Bilenler bildi, bu dünyadan bir Türkan Hanım geçti...

04:0024/07/2015, Cuma
G: 13/09/2019, Cuma
Fatma Barbarosoğlu

I-Pazartesi günü Ümit Meriç'i aradım. Hocam Ayşenur'un annesi vefat etti dedim. Ne diyorsun dedi. Hocanın şaşkınlığının önemli bir kısmı Ayşenur'un Ramazan umresi dolayısıyla henüz İstanbul'a dönmemiş olmasındandı sanırım. Sıralı ölümdü, 87 yaşındaydı merhume.Bu dünyadan bir Türkan Hanım Teyze geçti dedim burnumun direği sızlayarak.Vakti zamanında Türkan Hanım Teyzeyi anlatan bir köşe yazısı yazdığımı söyledim. Sonra o köşe yazısına binaen, Prof. Dr. Yaşar Kandemir Hoca'dan aldığım e postayı anlattım.

I-

Pazartesi günü Ümit Meriç'i aradım. Hocam Ayşenur'un annesi vefat etti dedim. Ne diyorsun dedi. Hocanın şaşkınlığının önemli bir kısmı Ayşenur'un Ramazan umresi dolayısıyla henüz İstanbul'a dönmemiş olmasındandı sanırım. Sıralı ölümdü, 87 yaşındaydı merhume.

Bu dünyadan bir Türkan Hanım Teyze geçti dedim burnumun direği sızlayarak.

Vakti zamanında Türkan Hanım Teyzeyi anlatan bir köşe yazısı yazdığımı söyledim. Sonra o köşe yazısına binaen, Prof. Dr. Yaşar Kandemir Hoca'dan aldığım e postayı anlattım. Kandemir Hoca Hilmi Bey ve Türkan Hanımlar olmasa da olmuş gibi yazmakta bir beis yoktur demişti. Oysa Türkan Hanım ve Hilmi Bey vardı, gerçekti.

Ümit Meriç yazıyı merak etti. O yazıyı tekrar yayınla da rahmetine vesile olsun dedi.

Vakti zamanında “ Dindar İnsan Fotoğrafları” başlığı ile yayınlamış olduğum yazıyı tekrar dikkatinize sunuyorum. Türkan Hanım Teyzeye ve Hilmi Bey Amcaya dua buyurunuz.

II-

Ben onları arkadaşımın anne ve babası olarak tanıdım.Merhum Hilmi Bey astsubay emeklisi ehl-i tarik bir zat idi.Davranışlarındaki zarafet ve çalışma azmi ile komutanlarının her zaman iltifatına mahzar, beş vakit namazını mesai saati içinde kılması şikayet soruşturma vesilesi değil, dürüstlüğü dindarlığından mayalandığı için takdir edilmiş bir zat. Yaşarken farkında değildim belki.Farkındaydım da yokluğunun bu kadar derin olacağını bilemezdim.Mübarek insanlar sanki gök ile aramıza konmuş bir direk.Onlar durdukça gökler dürülmeyecek sanki.Hilmi Bey amcayı, en çok yokluğundan geriye kalan boşluk ile tanıdım.Halbuki yaşarken yılda belki sadece bir telefon konuşması vardı aramızda.

Hilmi Bey vefat etmeden birkaç hafta önce hanımına “Türkan hanım” der herkes yaşlandı.Maşallah bir sen yaşlanmadın.”

Bundan güzel bir iltifat cümlesi olabilir mi? Hanımı ilerleyen yaşına rağmen gençlik günlerindeki resim olarak takılı kalmıştır.Gönülde kalan güzellik ile yarışabilecek hiçbir kozmetik ürün henüz keşfedilmedi.Oysa yakışıklı ve dinç olan Hilmi Bey'dir.Türkan hanım fiziki güzelliği ile değil hizmet güzelliği, gönül güzelliği ile yerleşmiştir Hilmi Bey'in kalbine.Belki erkekler hizmet güzelliğini kaydedecek kalplerini yitirdikleri için, dindar kadınlar da kozmetikten medet umar hale geldi.

Türkan Hanım'ın iltifatı karşılayış biçimi de en az iltifatın kendisi kadar güzeldir: “Sayende Hilmi Bey, hiç darda koymadın, hiç zora koşmadın beni. Hayatta gördüğüm bir sıkıntı mı vardı ki yaşlanacaktım.”

Bu sözlerin sahibi hayatta görülebilecek her türlü sıkıntıyı görmüştür esasında. Ama gördüklerini ve yaşadıklarını sıkıntı hanesine kaydetmemiştir.Daima kendinden darda olanlara bakmış, haline şükretmiştir.Küçük yaşta öksüz kalmıştır.Şehirde büyümüş, bir ast subay olan eşinin ardı sıra küçük kasabalarda, kalabalık aile atmosferine dahil olmuştur.Altı çocuk yetiştirmiştir avucuna sayılan ast subay maaşının bereketiyle.Çocuklarının üstünü başını daima kendi dikmiş, kah örgü makinesiyle, kah elleriyle evin her türlü triko ihtiyacını karşılamıştır.Her şey, evde, Türkan hanım'ın elleriyle imal edilmiştir.

Yıllarca gelinleri ile aynı evde oturmuş, kızları ve gelinleri arasında baş gösterebilecek her türlü ayrılığı, gelinlerin tarafında kalarak çözmeyi tercih etmiştir.

Ehli tarik olan bir hanım bir gün Türkan Hanım'a serzenişte bulunur elindeki danteli göstererek.”Bırak torunların çeyizini anneleri düşünsün.Sen ibadetini yap.” Türkan hanım tebessüm ile cevap verir:”Sen benim başka bir şey mi yaptığımı sanıyorsun.”

Çünkü bir taraftan dantel örmekte bir taraftan kelime-i tevhid çekmektedir.

Ve bu yaşanmışlıkların alan araştırmalarına gelir tarafı yoktur.Öyleyse rakamların söylemeye gücünün yetmediği yaşanmışlıkları en çok kalpte muhafaza etmelidir.Kalbimiz kuruduğunda, alan araştırmalarından, istatisliklere konu olan “dindar insan” rakamlarından medet umar hale geliyoruz çünkü.

III-

Yazı böyleydi.Yazının kahramanı Hilmi Bey Amca'yı 28 Mayıs 2003 tarihinde yolcu ettik.Türkan Hanım Teyze'nin nasibi de Temmuz sıcağında bir bahar havası oldu.

Mekanı cennet olsun.
#Ümit Meriç
#Yaşar Kandemir Hoca
#Hilmi Bey Amca