İslam Ticaret Hukuku Kongresi (2)

04:0023/10/2015, Cuma
G: 13/09/2019, Cuma
Hayreddin Karaman

Konut Finansmanı Teknikleri“Günümüzde ticari bankalar ile katılım bankaları dışında konut finansmanına yönelik organizasyon yapan bazı ticari şirketler tarafından çekilişli, vade ortası gibi sistemler uygulanmaktadır. Bu sistemlerin riba şüphesinden uzak olmadığı görülmektedir. Bu şüphenin izalesi için müşterilerin tahsilat ve ödemelerinin grup içerisinde kalması, grup üyelerinin yaptıkları ödemeleri şirket hesabında kalmayıp grup üyelerine konut alınmak üzere kullanılması, şirketin organizasyona

Konut Finansmanı Teknikleri

“Günümüzde ticari bankalar ile katılım bankaları dışında konut finansmanına yönelik organizasyon yapan bazı ticari şirketler tarafından çekilişli, vade ortası gibi sistemler uygulanmaktadır. Bu sistemlerin riba şüphesinden uzak olmadığı görülmektedir. Bu şüphenin izalesi için müşterilerin tahsilat ve ödemelerinin grup içerisinde kalması, grup üyelerinin yaptıkları ödemeleri şirket hesabında kalmayıp grup üyelerine konut alınmak üzere kullanılması, şirketin organizasyona finansal anlamda müdahil olamaması gerekir. Yine ileri tarihlerde yapılacak ödemelere eklenecek enflasyon farkı baştan tahmini olarak belirlenip kesinleştirilmemeli, enflasyon gerçekleştikten sonra buna göre fazlalık eklenmelidir. Ayrıca bu sistemler aynı zamanda finans teminine yönelik birer organizasyon olduklarından BDDK gibi bir üst kurulun denetimine tabi olmaları ve TMSF'nin banka mevduatları için verdiği garantiye haiz olmaları önem arz eder.”

Yaygın ve önemli bir ihtiyaç olan konut finansmanının faiz şüphesine düşmeden yapılabilmesi için heyetin ortaya koyduğu bu tavsiyelere riayet edilmelidir.

Ülkemizde en yaygın konut finansman şekilleri üç çeşittir:

Binayı yapan ve satanın vade farkı ile satması.

Bazı finans kuruluşlarının konutu peşin alıp vade farkıyla/vadeli satması.

Bir düzenleyici/yönetici kuruluşun yönetim ve organizasyonu içinde konut almak isteyenlerin yardımlaşmaları.

Birinci ve ikinci şekilde “vade farkıyla satım”ı caiz gören fukahanın ictihadları uygulanmaktadır. Özellikle enflasyonlu ortamda bir malın peşin ve vadeli aynı fiyatla satılması ticaret erbabının zaman içinde tükenmesine sebep olacağından bu yönde bir hüküm ve fetva verilemez.

Enflasyon farkı dışında vade dolayısıyla daha ziyade kâr almak fıkıh yönünden caiz olsa da “din kardeşliği, yardımlaşma, paylaşma ahlakı” bakımından makbul değildir. Sermayesi müsait olanların, Allah rızası için daha az kâr ile satım yapmaları bir çeşit ibadet olur.

Üçüncü şekilde resmi veya sivil kuruluş, masraf gerektiren yönetim ve organizasyon sebebiyle bir “hizmet ücreti” alabilir. Konut edinmek üzere yardımlaşmak için bir araya gelmiş bulunan grup üyeleri belli ve adil ölçütlere göre taksitli ödemelerde bulunurlar. Bu ödemelerle alınacak/yapılacak konutlar kur'a çekilerek dağıtılır. Kur'adan ve dağıtımdan önce alınan/yapılan arsalar ve konutlar grubun ortak malıdır. Kur'a ile bir kısmına temlik edilince diğerleri onlardan, ödedikleri kısım dışındaki meblağı alacaklı hale gelirler. Alacağın tahsilinde enflasyon farkı mutlaka alınmalıdır. Kur'ada kendilerine konut çıkmayan katılımcılar daha fazla beklemek ve mesela kiracı iseler kira ödemek durumunda kalırlar. Katılımcıların rızasıyla ve “karşılıklı hibe” esasına göre bunlara toplanan paradan makul ölçülerde yardımda bulunmak da mümkündür.

Bankamatik Kartı, Kredi Kartı ve Pos Cihazı

“Banka kartı ve bankamatik kartının hamili, ek hesabı kullanmamak kaydıyla bu kartla cari hesaptan para çekebilir, satın aldığı mal ve hizmetlerin bedelini ödeyebilir. Bankalar, faiz içermeyen ve karz esasına dayanan kredi kartı çıkarabilir. Bu durumda kredi kartı hamiline dönem borcunu vadesinde ödememesi durumunda faiz tahakkuk ettirilemez. Mevcut hukuk sisteminin imkan vermesi halinde enflasyon farkı talep edilebilir. Banka ve kredi kartlarının ticari işlemleri kolaylaştırma amaçlı olarak kullanılması ve bunların bir borç aracı haline getirilmemesi gerekir.”

Bir şahsın katılım bankasındaki hesabından kartı kullanarak parasını çekmesi veya ödeme yapması elbette mümkündür, caizdir,

güvenli ve kolaylık sağlayan bir imkandır.

Katılım bankalarının “karz esasına dayanan kredi kartı” çıkarmaları, heyetin tanım ve şartlarına göre uygulanamaz. Çünkü katılım bankaları vakıf da değildir, yardım kurumu da değildir, bunlar birer ticaret kuruluşudur. Banka kart hamiline ödünç para verir ve bundan da yalnızca enflasyon farkını alırsa kârı olmaz, kârı olmayınca katılıcılara kâr ödeyemez, kuruluş amacına muhalif hareket etmiş olur.

Faizsiz/katılım bankaları ödünç verme (bu manada kredi) kartı değil, murabaha kartı çıkarabilirler. Bu kartları tarif ve tavsif eden yönetmelikte murabahanın nasıl icra edileceği yazılır, kart hamili bunu kabul ederek kartı alır. Şöyle ki:

Kartı alan bununla banka adına (bu aşamada bankanın vekili olarak) malı satın alır, maddi veya hükmi olarak teslim alır almaz SMS veya başka bir vasıta ile bankaya bilgi verilir, bedeli ödeyen veya borçlanan banka da derhal kart hamiline bir SMS göndererek elinde emanet olan malı peşin mi, vadeli mi almak istediğini sorar, cevap verilmezse peşin almış sayılır ve bundan kâr sağlayamaz, eğer mecbur olmadığı bir hizmet vermiş ise onun komisyonunu alır, müşteri kabul cevabı verir ve vadeyi de belirlerse vade farklı ve vadeli satım gerçekleşmiş olur.

(Devam edeceğim)
#Bankamatik Kartı
#Kredi Kartı
#İslam Ticaret Hukuku
#Katılım bankaları