da büyük ölçüde bu tek adama bağlı değil miydi? İktidar partisi (aslında lider) istemiyorsa Meclis'ten bir kanun çıkabilir miydi?



Peki bütün bunları bile bile eskiye değil de yeni sisteme “tek adam rejimi” diyerek yırtınanlar gülünç olduklarının farkına varmıyorlar mı?



Farkına varıyorlar da “ya tutarsa”, “ya yutan bulunursa” bu bize yeter diye düşünüyor olmalılar!



Gelelim yeni sitemin tek adam yönetimi olup olmadığına.



Kısa ve net ifade edeyim:



Bir yöneticiyi (Cumhurbaşkanını) belli bir süre için halk seçiyorsa, seçim sebebiyle halkın ve belli şartlarda de Meclis'in ve yargının denetimi varsa, bu denetimler sonunda makamından uzaklaştırılması, hatta ceza alması mümkün ise, kanunları Meclis yapıyor ve cumhurbaşkanı kanun teklifi bile yapamıyorsa, onun çıkaracağı kararnameler dar sınırlı ve Meclis denetimine tabi ise… –ki, bunlar böyledir- bu sisteme tek adam yönetimi demek cehaletten değil, başka mezmum (kınanası) düşünce ve duygulardan kaynaklanıyor demektir.



Mevcut sistem, insan mı, balık mı olduğu belli olmayan denizkızı gibi karışık bir sistemdir. Az sorumlu çok yetkili cumhurbaşkanını halk seçtiği, öte yandan yine halkın seçtiği Meclis'in ortaya çıkardığı bir hükümet bulunduğu, yasama ile yürütmenin birbirine karıştığı bu iki başlılığın, koalisyon dönemlerinde olduğu gibi ülkeye büyük zararlar vermeye açık bulunduğu ortadadır.



Bütün bu mülahazalarım yanında bir de “Bu anayasaya kimler karşı çıkıyor” diye baktığımda önümde tek seçenek kalıyor:



Referandumda “EVET”.



Not:



Adıma bir twitter hesabı açılmış, bilgim, iznim ve ilgim yoktur.


#Anayasa referandumu
#16 Nisan 2017
#CHP
#Cumhurbaşkanı