Mahremiyet dokusunu zedeleyen bir “kardan adam” var aramızda !

04:009/01/2017, Pazartesi
G: 17/09/2019, Salı
Fatma Barbarosoğlu

Biliyorsunuz İstanbul'a kar yağıncaya kadar, kar Türkiye'nin gündemi olmaz.



Ne zaman ki İstanbul'a kar düşer, yollar felç olur, hayat durur, işte o zaman gündem kara teslim olur.



Gündem kara teslim olmadan birkaç gün önce, hava durumunda “Bir maniniz yoksa kar taneleri 36 saat boyunca İstanbul'da eyleşmek ister” uyarılarının ortalıkta dolaştığı sıralarda, sosyal medya ahalisinin gündemi, “

” videosu oldu.



Videoya yapılan yorumlar “mürekkep testi”ni yaya bırakacak, pek fevkalade neticeler ortaya koydu.



Videoyu seyretmeyenler için bir kaç cümle ile özetleyeyim.



Apartman önü gibi bir yer. Bir kardan adam var ve kardan adama “uzun uzun” bakan bir kadın. Kadın, kardan adamın etrafında dolanıyor. Sonra kardan adamı yıkıyor. Derken kardan adamın üzerinde tepinmeye başlamışken sırt üstü düşüyor.



Video değişik etiketlerle dolaşıma girdi. Dolaşıma girdikçe yorumlar birbirini kovaladı. Feminist yaklaşımlar ile anti-feminist yaklaşımlar adeta birbiri ile yarışa girdi.



Anti-feministlerin bir kısmı, sırf “kardan ADAM” olduğu için bu kadar öfkeli, Oh olsun diye başlayan ve giderek ağırlaşan küfürlerle bilinç altını ortaya koydu.



Feministler ise kadının öfkesini anlamaya çalışan, yek dil paylaşımlar gerçekleştirdi, kim bilir hangi erkek bir kadını bu hale getirdi diyerek, öfkenin faturasını erkeklerin hanesine kaydetti.



Peki benim açımdan durum neydi?



Her zaman olduğu gibi “Kardan adamın öfkeli kadından intikamı” videosunda da tek başıma kaldım.



Benim “okumam” şöyle:



Kadının etrafına bakışını, bendeniz “beni bir gören yoksa şu kardan adamı imha edeyim” olarak değerlendirmedim. (Çoğunluk böyle değerlendiriyordu.) Tam tersine kadının bakışını, iletişim kurmak ve “Kaç defa konuştuk, buraya kardan adam yapılmaması konusunda bir anlaşmaya vardık, o halde bu ne?” diye isyan olarak aldım.



Çünkü kardan adamın bir apartman girişine hele hele beton zemine yapılması oldukça tehlikeli. Kardan adamın etrafına konulmuş iki kırmızı paspas ile bu tehlike giderilmeye çalışılmış, ama yeterli değil.



Tehlikeli çünkü, kardan adam erimeye başlayınca ıslak zeminde özellikle yaşlıların kayma ve bir yerlerini kırma riskleri var.



Ama bendenizi asıl ilgilendiren husus, bu videonun servis edilmesi.



Üstelik resmi bir makamdan servis edilmesi. (Benim seyrettiğim video Meteoroloji hesabında kayıtlı idi.)



Ülkemizin güvenliği için her türlü tedbire şikayetsiz razıyız. Caddeler, sokaklar, AVM'ler, havaalanları kamera ile denetleniyor. Denetlendikçe kendimizi huzurda hissediyoruz.



FAKAT! Kamera ile gözlenme ve gözetlenme konusunda fikrimizi yormak zorundayız.



Bir kadın kapısının önündeki kardan adamı “yıktığı/düşürdüğü” için suç mu işlemiştir ki, kamera kayıtlarını ulu orta servis edilmesi söz konusu olmuştur?



II-



Yukarıda okumuş olduğunuz yazıyı yazdım. En son neler olmuş bu video ile ilgili diyerek tekrar bir haber taraması yaptığımda, sanal sözlüklerde onlarca sayfa yazıldığını ve bolca küfür edildiğini, Türkiye'den bir haber olarak milyonlarca takipçisi olan dünyanın meşhur sitelerinde videonun dolaşımda olduğunu öğrendim.



Bitmedi, bir ana haber bülteninde olayın “aslı”nı anlatan bir “haber”e rastladım:



Yaş ortalaması 30 civarında olan 3-4 garson, sarı yeşil kıyafetleri ile dev bir kardan adamın başında haberciyi “haberdar” ediyor. Yıkılan kardan adamlarının öcünü Allah'ın sopası var diyerek kadının düşmesinden aldıkları keyif üzerinden naklederken, bütün dünyada dolaşıma giren Ankara patentli videonun arka planını öğreniyoruz.



Kebapçıda çalışanlar bir gün önce neşe ile yaptıkları kardan adamın “enkazı” ile karşılaşınca bunu yapanı bulmak üzere güvenlik kamerasındaki kayıtlara bakıyor. Kadının “eylemi”ni görüyorlar ve derhal kebapçının önüne dev bir kardan adam daha yapıyorlar.



Buraya kadar tamam.



Ama!



Garsonların/çalışanların güvenlik kamerasındaki kayıtları servis etmeye haklarının olmadığını düşünüyorum.



Güvenlik kamerasının kayıtlarının ulu orta yayınlanmasının kişilik haklarına zarar verdiğini tartışmak için, “kardan adamın intikamı” videosunun hukuk fakültelerinde ders olarak okutulması gerektiğini düşünüyorum.



Bir sosyolog olarak benim görüşüm şudur: Güvenlik kamerası ile çekilen görüntüler ancak asayiş odaklı olarak seyredilebilir. Bunun kamuya açık olarak servis edilmesi kişilik haklarına aykırıdır.



Diğer taraftan kadının “psikolojisi”ne odaklanan “amatör psikolog”ların dikkatini çekmek isterim ki, kardan adamı “yıkan kadın” ortaya çıkıp “olay”ı kendi kelimeleri ile anlatmadığı sürece hikaye eksik kalmaya devam edecek.



Kamuoyu olarak bu video üzerinde konuşmamız gereken şey ise, olayın tam bir “mürekkep testi” işlevini yerine getirdiği.



Kardan adamı yıkan kadının diyelim ki, psikolojisi bozuk. O, zaten iki gün sonra eriyecek bir “nesne”ye zarar vermiş.



Peki “bu kadının psikolojisi bozuk” diye ona etmedik küfrü bırakmayanlar gerçek bir insanı incittiklerinin, dil üzerinden şiddet inşa ettiklerinin ne zaman farkına varacak?!


#İstanbul
#Kar
#Kardan adam