Faizsiz finans ve katılım bankaları (2)

04:0030/10/2016, Pazar
G: 16/09/2019, Pazartesi
Hayreddin Karaman

İsteyenler ve midesi kaldıranlar faizci bankaları kuruyorlar, faizcilik yapıyorlar, bunlara mevcut rejimde kimsenin bir şey diyeceği yoktur. Ama eğer bu ülkede din ve vicdan hürriyeti varsa faizden uzak kalarak iş ve ticaret yapmak isteyenler için de imkanlar seferber edilmelidir ve inşallah edilecektir.

Sevgili Bakanımız Mehmet Şimşek 25 Ekim günü yaptığı bir konuşmada faizsiz finans ve bankalara sahip çıktı, bu kurumların dünyanın dikkatini çektiğini, birçok gayr-i müslim ülkede bile uygulamaların bulunduğunu, parlak bir gelecek vadettiğini ve önemli gelişmeler kaydettiğini ifade etti. Bir yıl kadar önce Konya'da aynı konu etrafında yapılan bir sempozyumu da teşrif etmişlerdi. Orada yaptığım bir konuşmada faizsiz finans ve bankalarla ilgili ve bunların mahiyetine, amacına, beklentilerine uygun bir mevzuatın bulunmadığını, gecikmeden uygun bir mevzuatın çıkarılması gerektiğini, Katılım Bankaları Birliği'nde önemli bir mevzuat çalışması yapıldığını söylemiş ve ilgisini rica etmiştim, o da söz vermişti. İki yıl kadar önce sevgili Cumhurbaşkanımıza da bu mevzuat eksikliğini (ve uygunsuzluğunu) intikal ettirmiştim.



Önceki yazımın sonuna koyduğum mevcut kanun maddesini okudunuz, Allah aşkına bu madde ile bizim hedeflediğimiz ve beklediğimiz faizsiz finans faaliyet ve kurumunun ne alakası var!



Birinci fıkra tamamen faizci finans ile alakalı olup bankaların yaptıkları finansmanın tamamını kredi saymaktadır; çünkü bu bankacılık anlayışında krediden başka bir şey yoktur; banka ödünç para verir veya az parayı çok para karşılığında satar. Faizsiz banka ise imkan bulunduğunda kısa vadeli ödünç para verir ama bunu karz-ı hasen olarak verir, faiz almaz, alamaz. Önceki yazımda ifade ettiğim gibi faizsiz sistemde finansmanın temel işlem biçimi ortaklıktır. Piyasa müsait olduğu, iyi niyet ve ahlak sahibi ortaklar da bulunduğu sürece faizsiz bankaların işi daha ziyade ortak finansman olur (müşareke ve mudârabe yapar). Bu arada ortak olmadan finansmana ihtiyacı olan ve bunu da faizsiz yapmak isteyen müşterilerine, ihtiyaç duydukları taşınır ve taşınmaz mallar ile hizmetleri satın alıp vadeli olarak satar (murabaha yapar). Bankanın gelir getiren bir malı satın alıp isteyene kiraya vermesi de önemli bir kalemdir (leasing).



Maddenin ikinci fıkrasında yer alan “…katılım bankalarının taşınır ve taşınmaz mal ve hizmet bedellerinin ödenmesi suretiyle… veya benzer yöntemlerle sağladıkları finansmanlar da bu kanun uygulamasında kredi sayılır” cümlesi bizim için kabul edilemez bir hüküm olup derhal değiştirilmesi gerekmektedir. Çünkü yönetmelikte bu cümle “müşterinin satın aldığı mal veya hizmetin bedelinin banka tarafından ödenmesi ve müşterinin borçlandırılması” şeklinde açıklanmıştır. Halbuki katılım bankaları faizsiz finansman yapacaksa başta ortaklık olmak üzere diğer meşru işlemler yanında malı ve hizmeti satın alacak ve vadeli satacaktır; müşterinin aldığı malın bedelini ödeyip onu borçlandırmak İslâmî bakımdan meşru değildir; bu sebeple katılım bankaları müşteriye vekalet vererek satın alma ve ona satma uygulaması yapmaktadır, ama mevzuatın da buna uygun hale getirilmesinde zaruret vardır.



Biz hükümetten iki aşamalı bir mevzuat faaliyeti bekliyoruz:



Birinci aşamada acilen yukarıda naklettiğim fıkradaki sakıncalı ifade kaldırılacak, bunun yerine “müşterinin istediği mal ve hizmeti satın alır ve satar” ifadesi konacaktır.



İkinci aşamada ise faizsiz finans ve bankalar için faizcilerinkinden farklı bir zihniyet ve yöntem ile ayrı bir kanun hazırlanacaktır.



İsteyenler ve midesi kaldıranlar faizci bankaları kuruyorlar, faizcilik yapıyorlar, bunlara mevcut rejimde kimsenin bir şey diyeceği yoktur. Ama eğer bu ülkede din ve vicdan hürriyeti varsa faizden uzak kalarak iş ve ticaret yapmak isteyenler için de imkanlar seferber edilmelidir ve inşallah edilecektir.

#Katılım Bankacılığı
#Mehmet Şİmşek
#Finans