Karanlık niyetleri olanlar düşünüp taşınıp haince, canice kötülük planları yapıyor, cana kıymak için insafsız tuzaklar kuruyor. Bu kirli planları bir hesap üzere kuruyor, bundan belli bir sonuç almayı umuyorlar. Önceden planladıkları için, eylemi sonuca matuf bir şekilde kurgulama imkanları var. Hiç şüphe yok ki, insanlara kötülük ettiklerinde onların buna nasıl tepki vereceğini de hesaplıyor, hatta eylemi çoğu zaman bu tepkiyi oluşturmak için gerçekleştiriyorlar. Kötülüğe muhatap olan bizler, verdiğimiz tepkilerle, bu karanlık planların kötülerin istediği sonucu üretip üretmeyeceğine karar vermiş oluyoruz. Onların beklentisi öfkelenerek aklıselimden uzaklaşmamız, fevrî hareketler ve söylemler ortaya koymamız...
Çok eski zamanlardan beri toplumsal alanda infial uyandırmak, farklı toplum kesimlerini birbirine düşürerek çatıştırmak, değilse beraber hareket edemez, ortak bir hissiyata sahip olamaz hale getirmek için kullanılan bildik bir yöntem bu. Ancak görülüyor ki belli ölçüde de olsa işe yarıyor hâlâ.
Kendimize daima soralım, birileri dayanılması gerçekten zor bu kapkaranlık eylemleriyle bizi nereye sürüklemek istiyor? Sinir uçlarımızla neden oynuyor ve bunu neden şimdi yapıyor? Planlayarak, kurgulayarak, hesabını kitabını yaparak bizim hissiyatımızda neleri değiştirmeye çalışıyor?
Yaşanan acılara kayıtsız kalmak elbette mümkün değil... Ancak bu karanlık oyunları bozmanın tek yolu, kötülerin yapıp ettikleriyle hedefledikleri sonuçları onlara vermemek... Onların gösterdikleri yöne doğru savrulmamak, aklı selimde sımsıkı sabit kalmak...
Kötülükle mücadele gerekli, bunda şüphe yok. Ancak bu mücadelenin doğru istikameti fiilî mücadeleyi bu işle görevli kurumlara bırakmak şeklinde olsa gerek... Bize düşense herhalde psikolojik tuzaklara karşı daima uyanık ve dirayetli kalmak olmalı. Böyle bir mücadelede bu ikinci ihtiyaç, en az birincisi kadar elzem!
Her kafadan bir sesin çıktığı yeni tekno-medyatik düzen, sözlerin bir kemal filtresinden geçmesine mani oluyor. Herkes her aklına geleni söyleyebiliyor, dolaşıma sokabiliyor. Asırlar boyunca bu toprakların selameti, işin olduğu gibi, sözün de bir emanet olarak görülüp ehline verilmesiyle sağlandı ve korundu. Herkesin her konuda fütursuzca, başını sonunu düşünmeden esip gürlediği bir ortam ancak kargaşa ve zayıflık doğurur, doğuruyor. Memleketini düşünenin önce bu ortamları terketmesi ve bulanık suyu sevenlerin etki alanını büyütmemesi lazım...
Birileri kalplerimiz ve zihinlerimiz üzerinde oyunlar oynamaya azmetmiş, bu belli! Bizi kargaşanın bir parçası kılarak duygusal parçalara ayırmak, sonra da bizi bir arada kavî tutan kimyayı değiştirmek istiyorlar. Bunca acı tecrübeden sonra öfkenin çare olmadığını hâlâ anlamadıysak, işimiz gerçekten zor! Çünkü aklıselimden uzak her öfke seli, bir sonraki karanlık eylemin aradığı uygun zemini oluşturuyor. Açık sinir uçlarımız, sinir uçlarıyla oynayarak iş görenlerin iştahını kabartıyor.
Kim toplumun öfke katsayısını abartılı biçimde arttırmaya çalışıyorsa, ona mim koyun! Ya cahildir, ya maksatlı! Bu ülkede birkaç on yıl nefes alıp vermiş herkes bilir; öfke geri tepen bir silahtır. Kimin eline tutuşturulmuşsa en önce onu vurur.
Memleketin kötülüğe mağlup düşerek aklını yitirenlere değil, aklını başına toplamayı bilenlere ihtiyacı var. Cana kastedenler bizi öldürmekle bitiremeyeceklerini gayet iyi biliyor, maksatları bu değil! Maksatları, bizim en büyük gücümüz olan ortak aklı, ortak duyguyu, toplumsal aklıselimi berhava etmektir. Çünkü o güç, bizi tarih boyunca yedi düvele karşı kolay lokma olmaktan koruyan şeydir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.