Bahçeli bir kilidi daha açıyor

04:0014/10/2016, Cuma
G: 16/09/2019, Pazartesi
Hasan Öztürk

2002 seçimlerine
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin
Tuzak kuran bedelini ödeyecek”
cümlesiyle gidilmişti.


2007'deki

367 garabeti

de yine, MHP lideri Bahçeli'nin,

“Cumhurbaşkanı adayımız Sadi Somuncuoğlu'dur. Meclis'e gireceğiz. Adayımızı destekleyeceğiz”

çıkışıyla atlatılmıştı.



Dahası 2015 7 Haziran seçimlerinden sonra ortaya çıkan siyasi istikrarsızlık da yine Bahçeli'nin

Kılıçdaroğlu'nun “başbakanlık rüşveti”ni elinin tersiyle itmesiyle aşılmıştı.


1 Kasım seçimlerinden sonra

MHP'ye yönelik FETÖ operasyonlarının artmasının nedenini de 15 Temmuz sonrası MHP'nin ve liderliğinin takındığı rolde aramak gerekir.


Şu anda tutuklu olan FETÖ yazarı

Mümtaz'er Türköne

bir keresinde şöyle yazmıştı kapatılan Zaman'da: (Erdoğan'ın alaşağı edilmesi için aslında)

MHP bir çekim alanı oluşturmuyor.

Ancak, (Erdoğan'ın gitmesini isteyen çevreler)

MHP'deki temposu yükselen liderlik tartışmalarında bir umut arıyor.

(Erdoğan siyasetine)

…Çomak sokacak yegâne güç MHP.


Bugün MHP liderliği bir şey daha yapıyor…



Uzun zamandır tartışılan ve her seferinde bir takım çevrelerce engellenen

“Başkanlık sistemine geçiş süreci”

ne ilişkin tartışma konusunda “

hadi”

diyor! “Milletin vereceği karara saygılıyız” diyor!



Bakalım

“Başkanlık kilidi”ni açmak Bahçeli'ye nasip olacak mı?


Devlet adamlığı zor zamanda belli olur…



Kılıçdaroğlu'nun kulağına kim ne fısıldıyor

“Benim hayatım FETÖ' ile mücadeleyle geçti”

diyor… Öncesinde kurduğu

“1 milyon mağdur var”

cümlesiyle toplumu provoke ediyor…



Daha öncesine gittiğimizdeyse, Deniz Feneri kumpasında da, MİT TIR'ları kumpasında da… 17/25 sürecinde de…



Eline aldığı montaj tapeleri Meclis çatısı altında okurken de…



Yalan üstüne yalan söylerken de…

FETÖ'nün dümen suyuna giren oydu.


“Kaçacak, bu ülkeden kaçacak. Kaçsa da getirilip yargılanacak”

cümlesini FETÖ'nün televizyonunda kuran da oydu.



Dahası, sadece tape okumuyor, yalan söylemiyor, tehdit etmiyor, mahalle kavgasında söylenmeyecek küfürleri miting meydanlarında da söylüyordu.



“Anguz” diyordu, “ananı, a…” diyordu…



Bitmedi!



Nasıl CHP genel başkanı olduğunu en iyi kendisi bildiği halde; FETÖ'nün bu işte elinin olduğunu bildiği halde; onlarla kol kola girendi.



Bugün bize,

“Benim hayatım FETÖ ile mücadeleyle geçti”

diye bir cümle kuruyor.



CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, son bir aydır 15 Temmuz darbe girişimine karşı verilen mücadeleyi boşa çıkarmak için olağanüstü çaba sarf ediyor.



Çünkü FETÖ operasyonlarının bir şekliyle

“sulandırılması”

,

“mağdur
üretilmesi”

bu yolla da kurtarılabildiğince FETÖ'cünün kurtarılması hesaplanıyor.



Bir şey daha var tabii…



Yıllarca FETÖ'cüler tarafından kulağına sufle verilmişti Kılıçdaroğlu'nun…



Son sufleyi doğrudan FETÖ'cüler mi yoksa Amerikan Büyükelçisi mi verdi bilinmez…



Ama bildiğimiz

, “Az sabırlı olun geri geliyoruz”

diye militanlarına haber gönderenler, Kılıçdaroğlu'nun kulağına da bir şeyler söylemiş görünüyor..!



Baksanıza, FETÖ'nün de Kılıçdaroğlu'nun da ağa babaları bugünlerde Cumhurbaşkanımızı ve Türkiye'yi nasıl da tehdit ediyor?



Amerikalı Neocon yazar

Michael Rubin

alenen,

“Üçüncü darbe geliyor, Erdoğan hayatıyla ödeyecek”

diye yazarken, Kılıçdaroğlu'nun kulağına kim bilir kimler nasıl sufleler veriyor.



FETÖ'nün en büyük kötülüğü



FETÖ ile mücadelede işin içine

“ahbap çavuş ilişkisi”

girerse…



Dahası soruşturma dosyasının kapağına

“banknotlar iliştirilmeye”

başlarsa…



Ve en nihayetinde

“parası olan ile olmayan”

arasında bir fark gözetiliyor olursa…



Bu memleket, FETÖ'cülükle imtihanında, FETÖ'cü düşünme biçimine teslim olmuş demektir!



FETÖ'nün en büyük kötülüğü düşünce biçimini her yere bulaştırmış olmasıdır.


Üzülüyor insan…



Takipteyiz!


#FETÖ
#Kemal Kılıçdaroğlu
#Michael Rubin