1934 yılında Çorum'da doğdu. İlk İmam Hatip okullarından biri olan Konya İmam Hatip Okulu ve İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nde okudu. İki yıl İstanbul İmam Hatip Okulu'nda meslek dersleri öğretmeni olarak çalıştıktan sonra İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'ne fıkıh asistanı oldu. Yüksek İslam Enstitülerinin İlahiyat Fakülteleri'ne dönüşmesinin ardından akademik çalışmalarını tamamlayarak sırasıyla doktor, doçent ve profesör unvanlarını aldı. Yarım asra yaklaşan fikir ve meslek hayatı boyunca, yurtiçi ve yurtdışında binlerce konferans, seminer, panel, vaaz, hutbe, kurs, yazılı ve görsel medya programı, eğitim programında yer alarak eğitim, öğretim, tebliğ ve irşad faaliyetini sürdürdü. Aralarında bugünün tanınmış bilim ve fikir adamları olan binlerce öğrenci yetiştirdi. 2001 yılında yaşanan baskılara karşı çıkarak Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesindeki görevinden -yaş haddi dolmadan emekliliğini isteyerek- ayrıldı. 2001-2004 yılları arasında Avrupa Uluslararası İslam Üniversitesinde (Hollanda) misafir öğretim üyeliği yaptı. İslam’ın İlk Emri Oku, Nesil, İzlenim, Gerçek Hayat, Eğitim Bilim gibi dergilerde devamlı yazdı. M.Ü. İlahiyat Fakültesinde İslam Hukuku Anabilim dalı başkanlığı ve Fakülte Kurulu üyeliği yaptı. MÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu üyesi olan Karaman, çıktığı günden beri Yeni Şafak Gazetesi’nde köşe yazısı yazmaktadır. Üç çocuğu, yedi torunu ve dört torun çocuğu vardır. Basılmış Eserlerinin sayısı 50 civarındadır.
Âyetin gelişi özel sebep/olay üzerine olsa da, haberleri, doğruluğunu araştırmadan kabul etmenin uygun olmadığı yönündeki mânası ve hükmü geneldir, her zaman ve mekanda geçerlidir.
Bu âyetin vahyedilme sebebi onu doğru anlama ve uygulamada yardımcı olacaktır:
Velîd isimli sahâbî'yi Peygamberimiz (s.a.) bir kabileye, zekat toplamak üzere gönderiyor. Velîd ile o kabile arasında bir gerginlik bulunduğu için karşılamak için harekete geçtiklerinde kendisine bir şey yapacaklarından korkuyor, geri dönüp geliyor ve Peygamberimiz'e “kabilenin İslam'dan döndüklerini”, başka bir rivayette “zekatı vermediklerini ve kendisini öldürmeye kalkıştıklarını” söylüyor. Peygamberimiz mealini verdiğimiz âyet gereğince haberi hemen kabul edip harekete geçmek yerine araştırıp soruşturma yoluna gidiyor ve Hâlid b. Velîd'i tahkikat için gönderiyor. Hâlid gerekli araştırmayı yapıyor ve haberin yalan olduğunu tespit edince dönüp Peygamberimiz'e durumu anlatıyor. Bu arada kabilenin temsilcileri Efendimiz'e gelip durum hakkında bilgi veriyor ve borçlarını da ödüyorlar. Âyet, Peygamberimiz'in bu davranışını teyit ediyor.
Her haberi doğru kabul edip harekete geçmenin vahim sonuçları tecrübe edilmiş olduğundan Peygamberimiz “Acele etmemek Allah'tan, acele etmek ise şeytandandır” buyurmuşlardır.
Âyette geçen “fâsık” kelimesini, “yalancı ve günahkâr olduğu bilinen” manasına almak doğru değildir; çünkü Peygamberimiz böyle birini istihdam etmez, ama “her denenmemiş, doğruluğu sabit olmamış kimsede potansiyel olarak bu ihtimal vardır”, kelimeyi böyle anlamak daha uygundur, nitekim Peygamberimiz de bu ihtimal üzerinden hareket ederek soruşturma yapılmasını istemiştir.
Ülkemizin inşallah atlatmış olduğu büyük felaketten sonra haklı bir temizlik hareketi başladı, ancak bunu fırsat bilen fâsıkların da bulunduğu bir gerçek; ellerine birer FETÖ karası alanlar kendi durum, duygu ve çıkarlarının sevki ile masum insanların alınlarına sürebiliyorlar.
İyi niyetli bazı dostlar soruşturma yapanlara müdahale edilmemesini güçlü bir şekilde ifade ediyorlar, bunda haklılar, ama aynı güçle bir de soruşturmayı yapanlara bu yalancı, iftiracı fasıkların bulunduğunu ve hazırladıkları bilgi ve belgelerin sahte de olabileceğini hatırlatmak gerekiyor. Ayrıca bu komisyonlara kesin bilinen suçlu ve masumlar hakkında bilgi vermek de amaca hizmet eder.
Aziz dost Abdurrahman Dilipak'ın
da iyi niyetli bir dost hatırlatmasıdır.
“…Sanırım biz bu temizlik operasyonunda bir yanlış da yapıyoruz. Mesela belediye başkanı paralelci ise, Genel Sekreter, Personel/İnsan Kaynakları Müdürü paralelci ise, siz bu adamlar eli ile temizlik yapıyorsanız, temizlenecek olan, Paralelciler değil, dün kendileri ile beraber olup, bugün kopmaya çalışanlar olacaktır ki zaten de öyle oluyor. Ya da düzmece evraklar, istihbarat raporları, ihbarlarla diledikleri birini suçlu gösterebiliyorlar. Çünkü onlar bu işi çok iyi biliyorlar. Kendi içlerinden feda edilecekleri de biliyorlar. Onun için de asıl kriptoları gizleyip zayıf halkaları öne çıkarıyorlar. Böylece operasyonun inanılırlık ve ciddiyetini de sulandırıyorlar. Zaten Gülen de izin verdi ya, dillerinin ucu ile küfür de edebilirler. 'Tasfiye operasyonu' vesilesiyle birileri örgütü deşifre etmelerinden endişe ettikleri birilerini tasfiye ediyor olabilirler. Bazı belediyelerde yaşanan olaylardan sonra örgütten ayrılıp FETÖ'yü suçlayanları, hemen FETÖ'cü diye tasfiye ettiler mesela. Onu tasfiye edenler asıl FETÖ'cülerdi. Buna dikkat etmek gerek…”
Allah fasıklara fırsat vermesin, âdil soruşturmacılara da yardım etsin. Amin!
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.