19 Mart 1965 tarihinde İnegöl’de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini İnegöl’de tamamladı. 1987 yılında Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Zaman gazetesi Kültür-Sanat Servisi’nde çalıştı. Daha sonra TRT'de aralıklı olarak Mimar Sinan, Yayla Yollarında, Yunus Emre ve Kırk Ambar, Havuçlu Pilav, Zamanın Seyyahları, Çek Bir Film gibi yapımlarda çeşitli görevler aldı, senaryo ve metin yazarlığı yaptı. Panel ve İzlenim dergilerinde çalıştı. Birçok farklı dergide çocuklara hikayeler ve denemeler yayınladı. İlk çıktığı yıllarda Yeni Şafak gazetesinde Tersköşe’yi yazdı. Bir süre Medyakronik isimli internet sitesinde TV eleştirileri kaleme aldı. Ardından Hakan Albayrak ve Levent Gültekin ile birlikte Gerçek Hayat dergisini çıkardı. Hiçbişey, Altmışikiden Tavşan, Günlerin Gölgeleri, Ruh Yordamı, Kim Duma Dum Kime, Serçe Parmağı isimli kitapları kaleme alan yazar halen Yeni Şafak’ta yazılarına devam ediyor.
Cumhuriyet tarihinin son yarım asırlık kısmına yaşayarak şahitlik ettim. Doğduğum tarihte 27 Mayıs Darbesi'nin üstünden henüz beş, merhum Menderes'in idamının üstünden 4 yıl geçmişti. 12 Eylül Darbesi olduğunda daha lise yıllarının başındaydım. 28 Şubat'ı, 27 Nisan'ı yaşadım. Ve nihayet 15-16 Temmuz'un da herkes gibi canlı şahidiyim.
Evim hem Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü'ne, hem de MİT yerleşkesine yakın bir yerde... Haber kanalları Boğaziçi Köprüsü'nün kapatıldığına ilişkin ilk haberleri geçmeye başladığında, Ankara'da da jetler alçak uçuşlarına başlamış durumdaydı. Sonrasında yıkan patlama ve tarama sesleri gelmeye başladı. İki Körfez Savaşı'nı televizyon canlı yayınlarından izlemiş biri olarak, hava saldırısı altındaki bir şehrin neler yaşayabileceğine dair çok fazla bir fikrim olmadığını o birkaç saat içinde yaşadıklarımla anladım.
Türkiye çok önemli bir badire atlattı. İnanıyorum ki bu menfur girişim, şahit olduğumuz son darbe girişimi olacak. Buna inanıyorum; çünkü bu ülkenin gerçek sahipleri, sokaklara, caddelere, meydanlara, tankların ve ağır silahların önüne çıkarak zorbalığa, vesayete, darbeye geçit vermeyeceklerini en açık dille söylediler ve bu karanlık oyunu bozdular. Sadece bu ihanet senaryosunu değil, gelecekte millet iradesine ipotek koymaya yönelecek her muhtemel senaryoyu de şimdiden geçersiz kıldılar. Sadece bizim yakın tarihimiz için değil, dünya siyasi tarihi için de çok önemli, çok kritik bir kavşağın dönüldüğü bir tarih olarak daima hatırlanacak bu yaşananlar...
Elbette önemli kayıplarımız var ama çok değerli kazanımlarımız da var. Bu ülkenin insanları olarak çeşitli vesilelerle yaşadığımız fikir ayrılıklarının, gerilimlerin, tartışmaların, ülkenin kendisinden, bekasından daha önemli olmadığını yaşayarak öğrenmiş olduk. Aynı gemide olduğumuzu anladık. Ve hatta; bu ülkenin varlığına, milli iradeye ve çocuklarımızın geleceğine yönelik bir tehdit ortaya çıktığında aramızdaki farklılıklara rağmen aynı tarafta olduğumuzu idrak ettik. Bu çok önemli bir kazanımdır ve her birimiz bunun değerini iyi bilmeli, bunun üzerinde düşünmeliyiz. Mutlaka fikir ayrılıklarımız, tartışmalarımız, hatta zaman zaman gerilimlerimiz olacak; bütün bunlar olurken unutmamamız gereken şey bu olmalı, dirayetsiz davranır ve gemiyi batırırsak, hepimiz aynı denizde boğuluruz. Sadece darbeye karşı bilinçli bir karşı çıkış gösteren güvenlik birimleri değil, siyaset, medya, sivil toplum unsurları da iyi bir sınav verdi, bu zemini korumalı ve geliştirmeliyiz.
Öte yandan, nasıl olup da, böyle kendi içinde tutarsız ve çılgınca bir planla bu ülkeye ve bu millete karşı böyle bir saldırı yapılabildiği üzerinde de düşünmek durumundayız. Ortada, muhasebesi yapılması gereken birtakım zaafların ve düzeltilmesi gereken bazı yanlışlıkların olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Bunları düzeltmek için gereken neyse yine hep beraber bunlara yoğunlaşmak gerekiyor. Bu musibeti, ülkemiz için, insanlarımız için bir altın fırsata çevirmek, birbirimizi kazanmak mecburiyetindeyiz. 15-16 Temmuz Türkiye için, bütün insanlarımız için umudun başlangıcı olabilir ve olmalıdır.
...
Bu haince saldırıda yüzü aşkın canımızı kaybettik. Şehitlerimiz arasında sevgili dostumuz Erol Olçok ve oğlu Abdullah, gazetemiz çalışanı, sevgili kardeşim Alparslan'ın babası Mustafa Cambaz, İlhan Varank, Halil Kantarcı ve daha birçok kardeşimiz var. Elbette onlar ölmediler, diridirler ve Allah katında rızıklanıyorlar. Allah şehadetlerini mübarek kılsın, mekanları cennet olsun. Allah ailelerine, biz sevenlerine ve milletimize sabr-ı cemil ihsan etsin.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.